Adnan Oktar hakim karşısında: "Kalbimde coşkun bir sevgi var kadınlara ilişkin. Kızıl elmacıyım, devletimin emrindeyim. Cinsel gücüm çok yerinde"
mi6 kazandi, mossad kazandi, kgb kazandi, cia kazandi...
islam alemi kaybetti
bu ülkede güzel olan ne varsa içine ettiler. sayın adnan oktar da bu güzelliklerden biriydi
hocamız tutuklandığından beri ülkenin başına gelmeyen kalmadı. anlayana...
tarikat kurmak limited şirket kurmaktan bile daha kolaydır. ne vergisi, ne başka evrak işi, ne de yüksek meblağlarda sermaye ihtiyacı.
hedef mürit toplamak! mürit yoksa siz bir hiçsiniz! unutmayın; şeyh uçmaz mürit uçurur
tarikatların 4 çeşit müriti olur;
1 - “father figure” arayışında olanlar.
güçlü bir babanın elinde büyüyememiş olan koca bebeklerin sevgi ve ilgi beklentisiyle birlikte "otorite özlemi" çekenler. bir yol gösterici olacak, öz baban göstermezse sanal baban gösterir gibi düşünün…
2 - gizli gayler
tarikatlara üye olanların bir kısmı gerçekten de kendini düdükletmek ve de gondikletmek için üye olurlar. bunlar görünürde “sert erkektirler”. twitter’a “kadıköy civarı aktif var mı beni sikecek” diye yazmaya utandıklarından dolayı, kişisel fantezilerini “tarikat sosuna” bulamaya çalışırlar.
3 - fakirler
bunlar zaten aç ve açıkta insanlardır. bizim gibi gelişmemiş ülkelerde çok bulunur ve kandırılmaya müsaittirler. 3 öğün bir tas yemek için tarikatların ağına yem olmuşlardır.
4 - tarikatlarda ibadet edildiğini sananlar
bunlar en gerizekalı gruptur. tarikatlara olan rağbette mevzu "kuran, islam, müslümanlık" üçgeninde bir metafizik mastürbasyonu sananlardır. bir kaç ayet, etkili bir hitap, bolca ağlama ile şeyhinin iç çamaşırına sarılarak uyuyacak kadar çıldırabilirler.
ne kadar fazla mürit, o kadar fazla etkili tarikat demektir. kandırabildiğiniz kadar insan kandırın. bu ülkede enayi çok. bu topraklar öyle mümbittir ki daima keriz yetiştirir. 1 yılda en az 1000 kişi toplarsınız.
kıt eğitimli ve kıt akıllı ev kadınlarını gıdıklamaya yönelik "aşk gurusu", "yaşam koçu" değilsiniz… siz ayağı takunyalı, çember sakallı bir şeyhsiniz! büyük düşünün. her söylediğinizde ve yaptığınızda aşırıya kaçın. çılgınca şeyler yapın.
mesela “ben mehdiyim” diye bağırın. yalandan kim ölmüş amk. hiç olmazsa 100 kişide inanan 10 kişi çıkar.
bu din piyasasında kızlarla oğlanlara ters ilişki kurdurup seyredenleri bile gördük ha... "nikah olmadığı" için düzü yasakmış ama ötekinde bir sakınca yokmuş, fakat olay sırasında yatağın yanı başında ille bir tanık bulunacak, tanık da genellikle hocanın kendisi! (bkz: adnan oktar)
bu yüzden yaratıcı olun. devleti arkanıza almanıza gerek yok. tarikatınız yeterince büyüdüğünde zaten bakanlar ve milletvekilleri ayağınızı öpmeye gelecektir. sabredin.
artık akıl yirminci yüzyılda kaldı. donmuş bir dünya olan islam, bön ve sığ basitliğiyle yeni yüzyılda tüm inananları esir aldı. fakat kimsenin de birey olmaya niyeti yok, kendi ayakları üzerinde duramıyorlar, kafalar da karışık, o zaman herkese şeyhiyle birlikte mutluluklar dilerim.
hatta kendi tarikatımı kurduğumda da sikişm... pardon, çay içmeye beklerim.
Başımız sağolsun türkiyem. Mısırlıdan sonra bir büyük alimimizi daha kaybettik.