Sahabe-i Kiram efendilerimizden olan, Ebu Ma’lak r.a., ticaret işi ile uğraşan, ibadet ve takva sahibi bir kimseidi. Çıktığı bir ticaret yolculuğunda silahlı bir eşikiya (Hırsız) ile karşılaştı. Hırsız: “Eşyanı bırak, seni öldüreceğim!” dedi. Ebu Ma’lak Hazretleri: “Maksadın mal değil mi?” deyince Hırsız: “Ben senin canını istiyorum!” dedi. Ebu Ma’lak ise: “Öyleyse bana izin ver de namaz kılayım..” deyince Eşkiya: “Dilediğin kadar kıl!” dedi.
Hz. Ebu Ma’lak (r.a.) abdest alıp kıldığı namazın sonunda Allah’a dua etti: “Yüce Rabbim, beni bu hırsızın şerrinden kurtarmanı diliyorum.” dedikten sonra üç defa: “Ey imdada yetişen, bana yardım et!” dedi. Tam o esada elinde bir mızrak olan bir atlı ortaya çıkıverdi, tek seferde Hırsızı vurup öldürdü! Ebu Ma’lak Hazretleri: “Sen kimsin, Allah seni imdadıma gönderdi.” O dedi ki: “Ben dördüncü semada bulunan meleklerdenim. İmdat sesin duyulunca, bu hırsızı benim öldürmemi Allah’tan diledim.”
Kaynak: Mevsûatü İbnü Ebi’d-Dünya (Beyrut 2008), 2.Cilt /322. Sayfa; İbn Abdülber, el-İstîâb (Beyrut 1995), 2.Cilt/117.Sayfa; Kândehlevî, Hayâtü’s-Sahâbe (Dimaşk 1993), 3.Cilt/537.Sayfa