o yüzden tdk yı ezberlemenin türkçeyi bilmek demek olmadığını iyi bilirim. sen en önce geleceksin â harfinin dilden atılması rezilliğini bana açıklayacaksın. ondan sonra artisliğini yine yap.
dergi dediğim ülke genelinde dağıtılan dergiler bu arada salak saçma okul dergilerine benzemez.
neden analitik felsefeyi yeni kantçılığı bu ülkede yaşatamamışız bunu bir düşün. neden türkologlar ve dilbilimciler bile mal mal hikaye mi doğru öykü mü kavgası veriyor bunun için bir fikir belirt. oktay sinanoğlu gibi bir kimyager nasıl oldu da türkçe üzerine onlarca kitap yazıp bunları okuttu bi düşün. kıraathanede siyaset tartışan tipler gibi gelip son cenabete imla üzerinden dil dersi vereceksen önce benim külliyatımı öğreneceksin maloç seni.
heh heh nasıl arkadaşlar kızmışım gibi olmuş mu. salak oç beni fiştekliyor sözde
@kamuk: ben hala sıçıyorum sorun yok bence gayet normal. toplum beni anlamıyor.
"â" harfinin Türkçeden çıkarılması rezillik falan değil gerekli ama altı doldurulmadan yapılmış bir harekettir. Sen öncelikle o sesi karşılayan bir harf ya da harf grubu bulacaksın ki ondan sonra Türkçeden Arap artığı harfleri temizleyeceksin. Hatta direkt o harfin kullanıldığı Arapça-Farsça kökenli kelimeleri dilden temizleyeceksin. Mesela boğazdan verilen "n" sesi öz Türkçede önemli bir yerdedir ama şu an alfabede "j" sesi bile varken onun bir karşılığı bulunmamaktadır. Demek istediğim TDK'yi savunan bir insan olmayı bırak TDK'nin gerçekten başarısız bir kurum olduğunu iddia eden bir insanım fakat kısaltmalara ek getirmeyi dahi bilmeyen; "artislik", "sağol" ve "itibariyle" gibi yanlış kelimeler kullanan bir insan da kalkıp Türkçe konusunda ahkam kesemez. Önce bir kurallarıyla yazmayı öğreneceksin, sözüm ona TDK'yi ezberlemek, ondan sonra sağda solda metin düzenleme yapacaksın.
evvela burada yazarken hiç öyle kurallı olsun falan gibi bir kasışım yok kardeş öyle olan feyklerim vardı. lakin bu değil. oturup yazdığım şeyi tekrar düzeltme kimseye kabul ettirme gereği görmüyorum. yanlışı doğruyu da gerektiği yerde gerektiği kadar düzeltirim düzeltmem yine benim keyfim nasıl isterse. her yerde kitap türkçesi kullanmak gibi bir zorunluluğum olmadığı gibi burada herkesin belim kuşağım yazdığı bir yerde sıkıştığında hemen imlaya sarılman biraz acziyet göstergesi onu söyleyeyim. bunları geçelim.
ancaaaak
be anasını siktiiimin malı, arapçanın türkçeden ayıklanması ne demektir lan? dil böyle bir şey değil kardeş. sen dili yapay etkilerle kendine göre düzeltmeye çalışırsan sonunda elinde ittirgeçli götürgeç gibi net komik şeylerden başka bir şey kalmaz. bak analitik felsefe ve dilbilimi diyorum. bugün hala yazıp hâlâ şakaları yapılıyor ve buna çocuklar bile gülüyorsa bunun sebebi o â harfinin atılması mesela. sen kendi dilini budaya budaya kuşa çevir, ondan sonra bu insanlar neden 300 kelimeyle hayatını idame ettiriyor. dilin zenginliği dili kullanan kişinin dünya görüşünü ve olayları algılayışını değiştirir. bir kavramla ya da başka bir şeyle karşılaştığında bunu doğru ifade edebilmeni sağlar. bunlardan yoksunsan, doğru ifade araçlarına sahip değilsen ve veya siyasi veya başka sebeplerle bu zenginliği feda etmeyi normal karşılıyorsan kendi zihninde doğru ifade edemediğin dünyayı doğru algılayamazsın da. sonra bu ülkenin %50si aptal yeaa edebiyatı yapıp götünü parmaklarsın. ayrıca 1984 ü umarım tekrar okumanı tavsiye ederim bu dilin anasının skillmesi mevzuyla ilgili olaraktan. bununla beraber oğuz atay ve özdemir asaf 'ın dili kullanışları ile attila ilhanın imlaya yaklaşımını da bir gözden geçir. eğer yok olmaz ben yapamam diyeceksen tamam sen ilkokulda öğrendiğin dilbilgisi dersiyle kal o senin problemin ama eğer bilmediğin bir konu hakkında ahkam keseceksen otur biraz oku bakalım bu adamlar neler yapmış diye. başka başlıkta kullandım bugün, bak dunning kruger etkisi tam üzerine oturdu. şans işte.
tuncer gülensoy, hasan eren, sevan nişanyan bunları da öğren elin değmişken. işine yarar. ayrıca http://tr.wikipedia.org/wiki/K%C3%B6ken_bilimi
küçük bi başlangıç olur hiç olmazsa da böyle salak durumuna düşürmezsin kendini
siktirin gidin lan burdan aptal orospu cocuklari ortaokulda kompozisyon dersinden 100 almisligim var sizin kadar ahkam kesmiyorum
Öncelikle senin o kardeş diyen çemçük ağzını sikerim iki hafta konuşamazsın. Ulan it oğlu it, böyle bir ortamda takılan paçavraların kafasına kurdukları her cümleden sonra imla kılavuzuyla vursam da iki adım yol gidemeyeceğimin ben de farkındayım ve üstlerine çok gitmiyorum. Ama bütün bu tartışma senin serin bir Tiny gecesinde gözüme girmek için muhabbeti Türkçeye getirip "6-7 yıl edebiyat dergilerinde yazmışlığım ve redaksiyon işlerini üstlenmişliğim var." demenle başladı. Sıkıştığım yerde imlaya sarılmam tamamen kuru bir iftiradan ibaret olmakla beraber bik bik öten dallamaları sikerken etkiyi arttırmak amacıyla Türkçe bilmemelerini kullandığım doğrudur.
Arapçanın Türkçeden ayıklanması konusuna kör milliyetçi bir gözle bakıp bunu ileri sürmüyorum. Türkçenin gelişebilmesi için bunun zorunlu olduğunu iddia ediyorum. Yıllar boyunca at üstünde mal mal oradan oraya koşturan bir milletin haliyle fazla kelimeye ihtiyacı olmadı ve sonraki dönemde ise hazır buldukları Arapça ve Farsçaya çökerek kendi çaplarında edebi eser sıçtılar. Ama artık durum tamamıyla farklı ve Türkçenin geliştirilmesi gerekiyor. Arapça kelimelerin Türkçeye zenginlik kattığını iddia etmek de gülünç olmaktan öte oldukça acınası. Sen kelime çekiminin tamamen farklı olduğu bir dilde bilmediğin kelimeleri kelime köküne göre anlamdan çıkaramazken nasıl bir zenginlik kattığını iddia ediyorsun? İçine tabure koyup duş aldığın jakuzi zenginlik değildir bunu unutma. Ek olarak dilin zenginliği değil kelimeleri etkili kullanabilme yetisi kişinin dünya görüşünü doğrudan etkiler.
Üniversitedeki Türk Dili hocam da aynı senin görüşlerine sahip bir gavattı. Dilin katı kurallara bağlı olmaması gerektiğini halkın da kullanabileceği seviyeye indirilmesi gerektiğini söylerdi. Tabii ki örnek olarak da Attila İlhan olsun Elif Şafak olsun bu gibi soysuz orospu çocuklarını örnek verirdi. Sayısal bir bölümde okuduğum için çoğu zaman Türk Dili derslerini 3-5 kişiyle işlerdik. En son ateşli bir tartışmamızın sonunda "Hocam hiç kusura bakmayın da sizin gibi Türkçe öğretmeninin ben amına koyayım. Bu sözüm yüzünden beni dersten bırakırsanız ya da herhangi bir yaptırım uygularsanız da anlayışla karşılarım." deyip kapıya yönelmiştim. Tam çıkmak üzereyken "Seni dersten bırakmayacağım yaşından ötürü düşündüğün fikirleri ateşli bir şekilde savunuyorsun ama sonunda senin benim fikirlerime geleceğini düşünüyorum." demişti. Dersi AA ile geçtim ve ettiğim küfür de yanıma kâr kaldı hatta bölümde ufak çaplı bir üne bile kavuştum. Aradan yıllar geçti ben hâlâ o günkü fikirlerimi savunuyorum ve hâlâ karşıma o gavat gibi gavatlar çıkıyor.
Sabah şehir dışına çıkacağım o yüzden şimdi yatıyorum. Hayırlı forumlar.
*Burada Türkçenin etkin kullanımına şahit oldunuz. Şehir dışına çıkıyorum diyerek kendimi oldukça havalı gösterdim ama aslında Adana gibi boktan bir şehre gidiyorum.
"Arapça kelimelerin Türkçeye zenginlik kattığını iddia etmek de gülünç olmaktan öte oldukça acınası." bi tek bu kısıma takıldım.
kök bilgisi kardeşim şimdi uzun uzun ifade edemeyeceğim senin kadar açıkça ama az uz anlıyorum. bu konuyla ilgili fikir tetisi yapalım isterim
@samkıro: