Fadil amcam cakmis civiyi yine.ddddd
sayın recep tayyıp erdoğan, t.c. başbakanı ve cumhurbaşkanı adayımız.
ilk önce ramazan bayramı'nızı tebrik ediyorum. yüce allah'tan bu mübarek günlerin hürmetine, sizi ve bizi daima muvaffak kılmasını diliyorum. bizler en önemli zamanlarda yanınızda olduk ve olmaya da devam edeceğiz. bunu sizin şahsi ihtiyacınız olduğu için değil elbette, fakat ülkemizin ve milletimizin menfaati için yaptık ve yapacağız. siz bu şekilde "milletin adamı" olduğunuz sürece, bu da hep böyle devam edecektir allah'ın izniyle.
sayın bakanlarınıza ve teşkilattaki çalışma arkadaşlarınıza durumumuzu ve arzularımızı iletme fırsatımız oluyor. ancak ramazan bayramı'nın ilk gününde istanbul il teşkilatı'nın bayramlaşma programında yaptığınız konuşmayı televizyondan canlı olarak izlediğimde, mazlumun yanındaki duruşunuzu ikrar eden kıymetli sözlerinizi dinledikçe duygulandım ve size bu mektubu yazmak istedim.
eski türkiye'nin yarım asırdır yorduğu bu kardeşiniz gibi, memleketi ve milleti için hizmet aşkı içinde olan birçok sağduyulu memleket evladı, göğüslediği acılarla ve sabırla yeni türkiye'ye kavuşacak olmanın heyecanını taşıyor. bundan 55 yıl önce, bir kaymakam emeklisi olduğu halde babam adımı nüfusta muhammed fadıl olarak yazdıramamıştı. her ne kadar nüfus kimliğimde adım memet fadıl olarak geçiyorsa da, evde beni hep muhammed fadıl olarak çağında, soyundan geldiğim dedemiz hz. muhammed sav'in adını anarak.
siirt tillo'da ziyaretleri bulunan ve peygamber efendimiz sav'in soyundan gelen ibrahim hakkı hazretleri ile onu yetiştiren hocası peygamber efendimiz sav'in amcası hz. abbas'ın soyundan gelen ismail fakirullah hazretleri benim dedelerimdir. bu büyüklerimize layık olabilmek maksadıyla, onların bulunduğu diyarda, bundan onbeş yıl önce, barışa katkı sağlamak ve oradaki insanlara iş vermek için batıda yaptığımız işlerden kazandığımız paralar ve kısmen şirketimizin ortaklık yoluyla halka açılmasından elde ettiği destekle, güneydoğu'daki beş vilayette birer otomobil fabrikası kurmak için harekete geçtik. sektörün gerektirdiği önemli harcamaları yaptık ve neticesinde "türkiye'nin ilk dünya otomobili imza"yı ekim 1999'da kamuoyuna sunduk.
mart 2000.de katıldığımız cenevre uluslararası otomobil fuarı'nda imza, "world premier" yani "dünya ilkleri" listesinde yer aldı ve bir dünya otomobili olduğunu tescil etti. imza, dünyanın 200'ü aşkın ülkesinden 300'den fazla distribütörlük talebi aldı. ve daha önemlisi bu fuardan sonra 2000-2002 yılları arasında, şirketimiz dünyanın değişik kıtalarındaki devletlerden otomobil fabrikası yatırımı için davetler aldı. dünyanın otomotivde lider ülkesi almanya tarafından da davet alan imza otomobil projesi, rheinland-pfalz eyaleti maliye bakanlığı'nın onayını aldıktan sonra, ramstein-miesenbachla fabrika kurulmasına izin verildi. 2002 yılında benim milletvekili olup türkiye'ye dönmem ve hemen akabinde anayasa ve milletvekili kanunu'na aykırı bir şekilde vekilliğimin düşürülerek cezaevine konulmam nedeniyle almanya'daki otomobil fabrikası projemiz yarım kalmıştı. ama o fabrikanın almanya'da yapılması için her türlü imkânı sağlamaya hazır olduklarını halen de oradan bana bildirirler. günü gelince o programımız da gerçekleşecektir inşaallah.
2008 yılında rheinland-pfalz eyaleti'nin ludwigshafen kentinde 9 türk'ün hayatını kaybetmesi ile sonuçlanan yangın faciası sonrası almanya'ya giden "yurtdışında yaşayan türklerden sorumlu devlet bakanımız sayın mustafa said yazıcıoğlu" yangın fadasına ilişkin incelemelerde bulunduğusırada,rheinland-pfalz eyalet başkanrnın sarf ettiği şu sözler heyettekilere büyük bir sürpriz olmuştur;
"eğer biz almanlar türk düşmanı olsaydık, türk otomobili imza'nın eyaletimizde fabrikasının kurulmasına destek vermezdik. ki, türkiye bu fabrikanın kendi topraklarında kurulmasını engelledi."
evet, ne yazık ki sizden önceki koalisyon hükümeti döneminde, güneydoğu'nun kaderini değiştirecek ve siirt, batman, diyarbakır, mardin ve şanlıurfa'da 264.000 kişilik istihdamla bölgenin işsizlik sorununu çözecek büyük bir ekonomi projesini hayata geçirecek iken, şirketimiz jetpa holding ve kurucusu olan m.fadıl akgündüz'e karşı büyük bir saldırı düzenlendi. kara para akladığı iddiası ile bütün varlıklarımız donduruldu, ihtiyati hacizler konuldu. onbir yıl süren hukuk mücadelesini kazandık, ama o karanlık dönemin bıraktığı yükleri kaldırmak için halen gece-gündüz çalışıyoruz. grubumuza 2,5 katrilyon tl, yani o günkü kurlara göre 4 milyar abd doları tutarında haksız vergi ve cezaları kesildi. tamamen haksız olduğu halde, yine de hükümetinizin çıkardığı vergi barışına tabi olup son üç yılda 60 milyon liradan fazla vergi ve cezalar ödedik. bu mudur dolandırıcı şirket? yoksa bu mudur şer güçlerin yaptığı zulüm?
o döneme gidip baktığımızda göre.ğiz ki, şirketimiz batmamıştır, iflas da etmemiştir. tam tersine en başarılı olduğumuz bir zamanda ve en zirvede iken batırılmak istenmiştir. o zaman da bu şer cephesinin içinde bu paralel yapı vardı. fakat biz onları bundan 6 yıl önce fark ettik ve 3 yıl önce bana kurdukları trafık kazası suikastinden sonra da onları ifşa ettik,. yılda 700.000 yatak konaklaması yapan otelimize gazetelerini sokmadık, tesiste ve odalarda televizyonlarının yayının] kaldırdık ve bankalarının kredi kartlarını ve banka hesap numaralarını kabul etmedik. bunların nedenini soran müşterilerimize, "paralel yargıyı kullanarak yayınlamadıkları ilanların parasını hem de faiziyle birlikte haksız yere bizden tahsil ettiler, onun için bu hırsız, sahtekâr ve iki yüzlü münafıklara tesisimizde yer olamaz" dedik. bu uygulamamızı kabul etmeyip otelimizden ayrılmak isteyen misafırlerirnize de ödedikleri parayı derhal ve kesintisiz iade edeceğimizi söyledik.
cemaatin tabanındaki bu iyi niyetli kitle, gazeteyi ve abilerini aradıklarında, gazetenin bizden gasp yoluyla aldığı paranın karşılığında bastıkları hiç bir ilanı ibraz edemediklerini görünce üç ay içinde 400.000 kişi gazete aboneliklerini iptal etti. ama bir yıl içinde sadece bir müşteri otelimizdeki rezervasyonunu iptal etti. ancak daha sonra o müşteri de onların gerçek yüzlerini öğrenince otelimizin genel müdürünü arayıp bizden özür diledi. işte, o hırsızlık yapan ve paralel yargı tarafından da korunan o gazete, esasında o tarihte büyük bir darbe aldı ve aralık 2013'te de tamamen eridi.
karşılığı olmaksızın bizden faiziyle birlikte tahsil edilen paramızın iadesini sağlamak için çok uzun bir süre önce müracaat ettiğimiz anayasa mahkemesinde bekleyen dosyamıza halen bakılmıyor olması, o yüce mahkeme hakkındaki düşüncelerimizi de şüpheli bir hale getirmeye başlamıştır ne yazık ki. youtube ve twitter gibi amerikan şirketlerinin menfaatlerine dokunan meselelerde bizden çok daha sonra gündeme gelmiş dosyalar olmasına rağmen, anayasa mahkemesi çok hızlı kararlar vermiştir. eğer bu paralel yapının mafya gibi haraç alan bu gazetesi ile ilgili dosyayı anayasa mahkemesi bir süre daha karara bağlamazsa, bir türk şirketi olarak biz de, o mahkemenin önünde başkalarının yaptığı gibi eyleme başlayacağız, 0 gazetenin yaptığı hırsızlığı hiç kimsenin örtbas etme ihtimali olamaz. çünkü bizden faizi ile birlikte tahsil ettikleri o paraların karşılığında bastıkları bir ilanı ibraz etme şansları yoktur. paralel yargı zincirinin anayasa mahkemesi'ne ulaşmadan koptuğunu görmek en büyük temennimizdir. çünkü biz, ülkemizde en son müracaat edilebilecek o mahkemenin adil olduğuna inanıyor ve bunu görmek istiyoruz. aksi takdirde, konuyu gidilebilecek tüm uluslararası hukuk mercilerine taşımaya devam edeceğiz.
paralel yapının dershanelerle ilgili yapılan yeni düzenleme konusunda hükümete karşı yürüttüğü saldırgan tavrına en net duruşu sergileyen yegâne özel sektör kuruluşu biz olduk. halen de çok sevdiğini ve ilmine saygı duyduğum bir âlimin o süreç zarfında o yapının televizyonuna çıkmak suretiyle onlara destek vermesinin ardından "düşmanimızın dostu bizim dostumuz olamaz" diyerek kendisi ile olan çok yakın dostluğumuza son verdik. biz hak yolunda mücadeleyi farz bilir ve hayatımıza dahi mal olsa doğrunun arkasından çekilmeyin.
son yıllarda hükümetinizin sağladığı sadece huzurlu ortam bile, bize yeni uluslararası projeleri hazırlama şevkini verdi. çünkü daha önceleri karşı cephe, devlet eliyle her çalışmamıza saldı nyordu. gerçi paralel yapı halen devletteki kadroları eliyle bize saldırmaya devam ediyor. ama bu konuları, bu güne kadar, biz hep size taşımadan çözmeye çalıştık.
dünya islami turizm konferansı tarafından "dünyanın ilk islami oteli" ödülünü ve ilk "5 hilal belgesi"ni alan caprice didim oteli'nin 5 yıldızı, turizm bakanı ertuğrul günay döneminde, paralel yapıya karşı otelimizde uyguladığımız ambargodan dolayı geri alındı.
trt, tamamen keyfi bir şekilde, iki yıl boyunca caprice gold reklamlarını yayınlamadı, bize ambargo koydu.
reklam kurulu tarafından bize haksız yere kasıtlı ve mükerrer büyük reklam cezaları kesildi.
uzunsüredirmaliye'den,şirketimizekarşı anlamsızvergi incelemeleri yapan elemanlar bir şeyler için garip uğraşlar veriyor.
siirt'te, otomobil fabrikası dışında bulunan büyük bir arsamızın üzerine konulan devlet kurumlarının şerhleri yıllardır verdiğimiz uğraşlara rağmen kaldırılamıyor. bu uğraşlanmız süresince iki vali değişti. şimdi üçüncü vali inşaallah hakkımızı almaya yardımcı olur. hükümetinizin çıkardığı teşvik yasası gereği türkiye'nin her tarafında yatırırncıya bedelsiz arsa tahsisleri yapılırken, türkiye'nin en geri kalmış bölgesi olarak belirlenen 6. bölgedeki siirt vilayetimizde şirketimize ait arsamızın devlet tarafından yıllarca gasp edilmesinin hikmetini bir siirtli eski bakan hemşerimiz ve onun önemli bir iş adamı dostu hernşerimiz en iyi izah edecek kişilerdir eminim. bu insanlar o bölgedeki türkiye'nin en yüksek işsizlik oranından haberdar değillerdir herhalde.
2011 seçimlerinden iki gün önce bana bir "suikast trafık kazası" düzenlendi. çünkü paralel yapının müdahaleleri ile çok önemli bir topluluğun uluslararası bir organizasyonu için sponsor olarak şirketimizin istanbul büyükşehir belediyesi'nden kiraladığı sinan erdem spor salonu son günde belediye tarafından iptal edilmiş ve bize yakın bir gazetede bu topluluk aleyhine manşet atılmıştı. bu yapılan karşısında çok üzülen ve paralel yapının sinsi organizasyonu ile ak parti'ye karşıt bir hale getirilen bu kıymetli topluluğun seçimde ak parti'ye desteğini sağlamak için büyük gayret sarf ediyordum. bu çalışmamı gelip size söylemedim bile. çünkü geleceğimizin ak parti iktidarı ile daha iyi olacağına kendim inanıyorum.
ama paralel yapı, ak parti'ye gelecek bu önemli orandaki oyları engellemek için bana suikast düzenledi. devlet ve yargı ise bana yapıları bu suikastı örtbas etti. o günkü aydın valisi'ne bizzat gidip konuyu araştırması için ricada bulunduğumuzda vali bey bolca bize pensilvanya'daki zatı övüp bizi geri gönderdi. ve o konu halen muamm. bu konuyu bir sohbette dile getirdim diye o vali benim hakkımda savcılığa şikayette bulundu. ve ne tesadüftür ki, vali beyin bu şikayeti, pensilvanya'daki zat ile onun gazetesinin genel müdürünün hakkımda şikayetçi oldukları aynı günlere denk geliyor.
bu gün o suikast olayının üzerine gidilse ve incelense, yine o günkü şebekenin köküne inilebilir ve o valinin ve o günkü görevli savcının bu suikastı nasıl örtbas ettikleri tespit edilebilir. bu gerçekler ortaya çıktıkça, benim bu anlattıklarım için de, eski genelkurmay başkanımız sayın ılker başbuğ'un "bugün bize, yarın size" sözünü hatırlayacağımızdan eminim!
geçen dönemin beylikdüzü belediye başkanı şirketimizin belediyeden aldığı ve parasını ödediği çok kıymetli büyük bir arsayı bize devretmedi. bu konuyu parti teşkilatındaki bazı arkadaşlarımız çok iyi biliyor. hakkımız' almak için şimdi hukuki mücadele veriyoruz.
her şey ülkerne feda olsun. ancak bu vesileyle, sizinle dertleşmek ve bu kesitleri de size sunmak istedim efendim.
bu arada bayrampaşa belediyesi ve teşkilatına teşekkür ediyorum. alışageldiğimiz engelleme bir yana, gerçekten manevi destekleriyle istanbula avrupa'nın en büyük otelini kazandırabileceğimiz özgüvenini bize hep verdiler. dört yıldır büyük bir gayretle çalışıyoruz. 50 metre yerin altından 50 metre yerin üstüne yükselen muhteşem kaleyi ortaya koymaya yüce allah bizleri muvaffak kıldı. kudüs'ten, peygamber efendimiz sav'in mi'raca çıkacağı vakit bastığı kayayı asırlar boyu koruyan ve 1995 yılında yenisi ile değiştirilen eski kutsal kubbeyi "kubbetül sahra"yı ıstanbul'a getirdik ve binamızın en üst katına bir taç olarak giydirdik. sarayın açılışı ile birlikte, en üst kattaki kubbetül sahra mescidi'nde, aynen topkapı sarayı'ndaki kutsal emanetler bölümü'nde olduğu gibi, hafızlar 24 saat boyunca kur'anı kerim tilavetinde buluna.klar. inşaallah o açılışı o gün cumhurbaşkanımız olarak siz yapar ve sonsuza dek sürecek olan o tilaveti siz başlatırsınız.
bu milyarlık projeye faizle tek kuruş alınmadı ve banka kredisi kullanılmadı. binlerce insanın yatınmlanyla, bu büyük özel sektör projesi, açı lıştan önceki son bir yılına girdi. fakat ne var ki, yine malum şer cephesi devreye girdi ve ellerini ağzımıza ve burnumuza tıkayarak nefesimizi kesmek istiyor. şu bayram günlerinde bile utanmadan ve sıkılmadan her gün yalan manşetlerle yatırımcımızı tedirgin ediyor ve umutsuzluğa sürüklemeye çalışıyorlar. biliyorlar ki bu saray açıldığında 3.000 kişiye direkt olmak üzere toplam 20.000 kişiye istihdam sağlayacak. biliyorlar ki, ilk yıllarda günlük 500.000 euro olan cirosu, kısa sürede 1 milyon euro'ya ulaşacak ve bu kaynak yeni faizsiz projeleri hayata geçirecektir. daha şimdiden bayrampaşa'da, bu muhteşem projemize yakın mahalle ve caddelerdeki mülk değerleri ikibuçuk katına yükseldi bile, 1.200 adet 7 hilal standardındaki odası, 3.000 yatağı ve ayrıca günde 12.000 istanbulluyu günübirlik ağırlayacak olan genel mekanlanyla, caprice gold sarayı'nın, kaliteli bir turizm markası haline getirdiği bayrampaşa ilçemiz, şu anda gerek açılmış ve gerekse ruhsat ve yapım aşaması devam eden toplam 12 adet 5 yıldızlı otel ile istanbulun gözde lüks oteller bölgesi haline gelmektedir.
en çok hoşuma giden şey, sizin mitinglerde yaşça küçük büyük demeden bize samimice "kardeşlerim..." diye seslenmenizdir. siz bizim büyüğümüzsünüz, ama içimden öyle geldiği için, size ben de öyle seslenmek istiyorum şimdi.
değerli kardeşim, ben sizi seviyorum. ama eskiden sizi bir seviyor idiysem, son iki yıldır size olan bu sevgim on kat arttı. çünkü düzeni rahatsız etmeyen bir başbakanlık dönemi ve ardından da rahat bir cumhurbaşkanlığı dönemi yaşamayı tercih edebilirdiniz. ama sizin, büyük şer .phelerine karşı hedef olmayı göze alıp, "bu can bu tende olduğu sürece bu mücadele devam edecektir" sözleriyle, barış sürecini başarıyla tamamlamak ve paralel yapı tehlikesini yok etmek noktasındaki karadılığınız, size olan sevgimizi ve bağlı lığımızı her geçen gün daha da artırıyor. allah sizi bu ülkenin ve size umut bağlayan tüm islam aleminin başında daim kılsın.
sayın başbakanım, sizin yükünün çok ağır. bunun çok iyi bilincindeyim. bundan dolayı 12 yıllık hükümetinin döneminde hiç sizin vaktinizi almak istemedim. arkadaşlarla çözebildiğimiz konuları çözdük. yukarıda verdiğim örnekler gibi çok çözemediklerimiz de oldu.
ama şu anda sizden yardım diliyorum. şahsıma değil. ben her şart altında yaşamaya alışığım. interpolün kırmızı bültenle aradığı zamandaki sürgün hayatına da, cezaevi hayatına da. bu yardımı, faize bulaşmamak ve çocuklarına haram yedirmemek için benim şirketime ve benzer şirketlere yatırım yapan insanların sıkıntılarını hafıfletmeniz için istiyorum. sadece benim kurduğum şirkete, ya jetpa ortaklık hissesi alarak ya da caprice gold oteli'nden tapu alarak yatırım yapan 24.000 aile var. yani buna 100.000 kişilik bir topluluk diyebiliriz. avrupa ve türkiye'den yüzbinlerce aile yani milyonlarca insan, faizden kaçmak ve memleket ekonomisine katkı sağlamak için paralarını faizsiz çalışan holdinglere yatırdı. bu islami finans modelinden rahatsız olan faiz lobisi birçok dolandırıcıya bu görüntüde holdingler kurdurup insanların paralarını yok ettirdiler ve daha sonra medyada bunu "yeşil holdingler vatandaşı dolandınyor" haberleriyle müslümanların bu şekilde bir daha bir araya gelmemesi için büyük kampanyalar yaptılar. bu tür kampanyalar iyi niyetli holdingleri de zor duruma düşürdü.
bizim holdingin bir istisnai durumu var. bu holdingin bir patronu var ve sahip olduğu şirketi, hiçbir yere borcu yok iken ve 62 trilyon tl sermayesi ile türkiye'nin en büyük sermayeli şirketi iken yurt dışında halka açtı. diğer holdingler tamamen vatandaştan alınan paralarla kurulduğu için patronsuz olmanın sonuçlarını yaşıyor. büyük bir kısmı aldıkları darbelerden sonra toparlanamadı. aslında karşı cephenin organize ettiği 28 şubat süreci yaşanmasaydı bugün tüm anadolu'yu kobilerin fabrikaları sarmış ve alman ekonomisi gibi güçlü bir ekonomiye sahip olmuştuk. didim'deki otelimizde yıllar boyunca avrupa'nın ve türkiye'nin her şehrinden insanlarla konuştum. milyonları ifade eden sayıdaki holding ortakları bu muammanın bir son bulmasını istiyor. devletin bu konuda olayı çözmesini bekliyor. bizim insanı mız devletin başka vatandaşlardan topladığı vergi paralarıyla kendi ortaklık bedellerini ödemesini kabul edecek kişilikte değildir. vatandaşın beklentisi şudur ki; çalışan şirketlerin önündeki engellerin kaldırılması ve bu şekilde iş yapmaya teşvik edilmesi, çalışma azmini kaybetmiş şirketlerin de tasfıye edilmesi ve elde ne kaldıysa ortaklara dağıtılmasıdır. her zaman aynı kategoride anıldığımız bu şirketlerle ilgili bir çözümün geliştirilmesi, bizim gibi çok çalışan ve mücadeleden vazgeçmeyen şirketlerin de önünü açacaktı r.
efendim şimdi de salt kendi şirketimizle ilgili olarak, size kısaca aşağıda arz edeceğim hususlarda yardımı nızı diliyorum.
birincisi yalan haberlerle ilgili olarak çok daha hızlı önlemler alacak müeyyidelerigetirmenizi bekliyoruz. aylar, yıllar süren tekzip davaları kazanılsa bile, tekzibi yayınlamamanın cezasının çok sembolik ve küçük miktardaki paraların olduğu bir uygulama, yalan haberleri nasıl durdurabilir ki. bu şartlar altında paralel-yahudi işbirlikçi medyası, meydanı boş buldukça bu saldırılarını haliyle sürdürebilecektir. bu da yatırımcının kafasını her gün kanştırmakta ve şirketlerimizin kaynak girişini engellemektedir. bu konuda yeni uygulamalar devreye girene kadar devlet yetkililerinin ağzından vatandaşların yalan ve uydurma haberlere itibar etmemeleri gerektiği yönünde telkinler yapması bize ayrıca nefes aldıracaktır. haberi yayınlandığı gün o haberi ispat edemeyen medya kuruluşuna kapatma cezaları verilmelidir. yalan haberlerle şirketleri batıran ve insanların yuvalarını dağıtan bir özgür medya değil, yazdığı her şeyin delili ve ispatı nı ortaya koyan bir özgür medya istiyoruz.
efendim ikinci husus olarak da, bizim maldivler cumhuriyeti'nde yaptığımız bir yatırımla ilgili olarak uğradığımız bir haksızlık var. sizin dört bakanlığınıza bu konu ile ilgili ayrıntılı bir dosya gönderdik. iki sayın bakanınıza da konu ile ilgili olarak dosyada bulunan ve bulunmayan bilgilendirmeleri yaptık. normal bir konuyu sadece hukuki yolla takip etmek yetebilir. ama paralel yapı'nın hangi kanalları kullanarak, bizim maldivler projemize uluslararası alanda nasıl müdahale ettiğini sayın bakanlarımıza ilettik. hükümetimizin konuyu maldivler cumhuriyeti nezdinde bir an önce gündeme getirmesini, daha hızlı bir çözüme kavuşmak açısından bekliyoruz. başka milletlerin sıkı ntı larını bertaraf etmek için bile büyük hassasiyet gösteren hükümetimizin, kendi vatandaşımızı ilgilendiren bu konuda da gösterdiği ve göstereceği değerli çabalar için şimdiden teşekkür ediyorum.
ülkemizin üç tarafı denizlerle ve cennet gibi koylarla kaplıyken neden biz maldivler'de otel yapmaya gidiyoruz acaba? çünkü orada özel plajlar yapılabiliyor. %98 müslüman nüfusa sahip olan ülkemizde lütfen biz de özel plaj yapabilelim. müslüman olmayan italya'da bile müslümanların girebileceği özel plajlar yapıldı. sırf bir pazar olarak görüldüğü için. biz ise buna inandığımız için istiyoruz. didim otelini açtıktan sonra 9 yıl boyunca zarar ettiğimiz halde oteli kapatmadık. demek ki önce inandığımız için şirketimiz bu işi yapıyor. inanın ki, özellikle hanımlarımızın bu özel plaj ihtiyacı türban yasağını kaldırmak kadar onlar için önemlidir. zürih gölü'nün içinde bile isviçreliler kadınlara özel bir doğal havuz inşa etmişler. hükümetimizin bu hususta gerekli olan düzenlemeleri yapmasını bir an önce bekliyoruz.
sayın başbakanım, müstakbel cumhurbaşkanım,
bu en yoğun olduğunuz cumhurbaşkanlığı seçim kampanyası döneminde sizi tabi ki meşgul etmek istemezdim. ancak şu anda çok büyük sıkıntılar yaşadığımız konular hakkında sizin de bilginiz olsun istedim. lütfeder ve bazı arkadaşları görevlendirirseniz onlara daha detaylı bilgiler aktaracağım inşaallah. aslında yatırımcılarımızdan gelen "hükümetimiz neden bu konularda haberdar değil?" şeklindeki soruları ve yoğun baskıları da benim bu mektubu yazmama bir potansiyel oluşturdu. bundan dolayıdır ki, o insanlar da görsün diye, bu çok samimi ve şeffaf mektubumu bu internet sitemizde yayınlıyorum.
biz devletten bir para veya kredi beklemiyoruz. zaten bu güne kadar işimize yüce allah'ın haram ettiği faizi sokmadık ve sokmaya.ğız dal devletimizin bizi bu şer cephesine karşı korumasını bekliyoruz. bizi rahat bırak. nlar, biz allah'ın izniyle "avrupa'nın en büyük ve dünyanın 7 hilalli tek oteli caprice gold sarayı"nı da bitiririz, cenevre otomobil fuarı'nda tescil edildiği gibi "dünyanın ılk türk otomobili imza"yı da üretiriz. çünkü biz vatanımızı ve insanımızı çok seviyoruz.
allah korusun eskiden olduğu gibi şirketimiz bir kazaya daha kurban giderse, bir onbeş yıl daha insanlarımız acı çeker. hükümetimizle uğraşan aynı şer cephesi bizimle de uğraşıyor. ama bir şirket olarak bizim hükümet gibi bir savunma gücümüz yok. daha sonra neden geç kaldım dememek için durumu şimdi size arz etmek istedim. ben, tekrar ayağa kalkmak ve onbeş yıldır mağdur edilen insanımızın haklarını ödemek için mücadeleden vazgeçmedim. bu can bu tende olduğu sürece bu mü.delem devam edecektir allah'ın izniyle.
peygamberefendimizsav'in"birkimseödemekniyetiyle borçlanırsa allahü teala o borcu ödemeye o kişiyi muvaffak kılar" hadisi şerifi gereğince başaracağım'. biliyorum. ben kendi şirketim adına konuşacak olursam, bu güne kadar ödemek niyetiyle olmayan hiçbir taahhüde girmediğimizi söyleyebilirim. devletin yetkilileri, bu güne kadar olduğu gibi, her zaman gelip her kuruşumuzun hareketini çok şeffaf görebilirled bu güne kadar nasıl ki 700.000 aile şirketimizden ürün satın aldı ve teslim aldı ise bundan sonra ki 24.000 aile de aynı şekilde ürünlerini en kârlı şekilde teslim alacaklardır. bu işler mücadele ve sabırla başarılır. ve bu gücü bu güne kadar yüce allah bize bahşetti. bundan sonra da bahşedecektir inşaallah.
biz doğru yerdeyiz. biz divan oteli değil, biz caprice oteliyiz!
dedemiz ibrahim hakkı hazretleri'nin buyurduğu gibi, "mevla görelim neyle, neylerse güzel eyler."
sayın cumhurbaşkanım,
"fırat kenarında bir koyun kaybolsa, yüce allah'ın bana kıyamet günü onun hesabını soracağından korkarım" diyen hazreti omedin sorumluluk anlayışını taşıdığınızı bildiğim için bu konuları size aktardım. çok meşgul olduğunuz bir dönemde bir de ben sizi meşgul ettiğim için beni hoşgörün lütfen.
son olarak bir hususu daha size arz edip mektubumu bitireceğim inşaallah.
ben osmanlı'yı çok seviyor ve çok değer veriyorum. sizin de öyle olduğunuzu biliyorum. fatih sultan muhammed han'ın ve abdülhamit han'ın torunları büyük sıkıntılar yaşıyorlar. biz elimizden geldiğince onlara saygı ve ilgimizi göstermeye çalışıyorduk. ancak bizim de şu anda yaşadığımız sıkıntılar nedeniyle onlara gerekli ilgiyi gösteremiyoruz. arz ederim efendim.
size saygıyla en büyük muhabbetlerimi sunarım.
31 temmuz 2014, 4 şevval 1435
m.fadıl akgündüz jetpa holding yön.kur.bşk. siirt eski milletvekili.
oropsu cocugu @kenan seranoglu: cakmis eksiyi, kac lira kaptirdiniz lan dogru soyle, amina soktumunun embesilleri.dddd
http://www.emlakeki.com/jet-fadil-1-milyarla-sirra-kadem-basti-haberi-28...
helal sana jet adam
ddddddddd ulan bu adama tapıyorum ya her seferinde açgözlü sefil müslümalları tokatlayıp elleri siklerinde bırakıp kaçıyor,adam bir finansman dehası dddddddddd
çarşaflı halan var amına koyayım sülalen sefil salak müslüman büyük ihtimal
Bu işin içinde bi iş var. Haşmetbaabları içeri girdi şimdi dışarıdaki düşmanlarını temizletip cıkacak