eğer islamı gayet güzel yaşayan bir erkek ise olabilir. lakin edepten uzun ve çetrefilli bir yol izlenir. veyahutta dürüst olarak harama girmeden edilebilir. zaten böyle bir teklifi yapan bayan da yalnız rabbinin rızasını kazanmak için evlenmek isteyen bir bayan olabilir.
pek muhterem saygıdeğer üstadem..
sen içerdeyken ben
online listesine bakmadım
kimseye mesaj atmadım
hiç artı vermedim
ayar yemedim ayar almadım
ayar oldumm..
başlık açmadım okumadım
twit attım
çaya şeker kattım
sonra feyse girdim sıkıldım
dürtüldüm aldırmadım
dürttüm
üşüdüm ulan üstümü örttüm
sen içerdeyken ben...
sinemalara giremedim süt içtim
içkiye töbe dedim
ganyanı yasak ettim
seni düşündüm
yansak mı dedim?
ekmek soğan aldım
para bitti yayan kaldım
damacanaya ağzımı dayadım
su içtim
aman kim görcek lan edim
sen sözlükteyken ben...
pontulu yırttım bot aldım
sıktı değiştirdim
doğum günü kutladım
kızın birini şutladım
aldırmadım
hiç ağlamadım yokluğuna
sulandırmadım umudu
kaldırmadım kaşımı
soğutmadım aşımı
sordu meraklılar
demedim maaşımı
hadi bismillah dedim
açtım sonra
durdum burada
işte burada ulan işe burada !
hiç utanmadan
hiç sıkılmadan
adam gibi öylece
durdum burada
sen içerdeyken ben...
vita kutularında örümcek besledim
yeğenlere çoko aldım
yolda birini yedim
pişmanlık duydum
cuma oldu
hazır olan imama uydum
kapı açtım
pencere kırdım
çakmakla kaşımı yaktım
zil sesi duydum
kimsin lan ? dedim
ben dedi?
bende onu sordum manyak dedim
simitcinin tezgahına 2 dakika
göz kulak oldum
buzdolabının kapağını elimle örttüm
ıslık çaldım
pes oynadım yendim
çok pis yenildim
arkadaşı deli ettim
sigara aldım
devlete küfrettim
sen içerdeyken ben..
bir nikini söylemedim
şöyle bağıra çağıra
bir yüzünü göremedim
karma zirvelerde
bir de eline değemedim
bir de inemedim yüreğine
niye mi?
namahrem diye
saramadım birde şöyle
ölümüne
iyi mi ...
sen içerdeyken ben..
aldırma üstadem! üstade aldırma !
üstade aldırmıyor ya..
sözlük iki hece üstadem lafta
şakirtlerle ah miho bir safta
birde milli görüşçü boynunda yafta
halimi düşünüp yanma üstadem
görüşmek mi? belki, şimdi bilemem. * * *
sol frame bir uzun yol, başlık döşeli
karılı kızlı başlıklar altı köşeli
bu yolda tutuktur o derde düşeli
yaz ve gel beş tanım, 3 yıllık hayrat
ne klavye dayanır buna ne tırnak
bir muhterem amca vardı asıldı
başlığını sildiler mühür basıldı
geldi geçti tek bir günlük fasıldı
ondan kalan boynu bükük ve sefil
nick altında kalan üç beş şekil
direk mesaj ki bıçak, bkz mış ki tokat
eksi dolu tanımlarım var, miho yat
yalnız senin ellerinde şefkat
beni kimsecikler artılamaz madem
artıla beni acilen, artıla üstadem....
üstadem borsada oynayabilirdim
sözlüğü bırakmayabilirdim üstadem
o sarışını bırakmayabilirdim
doğdumda üstad yazmıyordu alnımda
ben de kalabilirdim
talebeleri sevebilirdim üstadem
geldiğim yerden kütük kamyonları geçmeseydi
duydum ki beni eksilemeye meylediyorsun, etme
başka üstad başka bir dosta meylediyorsun. etme
sen karma zirvelerde ne arıyorsun yalancı
hangi hasta gönüllüyü kasdediyorsun. etme
alma bizi bizden, at pazarına yöneliyorsun
sinsi sinsi yüzlere nazar ediyorsun. etme
bak sol frame harab olmuş senin için
beni öyle bitap öyle alt üst ediyorsun. etme
ey makamı casuslukla müdürün altında olan kişi
sen hiçlik sahasını öyle terk ediyorsun. etme
sen yüz çevirecek olsan şurda kalmam gamdan
dost listemi yıkmaya kastediyorsun. etme
bulaşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer
sözlükte ne diye halt eyliyorsun . etme !
özel mesaja bulaşan elim tanımlarının hırsızı
ey hırsızlığa da değen çirkeflik ediyorsun. etme
nickaltıma gel ey üstadem ayar verilecek an değil
şaşkın mı delimi bu ? ne diye alay ediyorsun . etme
sevebilme ihtilali..
interaktif sözlüklerde vazgeçtim şair olmaktan
ve bilgisayar çantamda yanık kablo kokusuydu balam
ben seninle birgün pierre lotide çay içebilme ihtimalini sevdim...
sözlüğe usul usul trol yapıyordu
ve eklemeye başlıyordun herkesi
bu manyaklar o kadar çok oldu ki
adam gibi üstadları özlemeye başladım sonra..
bizim ismet özellerimiz vardı
bir de nickaltına yazı yazma imkanı
alimlik kokan arkadaşlarla paylaşlan sözlük semalarında
sağcılık oynamaya başladık..
ben milli görüşcü oluyordum
sen şakirde
geri kalanlar kontragerilla..
bold siyahıyla ayar iklimine yazılar yazılıyordu azılı başlıklara
ve turkce karaktersiz nick 'e inat bir türkçeyle..
abilerimizden öğrendik :p harfinden dil çıkarmayı
sözlüğe usul usul troll yağıyordu..
ve nick altlarında sevişmemeyi öneriyordu sözlük müdürleri..
oysa sözlükte hiç sevişmedim ben
dert babasınca tartışılan aşkım olmadı benim
topluca gidien karma zirvelerde kıcımıza batan taşları saymaysak..
sözlüğe usul usul üstade yağıyordu
ve belirli bir saatten sonra tanım girmemeyi öneriyordu sözlük moderatörleri
oysa hiç sözlük kavgam olmadı benim
kavgaların arasında sevimli bir çocuk yüzüydüm sadece
sana şiirler biriktiriyordum bu başlıkta ama sen yoktun..
ben senin beni sevevilme ihtimalini seviyordum suni muayyer saatlerinde
babanın mersedesi seni hep zamanız amansız bir villa siyahlığına götürüyordu
ben senin benimle cengiz topel caddesine gelebilme ihtimalini seviyordum
ben seninle bir gün beltur'daki bir kahvaltı salonunda
ben seninle sadece bilmek zorunda kalanların bildiği bir dolmuşta
ben seninle, allahu ekber dağlarının kendi yarı dilimine bakan sofistik sol iç çaprazındaki bir kuytuda
ya da herhangi çorak toprak parçasında
ben seninle herhangi üstad tanımının değmediği
terli bir başlık coğrafyasında tertemiz durabilme ihtimalini sevdim
ben senin beni sevebilme ihtilalini sevdim...