hava hafif yağmurlu, üstümde trençkotum, kulaklığı takmışım the national çalıyo ve ben ağır adımlarla ilerliyordum. ağır adımlarla ilerlemem ıslanmaktan korkmadığım için değil gidecek bir yerim olmadığındandı. başım hafif yere doğru eğikti; insanları izlemektense yere düşen yağmur damlalarını izliyordum. aslında korkuyordum, kafamı kaldırırsam kalabalığın içinde ki yalnızlığımı görürüm diye. bi de ne göreyim hacılar??? evet bu cümleden sonra hikayenin bundan sonrasının ve öncesinin yalan olduğunu anlamışınızdır