adama atılan tekmeler yüzünden hayatını kaybetti. kaf dağı olsa dayanamazdı
Devrimciler milli devletlerin kuruluşunu değil sınıfsız toplumların kollektivist sosyalist rejimlerin, bütün halkın devletinin kurulmasını savundukları zaman doğru bir şekilde tarihsel rollerini oynamış olurlar.
Milli gelenekler birer safsatadır, aldatmacadır. Devrimcilerin savunacağı gelenekler tarihte ilerici devrimci rol oynamış önder ve onların kitlelerinin gelenekleridir. Kürt geleneği denilen gerici bir aşiretler toplumu geleneğinden başka nedir? Türk geleneği diye topyekün bir gelenek de yoktur.
Çok dil bölücülüktür, insanın insanla anlaşmasının önüne bölücü bir duvar örer. Tek dil insanı insanı yaklaştırır. Tek dil ezilen sınıfların dünya çapındaki örgütlenmesinde önemli araçtır. Ana dil sadece ve sadece mevcut olanı kabul etmektir, halbuki insanlık mevcut olanı değil gelişmeye uygun olanı kabul ettiği ölçüde gelişir, başarılı olur, mutluluğu elde eder. Tek dil kavmiyetçiliği, milliyetçiliği, ırkçılığı önlemede özel bir öneme sahiptir. Bu özel önem dünyayı farklı anlamlandırmanın önüne geçen imge, simge, algıları ortak algılamaya yol açar. Ve tek dil, tek yaşamın önemli bir dayanağıdır. İnsanlığın sınıflara bölünmesi, onların acı çekmesi, adaletsiz bir hayat sürmeleri, eşitsiz bir yaşam içinde mutsuz olarak bir ömür sürmeleri demektir. Bu insanın varoluşuna dahi aykırıdır. İnsan dünyayı değiştirme yeteneğine sahip bir varlık, bir canlı olarak kendini mutsuzluğa, hüzne, acıya boğan bu yaşam tarzına neden tahammül etsin; insan değiştirme ve dönüştürme yeteneğini kullanarak olumsuzlıkları olumluya dönüştürebilir. Mutsuzluğuna son verebilir, acılarına bizzat kendisi panzehir olabilir. Ve bu şekilde bir yaşam ise insanlara yakışan TEK YAŞAM biçimidir. Bu yaşam biçimi KOMÜNAL YAŞAM biçiminden başkası değildir. Bu yaşam biçiminde insanın insanı sömürmesi, ezmesi, üstünlüğü, baskısı, aşağılaması, kendi hizmetinde kullanması yoktur. Ve bu komünal yaşamın esası üretilen malların PAZAR için üretiliyor olmaması ve insanların ihtiyaçlarına yönelik olarak üretilmesidir. Bu üretimden sonraki süreçte üretilen mal ne olursa olsun pazara satış amacıyla, bir fiyat etiketiyle sunulmaz. İnsanlar bu şekilde ürettiğine de yabancılaşmamış olur. İnsanın ürettiği insanın karşısına ulaşamayacağı bir nesne olarak çıkmaz. Tam tersine insanın ihtiyacını karşılayan bir maldır ve bu mal ücret ödenmeden elde edilen bir maldır. Mala ücret ödenmediği gibi hiçbir hizmete de ücret ödenmez. Yaşam artık paranın bulunmadığı, herşeyin bedava olduğu bir yaşamdır.
Türklerin tarihi de ikiye bölünmüştür. Gerici ve ileri-devrimci tarih olarak bu nedenle bizler ilerici-devrimci tarihin mirasından yanayız. Türklerin tarihinin devrimci geleneğini, sıralayacak olursak, Babek, Baba İlyas, Pir Sultan, Şeyh Bedrettin, Mustafa Suphi ve Kaypakkaya olarak sınıfsız toplum yanlısı modern ve ilkel komünistler olarak sıralayabiliriz. Buna 68 kuşağının önderleri olan Mahir Çayan, Deniz Gezmiş gibi anti-emperyalist ve anti-faşist gençlik önderlerini de ilave edebiliriz.
Dil asimilasyonu ise dünya çapında güçlü olmayan kültürlerde vardır. Bazı dillerin asimile olması ve tarihten silinmesi bile ilerici bir olgudur. Afrikalının kabile dili Fransızca tarafından asimile edildiyse bu ilerici bir gelişmedir. Kaldı ki devrimciler arası diyaloğun, halklar arasında diyaloğun artması için tek dil gereklidir. Bu tek dil de dünyanın her bakımdan en gelişmiş dili olan 1789 Fransız devrimini, 1871 Paris Komününü gerçekleştirenlerin dili olan Fransız dili olabilir. Fransız dili, felsefede, edebiyatta, sanatlarda ve bilimde bütün ihtiyaçlara cevap verebilecek derecede gelişmiş bilimsel ve estetik bir dildir. Dünyanın en gelişmiş tek dilidir. Dünya devrimcileri ve dünya sosyalistleri arasında dil birliği (Fransız dili birliği) oluşabilseydi çok doğal çok gelişkin ilişkiler kurulabilir çok daha verimli teori ve pratikler ortaya konulabilirdi.
Eğer Rus devriminden sonra Sovyetler Birliği 16 Cumhuriyet olarak milli sosyalist devletlere ayrılmasa ve her millet dilini tarihin çöplüğüne atsaydı ve sınıfsız komünal bir Sovyetler (yani sınıfsız bir Sovyetler inşa edilseydi) geriye dönüşte önlenirdi. Ancak ne yazık ki, Lenin Ekim devriminden sonra Sovyet rejimi için sınıfsız toplum (komün toplumu rejimi) yerine Alman devlet kapitalizminin rejimini örnek almış ve Alman devlet kapitalizmini Sovyetlere uygulamıştır. Başında komünistlerin bulunduğu bir Alman devlet kapitalizmi sosyalist bir rejim ile bağdaşır mı, evet Lenin bunu bağdaştırma hatasını yapmıştır.
Orta Asya devriminde motor gücü Türkmenistan, Türkistan ve Azerbaycan Türkleri oynayabilir. Bu Türk devletlerinin birleşik Maoist devrim yapmaları mümkündür. Onlar tarih ve dil birliğine de sahiptirler. Geçmişlerinde sosyalizm deneyi de mevcuttur. Birleşik tek Türk devletini komünal sosyalist sınıfsal bir modelde kurmaları Orta Asya’da devrimin öncüleri ve yayıcıları haline gelmelerini sağlar. Orta Asya’nın tek birleşik komünal Türk devletine ihtiyacı vardır. Azerbaycan-Türkistan-Türkmenistan tek komünal Türk devleti olmalıdır. Ve bu birliğe Türkiye de eklenebilir. Bu dünya devrimine önemli bir hizmettir.
Dönelim 60’lı, 70’li yılların komünal bir Sovyetler kurulsaydı, Türk devletleri olan Azerbaycan, Türkmenistan, Türkistan’da sömürgeci gerici İslam dini ortadan kaldırılsaydı, milli özelliklerin yerine sınıfsız tolum özellikleri ve proleter ideoloji ikame edilseydi, oralarda varolan CIA imalatı Yeşil Kuşak da gerçekleşemezdi, Azerbaycan Türkleri ile Ermenistanlı Ermeniler arasında da düşmanlık tohumları yeşermezdi. Orta Asya Türk devletlerinde de Arap dinci-sömürgeciliği canlı kalamazdı.
Öte yandan Çin devriminden sonra Çinliler milli sosyalist devlet olmak yerine Sovyetler ile tek komün devleti olarak BÜTÜN HALKIN DEVLETİ çatısı altında sınıfsız toplum kursa ve dillerini de Fransızca olarak değiştirmiş olsalardı. Çin'den Avrupa'nın ortalarına kadar devasa bir komün devleti kurulmuş olurdu. O zaman ne Brejnev revizyonizmi ne Deng Siao-ping revizyonizmi hortlayamazdı. Ve o zaman ENTERNASYONALİZMİN bayrağı dünyanın bir ucundan öteki ucuna dalgalanıyor olacaktı. O koşullarda Türkiye ve Kürdistan devrimleri de esen o devrimci rüzgarların etkisiyle kısa zamanda devrimlerini yapacaklardı. Bu konuda Mao Tsé-toung ve Stalin'deki enternasyonal kızıl ruh zayıftır.
Milli kültür gerici kültürdür, milli devlet gerici devlettir, milli devlet ideolojik olarak milli öndere tapmayı şart koşar, milli kültür burjuva ve dinci kültürden başka birşey değildir. Kürtlerde daha da kötüdür milli kültür olarak Arap dinci kültürü ve gerici aşiret kültürü vardır. Aşiret kültürü de milli dönem öncesinin feodal kültürüdür. Kürtlerin milli kültür inşa edecek, rönesans, aydınlanma yanlısı önderleri de yoktur, Arap dinci kültürü dışında gelişmiş bir kültürleri de yoktur. Devlet imalatı maganda, ruh hastası Apo mu milli önderleridir. İslamcı ve Osmanlı istihbaratçısı Sait Nursi Deliüzzaman mı, İslamcı sömürgeci alçak Şeyh Sait mi milli önderleridir. Kürt Aleviliği de onların milli kültürleri olarak kabul edilemez. Alevi Kürtlük tarihte ilerici bir role sahip olsa da zayıf bir konumda kalmış, Arap gerici sömürgecisi damat Halife Ali’nin etkisinden kurtulamamıştır.
Baskı ve yıldırma ve asimilasyon, inkar politikaları güçlü devletlerin, güçsüz devletlere ve güçsüz milletlere karşı uyguladığı politikalardır. Milli baskı politikası tamamen ezen, egemen sınıfın devlet politikasıdır. Çağımızda yaygın bir politikadır. Bu kapitalizmin varlık sebeplerinden biridir. Çünkü kapitalizm eşit olmayan bir şekilde gelişir, onun gelişme kanunu budur, bu gelişmesi esnasında güçlülüğü nedeniyle güçsüz sınıf ve milletlere baskı uygular onları tahakkümü altına alır, onları kendi istediği biçime sokmak ister. Bundan amacı kendi varlığını korumak ve devam ettirmektir, her şey kapitalizmin ve onun varlığının devamı içindir. Bu nedenle pazara hakimdir, hakim olduğu pazarda kendi dilinin konuşulmasını ister aksi halde bir Pazar içinde farklı dillerin varlığı, farklı dillerin konuşulması ekonomiye darbe vurur, her şeyden önce ekonomik işleyişi sekteye ve milli bölünmeye uğratır. Kapitalist kendi pazarında başka dile müsaade etmez. Bir milli devletin de ekonomik temeli kapitalist pazardır ve bu pazara dışarıdan yabancı bir dil girmesine ve Pazar hakimiyetine zarar vermesine izin vermez. Meselenin özü budur. Pazar hakimiyetidir.
Aynı şekilde egemen sınıf sömürü ve baskısı altında bulundurduğu kendi milletinden sınıfları da kendilerine yabancılaştırır. Proletaryayı asimile eder. Proletaryanın kendi ideolojisi ile donanıp kendi gerçek kimliğine sahip olmak istemesine binbir çeşit yol ve yöntemle engel olur. Yasa yollarıyla olduğu gibi yaydığı burjuva kültür türevleriyle de onu etkiler, proleter kültürden uzaklaştırır. Burjuvazi bir inşaat işçisi olan geri tipten önemli bir arabesk sanatçı yaratır, bu arabesk tip ne yaşantı biçimiyle ne de arabesk şarkılarıyla aslında halkın sanatçısı değildir; ama burjuva medya tarafından öyle allanıp pullanır ve kontra sol Kürtler tarafından da himaye edilir ki, zannedersiniz proleter bir sanatçımız var. Bu sanatçı müsveddesini, politika sahnesinde en son olarak Amerikan uşağı Erdoğan, Amerikan uşağı Barzani ve salağın teki Ozan İsmail (Şivan Perver) ile şov aleminde gördük. Kürt Ozan İsmail (Şivan Perver), Amerikan Recep, Amerikan Barzani ve Kürt maskeli Arap İbrahim Tatlıses aynı kareye oturuverdi. Kimleri aldatmak içindi bu senaryo. Bu gayri-milli bir senaryoydu ama milli olarak sunuldu. Aslında Kürt aşireti Barzani’nin, Amerikan emperyalizminin ve işbirlikçi Recep hükümetinin çıkarları için hazırlanmış bir asimilasyoncu senaryoydu.
Gelelim dört parçanın birleştirilmesine, evet bu ancak bir Orta Doğu Birleşik Maoist Devrimi gerçekleşirse mümkündür. Ve gerçekleştiğinde de asla Kürt aşiretlerine, Kürt kontraları PKK'lilere hizmet etmeyecek, komünal bir dört parçanın birleşmesi olacaktır.
Böyle bir devrim Orta Doğu halklarını ve onların bilincini derinden etkileyecektir. Özellikle Orta Doğu için böyle bir devrim mümkün ve gereklidir. Orta Doğu’da böyle bir Birleşik Maoist Kolektivist Sosyalist Komünal Rejim amaçlayan devrim Türkiye Türklerini, dört parçadaki Kürtleri, İran Farsilerini, İran Türklerini, Suriye Araplarını, Irak Araplarını, Irak Türklerini, Azerbaycan Türklerini kapsayacaktır. Daha sonra bu devrim Arabistan’a doğru enternasyonal bir yayılma gösterir ve Arabistan kızıllaşır, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri, Yemen , Lübnan kızıllaşır ve orada tek başına kalan faşist İsrail’de de devrim çok daha kolay gerçekleşir ve faşist İsrail’in yerini kızıl İsrail alır. Kızıl Yahudi yüksek zekasıyla dünya devrimine önemli katkılar sunar. Oradan devrim, Kuzey Afrika Birleşik Devrimi için esen güçlü bir rüzgar haline gelir.
Bu durumlar ABD emperyalizmi için büyük bir darbe büyük bir ekonomik zayıflama, büyük bir coğrafi nüfuz kaybı demektir. Ve sıçrama Avrupa Birleşik Devrimini de tetikler sırada ABD devrimi vardır. Kolları kanatları kırılmış kozmopolit ABD’nin sarılacağı ne bir sermaye gücü kalmıştır, ne dine sarılabilir, ne de milli bir özelliğine. Kudurarak ölüm onu beklemektedir.
Gericiler tekleşmeden yana olmuşlardır. Yeni Dünya Düzeni tekleşmedir. Kapitalizmin emperyalizme evrilmesi ve tekelci kapitalizmin ortaya çıkması tekleşmedir. Emperyalistler arasından bir süper devletin çıkması tekleşmedir. Çünkü tekleşme güçlü kılar. Yenilmez kılar. Öte yandan uhreviyat, dinler de tekleşmeye doğru gitmişti. Çok tanrıcılıktan tek tanrıcılığa gidiş bir tekleşmedir. Tarihin güçlü olma yolu tekleşmeden geçmektedir. O halde halklar ve ezilenler, proleterler de tekleşmeye doğru gitmelidir. Tek vatan olarak sınırsız-sınıfsız komünal sosyalist tek dünya devletine doğru gitmelidir. Tek dil olarak en gelişmiş Fransız dilini benimsemeli, anadil denen ırkçı-milliyetçi saçmalığa prim vermemelidir. Tek yaşam biçimini savunmalıdır. Tek yaşam komünal yaşamdır. Tek yaşam her şeyin parasız olduğu toplum yaşamıdır. Tek yaşam sınıfsız kardeşlik toplumu yaşamıdır.
Tek devlet; DÜNYA DEVLETİ;
Tek dil; FRANSIZCA dili;
Tek yaşam; KOMÜNAL, PARASIZ YAŞAM;
Tek düşünce; KOMÜNAL DÜŞÜNCE
Bunların gerçekleşmesinin yolu da MAOİST DEVRİM, POL POTÇU REJİM ile mümkündür.
Dinci orospu çocuklarını sikmiştir.
Onun adı işte bu yüzden ali İsmail korkmaz.
Ensarda fazla sikilip geldiniz sanırım.
Fazla düşmüşler sizi itler.
@jet ali: ne o ufaklık zoruna mı gitti? ensar deyince hemen dellendin. çocukken ensarda sana kaymışlar çok belli oluyor....
@nadani terk ettim yarani buldum: bizim zamanımızda ensar yoktu ama benim ufaklığı yollayacağım bizde imkan yoktu onlar mahrum kalmasın
kanser hastasıyım, yoğun kemoterapiye bağlı şeker çıktı, bel fıtığım uzun süredir oturtmuyor, yürütmüyor , uyutmuyor, sokağa çıkamıyorum. keşke sizin yerinize ben ölseydim. siz toprağa tek tek düştükçe ben de azala azala ölüyorum. ah be çocuklar nasıl kıydılar size .
ezik piç azıcık erkek olsaydı döner iki yumrukta adamlara vururdu. ilkokulda ağzı yumurta koktuğu için arkadaşlarından dayak yiyen piçin ta kendisi bu. yaşarken karşılaşsam kesin ben de döverdim amına koyduğumun çocuğunu.
is-mail yerine whatsapp kullansaydı yaşardı. offf ananızı sikeyim sizin
hadibeyler (hadigeyler) nickli yazarımızın ikiz kardeşi. Ulan ya anaları bir ya da babaları.