Kıyâmda iken Ağlamaya başladı.
Hatta göz yaşları göğsünün üzerine aktı.
Sonra rükûya gitti, ağladı.
Sonra secdeye vardı, ağladı.
Sonra secdeden başını kaldırdı ağladı.
O gece hep böyle devam etti.
Şükreden bir kul olmak
için ağlaması
Ata ibni Rebâh'tan rivâyet olundu. Buyurdular:
Bir gün Hazreti Aişe Radıyu Anha annemizin huzuruna çıktım. Ve kendisine:
Efendimiz SallALLAHu Aleyhi ve Sellem hazretlerinden görmüş olduğun en acâib şeyi bize haber ver," dedim.
Hazreti Aişe Radıyu Anha annemiz ağlamaya başladı. Buyurdular ki:
Hangi işi ve hâli acâib değildi ki? Bir gece bana geldi. Benimle beraber yatağa girdi. Hatta tenim onun tenine değdi. Bana:
"Ey Ebû Bekrin kızı! Bırak beni de Rabbime kulluk edeyim!" dedi. Ben de:
Sana yakın olmayı severim! Lakin senin isteğini kendi isteğime tercih ederim!" dedim ve ona izin verdim. Bunun üzerine Efendimiz SallALLAHu Aleyhi ve Sellem hazretleri kalktı, bir su kırbasının yanına gitti. Abdest aldı. Abdest alırken çok su dökünmedi. Sonra namaza kalktı.
Kıyâmda iken Ağlamaya başladı. Hatta göz yaşları göğsünün üzerine aktı.
Sonra rükûya gitti, ağladı.
Sonra secdeye vardı, ağladı.
Sonra secdeden başını kaldırdı ağladı.
O gece hep böyle devam etti.
Efendimiz SallALLAHu Aleyhi ve Sellem hazretleri sürekli ağladı. Hatta Bilâl gelip, ona namaz için seslenince (ezan okuyuncaya) kadar ağlaması devam etti. Bunun üzerine kendisine:
Ya Rasûl! Neden ağlıyorsun? Seni ağlatan nedir? Senin geçmiş ve gelecek bütün zellelerin bağışlanmadı mı?" dedim. Efendimiz SallALLAHu Aleyhi ve Sellem hazretleri bana:
Şükreden kul olmayayım mı? Halbu ki, Allâhü Teâlâ hazretleri:
"Elbette, o göklerin ve yerin yaratılışında ve gece ile gündüzün ardarda gelişinde, şüphesiz âyetler var (vicdanları temiz) akıl sahipleri için.
Onlar ki, gerek kıyâm u kuûdda ve gerek yanları üzerinde hep ALLAH'ı zikrederler. Ve göklerin, yerin yaratılışında tefekkür ederler: "Yâ rabbenâ!" Derler: "Bunu sen boşuna yaratmadın, sübhânsın. O halde bizleri o ateş azabından koru."(1) Âyeti kerimesini bana indirdi!" buyurdular."(2)