sene 2008, aylardan ağustos. bursa'da kuzenle aynı evde kalıyoruz. bi gece ben başka o başka arkadaşlarla takıldı, eve geldik ikimiz de sarhoşuz. sabah bu piçin telefonu çaldı bi mesaj. "selam canım bu benim numaram - hülya." diye mesaj geldi. uyandırdım kalk lan kalk kim bu karı amk dedim, yaaa hay amına koim gece kat3'te (bursada bi mekan) karının birinden tel istemiştim o herhalde dedi. ben bozuldum duruma tabi.
amina kodumunun bursa'sinda ne cok atraksiyon varmis amk, sanki turbeler sehri degilde, gunahlar sehri pompei aq.
iyi hacı sikiş çıkar belki yürüyelim bu kanaldan dedim. lan bi git karı yarım ton bişeydi, o kafa yazıldım ama şimdi elimi sürmem dedi. hmm ben zehiri aldım tabi, sinsi sinsi beklemeye yattım pusuda. ertesi gün de bağdat caddesi'ne x5'imi almaya gidicem kuzenle. gece erken yatalım bari dedik, bu lavuk uyudu, beni heyecandan uyku tutmuyo. döndüp dolanırken yine telefonu çaldı. hülya'dan mesaj. nasılsın canım diyo. aha siktim ananı dedim hemen mesaj attım, "iyiyim canım, kuzenle evde oturuyoruz canımız çok sıkıldı boş boş..."
"aaa ne tesadüf ben de kuzenle oturuyorum" dedi ben evde timsah yürüyüşüne yattım mutluluktan. anladım ki 2'ye 2 takılabilcez. gece kuzenin ağzından bayaa bi mesajlaştım ben bu hülya ile, ve ertesi gece için çıkma sözü aldım double date yapıcaz. sabah oldu uyandım atladık ido'ya geçicez bostancı'ya. yolda bu mesajlarına bi girdi başladı bağırmaya. "ya göt, karı leş olm işim olmaz bırak ben gelmem" diye ihaleyi sikmeye kalktı. "lan bursa'ya x5 ile döncez o karıyla mı takılcam" diyo.
las vegas'ta bu kadar sikis donmuyor, siktiminin sizofren pic kurusu, yine super tan almis oradan hikayeleri okuyup okuyup burada satiyor
neyse ben bu malı ikna ettim bi şekilde. kanka sen işin geyiğine bak bi daha böyle karı nerde bulcan bırak ortama ak sen geç taşağını dedim. fikri böyle satınca hemen kabullendi tamam lan taşak geçeriz dedi. atladık döndük bursa'ya yolda bu aradı karıyı nerde buluşçaz kaçta buluşçaz sözler verildi. 10'da setbaşı köprüsünün ordan alıcaz ikisini. süslendim püslendim ben sıktım parfümlerimi ama kuzende tık yok. lan karı leşşşş ne süslencem diyo ama ben aklımda canlandıramıyorum ne kadar leş olabilir ki?
arabayı kuzen kullanıyo ben yandayım. aha geliyolar dedi aman allahım sanki yürümüyolar da yuvarlanıyorlar üstümüze üstümüze. hacı bunlar mı dedim. valla benim numarasını aldığım soldaki dedi. skandal agalar, demesek telde "x5'in içinde bekliyoruz" diye tüyücez ama görüp el salladılar. ben kaç lan kaç dedim ama piç "sen kaşındın hacı beter ol" dedi. hiç inmedik arabadan bi gören olur rezalet çıkar diye. bindiler tokalaştık. benimkinin adı ulviye çıktı :)
perşembe gecesiydi, bunlar tutturdular hadi kopmaya gidelim diye. cepte de para yok, anamız sikilmiş istanbul'da, hadi parayı siktiret bu karılarla ben girer miyim lan mekana? perşembe gecesi her yer kapalı bursa'da mübarek gece dedim sektirdim topu kuzenin kucağına. o da he evet doğru dedi. biz size deniz gösterlim hiç denizi gördünüz mü bursa'da dedim. yok dediler. e iyi gidelim dedim. maksat arabadan inmeden maksimum süreyi geçirmek.
deniz kenarında soteden gidiyoruz, bi aşıklar tepesinde durduk. indik sigara yaktık ulviye bana yaslandı. elim ayağım titriyor sinirden, kuzene bakıyorum keyfi yerinde götün. bana bakıp bakıp pis sırıtış atıyor. devam edelim gençler dedim bindik. bu sefer hülya "sen arkaya geç dedi" öne oturdu. hay sokiiiiim, ulviye ile arkadayım ben. mezarlıktan geçerken karı birden üstüme atladı, ay çok korkarım dedi. fesüphanallah dedim o arda hülya sigara yaktı daha arabanın ilk günü. sinirim tavan, bişey demedim tatsızlık çıksın istemedim. bari kuzen vursun mala derdim o.
Benim anladigim kadariyla bursada kimsenin sikmedigi cirkin ve sisko karilar hay sokim beni sik diye siraya girmisler
telefondaydım özür dilerim beyler. geldim devam ediyorum. denize tepeden bakan güzel ve ıssız bi tepedeyiz. arabanın sağ tarafına kuzen ile hülya geçti, sol tarafta ben ulviye ile kaldım allaha emanetim. sırtımı dayadım arabaya bişeyler anlatıyordum birden araba sallanmaya başladı. koca jip amk n'oluyo lan diye döndüm kuzen yumulmuş karının dudaklara aynı çiçek abbas gibi sallanıyoruz.
ulviye bana "dans etmeyi sever misin" dedi allahım bu konuda dünyanın en kazma adamıyım. hayatta dans etmem, bi kenarda oturur dans etmeyi anlamaya çalışırım hep. asla dedim, ay sen de çok soğuksun dedi. iki elimi kaldırdı karşımda koca götüyle kıvırıyor. ben böyle sikim bi manzara tarihimde görmedim beyler. n'olur acıyın bana. tam daha kötü n'olabilir ki diye düşünüyordum ki daha kötüsü başıma geldi ve ulviye beni öpmeye başladı.
beyaz body, pembe etek ve yine sikik çok adi beyaz açık bi ayakkabı giymişti ulviye. orda ben bunu elledim yedim, eline vermek istedim almıcam dedi. oha amına koim nasıl almazsın? domaltıp sikmeyi düşünüyorum bu elime almıcam diyo. ağzına al o zaman dedim yüzsüz yüzsüz, istemiyorum dedi. ben şok tabi, vurdum arabanın tavanına hadi lan hadi kalk gidiyoruz dedim. atladık yine arkaya biz, kuzenle hülya öndeler. benimki karnım acıktı dedi. o dakkaya kadar sıfır masraftılar ne güzel amk. köfte ekmek aldım buna soğansızından 6 tl'ye. bi de ayran 6.50 liraya kapadık mevzuyu.
Burnuna halka takarlar diye mi korkuyorsun otistik ayi
bursa'ya dönüyoruz bu karı karnı doyunca biraz hareketlendi eline aldı öptü dalgayı, hülya arkaya dönüp dönüp bakıyor kahpe. yalan yok, ulviyeden daha sikileblable bi karıydı. neyse polisin yanından geçiyoruz camı açıyor "poliss beeey arkada sikiş var" diye bağırıyor. ben kuzene "evde yemek var mı lan, yoksa alalım kızlar bize menemen yapsın evde" dedim. "hacı annemler evde" dedi. ohaa yalanını sikeyim orospu çocuğu nasıl piç etti mevzuyu. nerde sikicez biz şimdi bunları? deli gibi dürtüyorum arkadan götü.
paso pres yapıyorum yok olm bu gece gelmicekler diye, geldiler geldiler diyo. yemin ederim şimdi bile anlatırken tansiyonum düşüyo sinirden. moralim bombok, kasıklarım ağrımasın diye karıyı da ittim oynaşmıyorum artık. geldik bursa'ya kuzen sordu bırakayım sizi ev nerde diye. tarif ettiler gittik. koca araba, daracık sokaklar ve sikik bi semt. daha arabanın ilk gecesi. parkettik biz de indik öpüp vedalaşalım diye.
iki karı da elimizden tuttu birden çektiler peşlerinden bizi. n'olduğunu anlamadan apartmana girdik. önden hülya gidiyo, daire kapılarının merceklerini kapatıyor eliyle biz çıkıyoruz. tam gizem amk. en üst kata geldik açtı kapıyı tuhaf bi eve girdik bizi soktular bi odaya korkudan kız istemeye giden ilyas salman gibi oturuyoruz kuzenle.
duvarlarda kara kalem çizimler falan var. anca aklım başıma geldi, sizin hikayeniz ne kızlar dedim. bu iki kuzen samsunlu. hülya uludağ üniversitesi'nde resim bölümünde okuyormuş. ulviye samsun'da teknosa'da çalışmış, sonra kuzeninin yanına gelmiş. o zaman hülya 24, ulviye 21 yaşındaydı. birer bardak soğuk su içtik, ama tetikteyiz her an böbrek ve hatta göt bile gidebilir diye. sonra hülya "e bi gidin artık rahat bırakın bizi" dedi ulviye ile bana. o an kuzen öyle bi bakış attı ki yemin ederim mardin'e kendi ellerimle askere götürdüm, nizamiyeden girerken son sarılmamızdan sonra ben topuklarım götüme vura vura kaçarken bile öyle bakmamıştı arkamdan. ama üzgünüm hacı mala vurcam bakışı atıp kalktım ben.
bi odaya girdik, benim üniversitedeki odam bu kadar dağınık değildi o derece. yatağın ortasında açık tavla ve yeni açılmış kağıt kavlu rulosu vardı. etrafta elbiseler, yorganlar vs vs.. uykum var uyuyalım dedi. ananın amını uyuturum kancık. saat olmuş 3, o göt sikilecek!