normal günlerimi evde geçiren birisi olarak oyun film ve müzik üçgeninden biraz uzaklaşıp sokağa çıkmaya karar verdim. çıktım içtim içtim güzelleşip evin yolunu tutmak için yukarı 100. yıl caddesine doğru yürümeye başladım. 100 metre kala bi oropu çocuğu motorlunun teki gelip yanımda durdu, saçları grimsi bu adamın üst dişleri dişçide yapılmıştı bembeyaz şekilde gülümseyerek bana,
-buralarda otostopçular - varmış dedi. durumu anlamayan ben,
-otostopcu mu? nasıl yani? anlamadım seni ben. - dedim sert bir tavırla,
-travestileri soruyorum dedi. -benim onun durumunu anlamış olmamdan tırsarak.
-onlarda 100. yılda duruyorlar yanlış yerdesin yukarı doğru çıkıp sola döneceksin dedim.
-teşekkürler- diyip yola koyuldu.
o an aklıma yine geçmiş senelerde sokaktan eve dönerken otostop yaptığım ertuğrul geldi, yaşı 29'larda güneydoğu'lu entelektüel bir çocuktu ertuğrul, kosmozun garip oyunlarından sıkılmıştım, sağolsun beni eve bırakacaktı ertuğrul transit arabasına bindiğimde konumuz lgbtten açılmıştı. ne zaman gey muhabbeti açılsa istanbul'da ki gey arkadaşlarım aklıma gelir bi kaç cümlecik hatıramı anlatırdım bu tarz insanlara, ertuğrulu eve davet etmiştim gecenin 2 buçuğuydu, transit arabasının ön gözünden esrar çıkarmıştı ertuğrul, güzel güzel içip digitürk'te filmlere bakıyorduk.. bacağıma dokunmaya yeltenince- kalk ayağa lan - diye direttim ertuğrul ilk başta anlamamıştı ama o anlayana kadar ben ayaklanıp mutfağa gidip elime bir çatal almıştım bile, oturma odasına geri döndüğümde, sen ajanmısın lan beni mi sikeceksin diyerek çatalı havaya kaldırıp - senin götünü farklı üç yerden delerim amın oğlu- diyerek kafa attım, attığım kafa o kadar naifti ki, burnuna gelmişti ve çok ince bi ses çıkarmıştı - tıkırt**. ertuğrul korkup 1. katın balkonundan atlayıp arabasına ulaşıp kaçmıştı.
ıspartalı celal'i 100. yıla çıktığımda yolun köşesinde gördüm.
-ne o abi bulamadın mı troları? diyerek devam ettim.
-yok ya bakmadım bile - elinde ki birasını yudumlarken ben kaşınmış pozisyonda bu adam ekmeğim olabilir diyerekten,
-gel abi biraz oturalım muhabbet edelim diyerek- köşede duran parka doğru yürümeye başladık ve banklara oturduk.
-aslında benden iyi otostopcusunu bulamazsın burası yüzüncü yıl her gece buradan yürüyerek eve giderin çoğu travestiyi tanırım genellikle çöplerde deri kadın kıyafetleri var buluyordum daha bundan bi kaç gün öncesine kadar deri ayakkabılar filan, ben geçtiğimde yanlarından bana asılmıyorlar bile, tanıyorlar tabi senelerdir buradayım filan diye geyiklenirken,
-uyuşturucu kullanıp kullanmadığımı sordu, elimde dibini görmüş olduğum biramla beraber hafif sevinçli bir şekilde- "içiyordum bıraktım ne var ki sende" diyerek meraklı gözlerle yalayıcı celale baktım- "bonzai var" dedi. "abi içmez miyim ya, ver sen ver" dedim. marlboro sigarasının ucuna bastırmış meğersi sigarayı aldım çektim ve üflerken paff yok olmaya doğru yolculuğa çıktım. bu arada celal abi hadi gidelim diyerek motorunun oraya doğru yürümeye başladı. motorun yanına geldiğimizde içinde olan heyecanı saklayarak "hadi bin" diyebildi celal abi, içimde olan "ulan inşallah adamı öldürmek zorunda kalmam" sorularını hissediyor gibiydi.
falez parkına doğru giderken tüm 100. yıl travestileri sanki o gece yarısı izinliymiş gibi evlerindeydiler, bir tanesini yakalasaydım adam yapacaktım. ama yoklardı ve falez parkına girdik, kafam iyice tavandaydı motoru bir bantın yanına park ederken ben zıplayıp banka oturdum, orada kafam çok güzel olunca celal beni şöyle ağaca doğru uzan diyerek kaldırdı. ağaca doğru uzandım ama rahat edemedim. sikerim şimdi diyerek bir buçuk uzandım yere, celalde yanıma doğru uzandı.
orospu evladı fit ve kaslıydı ellerini pantolonumdan içeriye sokmaya çalıştı, kafam milyondu bonzai'den zaten,
-abi bak yapma, ben sevmiyorum en son böyle olduğunda bi adama kafa attım, sen iyi birisin aramız bozulmasın hiç. - dedim.
-ya bir kere yalayayım yaa, hadi yaa- demeye başladı. ellerini pantolonumun üstünde dolaştırmaya çalışırken serçe parmağından yakalayıp terse götürdüm.
-bak abi ben sevmiyom bu muhabbetleri canını yakasım yok- dedim. ellerini çekti.. kalkıp banka tekrar oturduk.
-sen ne zamandır böylesin, yani ne zamandır bir yalayıcı oldun- diye sordum.
-yeni yaa. -diyerek kısacık bir cevap verdi.
gözlerim kapanıyordu, o sırada motora binip markete gidiyorum, -bir şey ister misin diye? - sordu..
-çikolata alır mısın abi- dedim. -geldiğimde bi kere yalayabilir miyim peki? diye sordu. -abi başladın yine ya amına koyayım, hadi çikolata istiyorum- dedim.
geri dönmedi. üşüyerek uyandım, bir uçurum kenarında ağaçların altında sızmıştım. saat 6 ya doğru geliyordu, kafam çözümlemeye çalışıyordu "hep beni mi bulur amına koyayım"..
oğlanları öldürmek lazım amına koyim çoğu ruh hastası saygı bekliyolar ama kimseye saygıları yok anasını siktiğimin çocuklarının
oğlan siken babasını siksin diye bir söz var kanka aynı o durumdaydım, kafam güzel olmasa bira kutusunun açacağı ile boynuna bir çizik atıp şah damarını kopartacaktım ibnenin. allahtan siktir olup gitti ve geri gelmedi xd
@bickle: amına koyim sen de iyi götü kaybetmemişsin bonz kafasında valla helal olsun kanka :d