lakabımdı küçükken
manfooha sokaklarında bir beyazdım ve zencilerden oluşan minik bi çetenin lideriydim.
5-6 yaşındaydık daha hep 20-30 kişi takılır büyük zenci abilerimizden haşhaş çalardık.
bazen para biriktirir 100-150 riyale torbacı abilerimizden satın alırdık
herşey taşındıktan sonra değişti asosyal bi piç oldum liderliği de başka bi zenci aldı
şuan uluslar arası bi suç orgütü lideri olabilirdim belkide.
kimse sormadı ama ben bana neden kesik dediklerini anlatacağım:
ben aslında türk de değilim. babam ise polis değil federal şerif. annem babamı aldatmış ve meksika kartel lideriyle birlikte olmuş. ben hangisinden doğdum inanın bilmiyorum. onlar da bilmiyor. 4 yaşında tüm parmaklarımı yakmış babam. o yüzden parmak izim alınamıyor. bunu neden yaptığını sorduğumda babama, zamanın şartları diyip geçiştirmişti beni.
neyse annem babamı aldatınca babam karteli yıkmaya adamış kendisini. federal şerifken bağlarını kurmuş ve rusların gayrimeşru işlerini yapmaya başlamış. hizmetleri karşılığında ise silah, koko ve kuku kazanmış. kokoları zencilere dağıtmış. zencilerden ise yine para kazanmış. babam böyle böyle yolunu bulmuş ve kansas'ta bir depo kiralamış. silahları buraya zulalamış.
annem kartelin pis işlerini yapmaya başlamış. çünkü kendisi bir maliyeci. evet. kartelin meşru tüm işlerini annem devralmış. babam yolunu bulunca, yoldaşlarını toplayıp kartel lideriyle karşı karşıya gelmiş. ben o zamanlar 12 yaşındayım. onlarca zenci, kahverengi ve beyazın ortasında tek başıma hissediyordum kendimi. acı günlerdi...
bu işi nasıl çözeceklerini düşünmüşler. teke tek yapmalarına karar verilmiş. kartel lideri babamın ağzını yüzünü sikmiş. ben babamın yanına koşunca da sen benim oğlumsun, çekil şuradan diyip bana da dalmış. babam bu arbedede öldü. ben yediğim dayaktan sonra toplamda 32 dikiş yedim. annem kartel lideriyle benim aramda kaldı. sonuçta kartel. adamın ağzını yüzünü siker. annem beni seçti. annemle zeytinburnuna taşındık. nasıl derseniz babamın rus bağlantıları sayesinde. midilli diye bir gemide geldik istanbula. boğazdan geçemedikleri için boğazda suya attılar bizi yüze yüze rumeli hisarının oradan çıktık.
taşındığımız mahallede çok fazla serseri vardı ama ben sonuçta kartelin, rusların, afro amerikanların arasından sağ kurtulmuştum. kendimi bunlara kanıtladıktan sonra bana adımla hitap etmemelerini, bana kesik demelerini söylemiştim. daha doğrusu emretmiştim. ben emretmiştim ve öyle olmuştu...