Dün evimin duvarını kale yapan çocuklara camdan kibarca seslendim ‘abicim burda oynamayın bakın ben oturuyorum burda’ diye. Tamam diyip gittiler. 10 dakka sonra tekrar penceremin demirine top çarpınca perdeyi çekip, açtım camı biraz daha sinirli ve ihanete uğramış olmanın verdiği kızgınlık ile, ‘abicim hani tamam demiştiniz oynamıcaktınız bir daha’ dedim. İçlerinden 15-16 yaşlarında ama 20 yaşında gösteren gürbüz olanı cevap verdi ‘onlar biz değildik bize ilk kez söylüyon’. Dedim ‘lan abicim daha yeni gözlerimin içine baka baka tamam demedin mi?’. ‘hayır’ dedi. ‘olm niye yalan söylüyon dedim’. ‘yalan söylemem ben’ dedi. ‘tamam ne haliniz varsa görün’ dedim kapadım önce perdemi sonra camı. Piçler 2 saat daha aşındırdılar duvarımı topla. İntikam hissinin küçük nüveleri zihnimin uzak köşerinde yeşermeye başlamışlardı bile. Sabah oldu. Daha doğrusu öğlen. Uyandım. Börekçiye gittim. Börekle küçük kutu vişne suyu aldım. Börekçiden evimin de bulunduğu alt taraftan üste doğru eğimi artan sokağa en alttan girdim ve evime doğru sokağı tırmanmaya başladım. Yanılmamıştım. Gene küçük piçler neşe içinde toplarını duvarımda sektire sektire aylık oynuyorlardı. Tam da bu sırada içimdeki intikam hissi büyüdü ve tek bir kıvılcımla tüm sokağı yakacak dereceye ulaştı. Ardından salağın biri topa ters vurmuş ve top da yuvarlana yuvarlana, sokağın eğimi dolayısıyla aynı zamanda hızlana hızlana bana doğru geliyordu. Kader tüm kartlarını henüz oymamış ve hamle sırası da bana gelmişti. Ve ben normal bir insandan beklenen davranış olan topu çocukları geri verme eylemini pas geçiyor ve topun yanımdan daha da hızlanarak aşşağı doğru yuvarlanmasına göz yumuyordum. Ansızın yüzümde istemsiz küçük bir gülümseme belirdi. Tüm bedenimin rahatladığını ve soluğumun genişlediğini hissedebiliyordum. Yanlarından geçerken küçüklerin, büyük olan ben doğru zamanda doğru hamleyi yapmış olmanın verdiği haz ile gönlüm rahatlamış olarak yüzlerine sırıta sırıta yürümeye devam ettim.
Sonuna kadar heyecanla okuyup topu kesmeni bekledim. Amına koyayım senin.
tam bir kötü adam hikayesi beyler, ibretlik yani.
ben olsam o aldığım böreğe fare zehri sürüp çocuklara dağıtırdım. hatta alın evlerinize götürün derdim ki böyle haşereleri yuvalarında öldürmek çok mantıklı. döl kurur.
yeni nesli dışarı çıkmıyolar, hep bilgisayar oynuyolar diye eleştiriyorsunuz dışarıda top oynayınca da kızıyosunuz. böyle yapmayın
senin ben ananı bacını sikeyim bu mu yani yaptığın şey koca paragrafı okuttun salak piç. benim kocamustafapaşadaki evimi bilen bilir, bahçe katımdaki güneş görmeyen odamda top oynayan küçük çocuklara yaptığım işkencelerle tanınırdım mahallede, evimin yakınında top dahi sektiremezlerdi korkudan bir nesli futbola küstürdüm ben evet ben yıldırım demirörenim