zeratul sadece maddi boyutunda benim istemediğim hiçbir şey olamaz bu sözlükte
zeratul bile istese benim onayımdan geçmedikçe hiçbir şey kabul olmaz
lütfen buna uygun davranın
@zeratul: doğru mu bu iddialar keke keriz gibi başkasının sözlüğünün parasını mı ödüyorsun senelerdir
"Org sözlüğü idare eden benim; her ne yaparsam, yapılmış olarak kalır, zira bütün kudret benim elimdedir; modlukları ben veririm verdiğim verilmiş, reddettiğim reddedilmiştir. Zeratül efendi bir şey ihsan etmek istediği yahut ihsan ettiği zaman bile eğer ben onun kararını tasdik etmeyecek olursam, gayr-i vaki gibi kalır; çünkü her şey elimdedir."
Sentör Paşa Hazretleri
@cavci: senin de sonun yakın komünist köpek derhal omzundan dirseğine kadar bozkurt dövmesi yaptıracaksın kolunun altında da göktürkçeyle yazılmış türk yazısı olacak
bundan sonra votka bira gibi düşük ırkın alkollerini tüketmeyeceksin kımız tüketeceksin
türkiyede çiğ börek diye yazıyorlar tabelalara ama aslı çi börek olmalı çünkü tatarlar getirdi ülkemize onlarda ismi çiberek di sonra türkiyede tatarlar mutfak açınca yanlış anlaşıldı çiğ börek dediler yıllarca bu yanlışlık da kabul edildi kimse düzeltmeye kalkmadı
@zeratul: Çiğ börek ya da çibörek; kıyma, soğan ve baharat karışımının açılmış yufkaya konulup yağda kızartılmasıyla yapılan geleneksel bir Kırım Tatar yemeğidir.[1]
Çibörek, Kırım Tatarları arasında adı birleşik olarak: Şırbörek, Şuberek, Çiberek, Çuberek, Çiborek şeklinde adlandırılır. Türkiye Türkçesi'nde adlandırılırken yanlış bir anlam kazanarak çiğ börek olmuştur, bu yemek çiğ köfte gibi çiğ et ihtiva etmez, ancak et böreğe (içli köfte gibi birçok Anadolu yemeğinin tersine) pişirilmeden konur.
Böreğin adı konusunda çeşitli görüşler vardır. Bir görüş "şırbörek" adının pişerken çıkan kızarma sesinden geldiğini öne sürerken,[kaynak belirtilmeli] diğer bir görüş de Kıpçak lehçesinde lezzetli anlamına gelen "şı", "çi" kelimesinden geldiğini öne sürer.[2] Buna göre, çibörek, "lezzetli börek" demektir.
1860 Kırım Savaşı'nın da etkisiyle, göçmen Tatarlar tarafından Anadoluya getirilmiştir. Bu göçün önemli bir kısmını alan Eskişehir mutfağının parçası olmuştur.[2]