Sabah uyandığımda eppeğimin bittiğini görmek beni epey sarsmıştı. Yine sokağa çıkacak yine o iğrenç yollardan yürüyecek ve oksijenin ciğerlerime dolmasına izin vericektim. Eppek için değerdi. Merdivenlerden aşağı ayaklarımı sürüklerken haliyle tedirgindim o pis dünyada başıma neler geleceğinden bir çare habersiz kapıya vardım ve kendimi dökümlü sikik sokaklara attım. Evin hemen yanında yeni bir inşaata başlamışlar zemin bitmiş. Kafamı uzattığımda gördüğüm manzara beni haliyle şaşırttı. Yolda yürürken ne alacağımı planlıyor bir yandan da kimseyle göz göze gelmemek için kapşonluğuma sarılıyordum. Biraz soslu yeşil zeytin , az peynir , aç bitir salam aldım mı işlemim tamamdı. Kimsesiz vatanıma , biricik kaleme geri dönebilirdim. Birde eppek vardı. Eppek alıcaktım unutmadan. Bakkal'dan alıcaklarımı talep edip getirdiklerini bir poşete doldurduktan sonra 200 tl ' yi uzattım bozuk olmadığını söyledi. Yaz o zaman diyemedim sonra alırım üstünü o zaman dedim ve kendimi sokağa attım. Şaşırmayın bir keresinde minibüsçüye de 200 tl vermiş üstünü isteyecek cesaretim olmadığı için ineceğim yere kadar gelip indikten sonra minibüsün arkasından öylece bakmıştım neyse. Parayı da bakkala kaptırmış olmanın esaretiyle gerisin geri yürümeye başladım o yolları. Yalnızdım , esirdim , mahpustum.. Kendi hudutlarımda kendimin esiri olmuştum. Bunların yanında cesaretsiz ve sanırım bir parça bıkkındım. Evimin kapısına geldiğinde sikik bir güne sikik bir kahvaltıyla başlamanın o kadar da kötü bir şey olmadığını düşündüm ve içimden 3 kere hey yo diye geçirdim. Şimdi kahvaltımı yaparken bunları paylaşmanın hakkı gururunu yaşıyorum. ve sizleri çok seviyorum. İmam o.çu hariç. Sevgiyle kalın.
Dinle o.ç anlatıyorum..
gerizekalı mal böyle asosyal ezik içine kapanık dışlanmış gocukların oldugu bır ortamda bıle sıklenmıyor, iplenmiyor hatta ve hatta kaale bile alınmıyor. ee kardeş sen niye kaale alıyorsun diyecek olursanız ben onun dostuyum. ve acı söylüyorum