backyard diye bi yerde ilk defa calmaya gidiyodum. saat sabahin 5'i. gunes doguyor ama kasvetli bir hava var. calacagim yerde uzeri tek kapali olan yer dj kabini. kapidan girerken herkese siyah papyon dagitiyolar. kizlarin uzerlerinde bikinileri, erkeklerin gotlerinde mayolari var sadece. bir de o papyonlari takiyorlar. suratlar asik. ne bicim bi yere geldim lan diye dusunuyorum. sonra set saati geliyo. basliyorium calmaya. yagmur basliyor. yagmur yaginca millet sallanmaya basliyor. enerjiyi yukseltiyorum. 15 dakika icinde 156 bpm jungle dnb karisik kafalarina kafalarina vuruyor oluyorum. ama bi gariplik var. insanlar ziplayarak dans ediyolar ve ayni zamanda hungur hungur agliyolar. ulan acaba bi sey ictim de haberim mi yok neler oluyor diye dusunurken onumde dans eden kizi kolundan tutup kendime cekiyorum. problem nedir neden herkes agliyor diye soruyorum: kiz kopup gidiyor. meraktan kendimi sikecek duruma geliyorum. set bitiyor. direkt arastirmaya basliyorum nedir ne degildir:
gozume kestirdigim aglayan ilk tatli kiza yanasiyorum hemen. gel diyorum yasla basini omzuma. soruyorum neler oluyor burda neden herkes uzgun ve bi o kadar egleniyor?
bugun mark'in ilk olum yildonumu. onu kutluyoruz diyor. mark kim diyorum, burayi burasi yapan adam diyor. sasirip kaliyorum. ee neden partiliyosunuz bu bana oldukca huzunlu geldi diyorum. megersem adam vasiyetine not dusmus: hala cilginlar gibi egleniyor oldugumuz bi yasta olursem sayet, muzikten ve eglenceden siyrilip sakin bir hayata gecis yapmadiginiz her yil olum yildonumumde partileyin.
bi anda dunyam aydinlaniyor. aglamaya basliyorum. sonra asitin de etkisiyle muzigin icine girecek gibi olup dans etmeye basliyorum, salya sumuk.