adı nesrin...
ah nesrin ah. malum insanlar hastalanınca nazlı olurlar. hele erkek kısmı resmen çocuk gibi olur. dudaklarını burkup '' ölüyorummm'' diye inleyen '' ı ıh canım bir şey istemiyoo '' diye götünü dönüp yatan çok erkek vardır. sürekli duygusala bağlarlar...
çok afedersiniz geçen de feci hastayım. hani şu çük diye tabir edilen iki bacak arasındaki o sevimli şeyde istemsiz salgılanmalar oluşmaya başladı. sperm gibi bi şey yani..neymiş bunun adı bel soğukluğumuş ama ben bilmiyorum tabi
''ulan ne oluyor buna, neden bu şekil davranıyor'' diyerekten soluğu iroloji uzmanının yanında aldım.
+ doktor bey, nasıl söyleyeceğim bilemiyorum ama altımda hatun yokken bile boşalıyorum ben.
- nasıl yani.
+ valla ben de bilmiyorum, aslında çok soğuk kanlı sevişen biriyimdir. fakat son zamanlar da tuvaletimi yaparken bile menü geliyor.
- menü mü? ne siparişi veriyorsunuz. ortaya karışık mı?
+ doktor sikerim şakanı he. meni diyecektim dilim sürçtü işte.
tabi o küfrü içimden etmiştim, o kadar saygısız değilimdir. arkadaşlar yalanım varsa dünyanın en tırtıklı ülkesi neresi? şili mi? he işte şili götüme girsin.. ağığğğ dersem de şerefsizim. uzun bir muayene sonucu doktor bel soğukluğu teşhisi koydu. gebereyim daha iyi..
- size bir ilaç yazacağım, onu sabah akşam alacaksınız.
+ nedir?
- doksisiklin
+ ne ne siklin?
- doksisiklin bayım, bunu düzenli bi şekilde alacaksınız.
+ bak şimdi harbiden s.kerim. şaka sanarsın he.
amk bunu da içimden söylemiştim. çünkü cidden terbiyeli biriyimdir. hem tıp dilinde çok acayip ilaç isimleri olduğunu da iyi bilirdim.
hülasa o sinirle aldım reçeteyi gittim eczaneye, hakikatten de varmış doksisiklin diye bir ilaç. bel soğukluğuna iyi geliyormuş. bu ilacın kötü tarafı ise kullandığınız müddetçe seksin yasak olması. tam eczaneden çıkarken her zamanki gibi bir kutu da tırtıklı prezervatif istedim. bayılırım bunu yapmaya çünkü.. o kızların utangaç bakışı çok hoşuma gider..
neyse, doksisiklin ile tırtıklıyı aldıktan sonra minibüse bindim. artık tesadüf mü? yoksa tanrının beni sınaması mı? bilemiyorum ama üst katımızda oturan komşu kızı nesrin'i hemen önümde dikilirken gördüm. o küçük elleriyle minibüsün sarı demirlerine tutunmuş, öylece yolu izleye izleye gidiyordu. kendi kendime dur dedim bakalım kalabalıkta nasıl davranıyor. nasıl bir kız diyerekten hemen küsküyü götüne dayadım. dayarım çünkü bu da en büyük hobilerimden biridir .
- hopsss
+ beyefendi lütfen kolunuzu çeker misiniz?
- kolumun ikisi de demiri tutuyor hanfendi.
+ oo yakışıklım benim ya, nasıl tanıyamadım seni hayret valla. napıyon burda deli.
tanımıştı nesrin. çok takdirlikti.
- geberiyorum nesrin inince anlatırım.
+ inmez ki o. ihihi bilirim ben onu.
- minibüsü kastediyorum salak manyağı.
+ ihihihihi
ulan bu kızın şakasıyla gerçeğini hayatta anlamazdım zate. meğer şaka takılmış. hafif bir tebessüm ile indik arabadan ve hastalığımı anlata anlata eve gittik. 3-4 hafta sevişemiyeceğimi ve bu zaman zarfında sözlükteki yazarların bilgi yüklü sevişme anılarımdan mahrum kalacağını, salak salak anketlere yöneleceklerini, futbol muhabbetleri falan böyle mal mal takılacaklarını, bana da en çok bunun koyacağını falan söyledim.
güldü nesrin. binanın kapısını açarken boşver şu sözlüğü ben sana sıcak bir çorba yaparım bir şeyciğin kalmaz dedi. pipimle çorbanın ne alakası var koduğmun zillisi diyemedim. çünkü karnım kurt gibi acıkmıştı. hiç ses etmeden götüne cimdik ata ata merdivenleri çıktık. bunu da yaparım . çünkü bu hareket de en büyük hobilerimden biridir.
neyse çıktı nesrin yukarı, ben de kendi evime girdim. eve girdiğimde aç karnına içmek suretiyle bardağa su doldurdum ve doksisiklini elime alıp muhahaha diye gülmeye başladım.
arkadaşlar cidden allah düşmanımın başına böyle bi hastalık vermesin. elinizde doksisiklin ilacı ve ağzınız sakso çeker vaziyette açık. gel de yut. tam doksisiklini ağzıma alacam puhaha diye bir gülme geliyor, elimi aşağı indiriyorum derin nefes alıyorum, doksisiklini tekrar ağzıma götürüyorum yine puhaha...
yani elimde dambıl olsa kas yaparım, ulan doksisiklin diye isim mi olur. bu şekil 10-15 kez doksisiklini kaldırıp indirdikten sonra gözümü kapayıp yuttum. yutar yutmaz arabada 5 evde 15 şarkısı çalmaya başladı. bu kapı zilim.
açtım kapıyı.. gelen nesrin.. çiçekli mini bir elbise giymiş, elinde de küçük tencere var '' sel ammm '' deyip daldı içeri.
- sana mantar çorbası yaptım nejmi.
+ teşekkürler nesrin. niye zahmet ettin.
- ihihi ne zahmeti, suyu ısıtıyon içine hazır çorbayı boşaltıyon, 5 dakka sonra çorba hazır ihihi
+ ya ben seni çok değişik öperim he.
- olmaz nejmi, öpüş möpüş yok, bulaşır sonra.
dedi ve ayy yapıp birden eğildi. gördüğüm şeyi şu satırlarda nasıl tarif edeceğim bilemiyorum ama cidden salyam aktı. götü gözüküyordu nesrinin. hani hülya avşar'ın meşhur göt tutkusu gibi o götü ısırmamak için kendimi zor tutuyordum. nesrin neyin peşindesin dedim. domalık pozisyonda geriye doğru bakıp;
- noldu ki dedi .
+ külotsuzsun amk.
- he o mu? biraz hava alsın diye giymedim. yeni ağda oldum da.
bu cümleyi söyledikten sonra çılgına döndüm. çünkü tanırdım nesrin'i, ne zaman sevişemeyecek pozisyonda olsam bana hep kur yapardı. kendince oyunlar oynar eğlenirdi. tıpkı çoğu evli kadın gibi, bunu fırsat bilip '' keşke hasta olmasaydın sevişirdik '' ayakları yapardı. hani şu hazır banyo yapacakken sevişmeyi de aradan çıkaran çoğu evli kadın gibi sinsice bir taktikti bu.
ehh dedim olan olsun artık diyerekten nesrin'in sırtını soğuk duvara yasladım. çorba tenceresi halen elinde duruyordu. hafifçe eteğini sıyırıp sol lobonu elime aldım.
tanrım, sanki çorbaya limon sıkar gibi götünü sıkıyordum. mıncırdım mıncırdım, mıncırırken nesrin birden bağırdı;
- ahhh nejmi olmazzzz
+ nesrin sevişmemiz lazım. ekşi'de yeni yazarım sözlüğe sevişme anılarımı anlatmam lazım.
- of ya başlıcam sözlüğe he, hastasın sen.
+ öyle deme, gençlere pozisyon zenginlikleri ve orgazm taktiklerini öğretmem gerek.
- 1-2 hafta da yazmayı ver, nolcak ki.
+ olmaz. kendimi kanıtlamam lazım.
- iyi o zaman bu yaşadığın olayı yaz sen de.
+ mal çok ekşide. kimse inanmaz bunlara. nejmi götünden sallamış derler.
- ayyy
+ ayyy deme lan allahsız.
ne yapsam nesrin'i ikna edemedim. çok afedersiniz ama ilk kez sevişemedim. zate bu giriyi de sırf onun hatırına yazıyorum. neymiş efendim bu olayda da bilgi yüklü detaylar varmış. misal korunmasız olarak farklı farklı kişilerle sevişilmemesi gerektiği, bel soğukluğu hastalığının basit bir hastalık olmadığı, bulaşıcı bir hastalık olduğu ve tedavi edilmezse hem erkek, hem de kadın da kısır olma ihtimalinin çok yüksek olduğu, kişilerin çocuklarının olmaması gibi çok önemli detayların olduğunu falan söyledi.
hülasa kadınları seven biri olarak, onlara her daim çiçek gibi yaklaşan biri olarak , onların kokusuyla, onların varlığı ile hayat bulan bir erkek olarak nesrin'i dinledim mi?
tabii ki dinlemedim amk. ayağımın tabınıynan götüne tekmeyi atıp kovdum onu evden. ( zate kim olsa aynı şeyi yapardı öyle değil mi sevgili arkadaşlar ) yuvarlandı elindeki tencere kapağı. çan çun çan çun diye indi merdivenlerden aşağıya doğru.
ben de kapadım kapıyı girdim içeri. doğuş'un önünde duran saksı gibi biçare ve boynu bükük bir şekil de oturdum koltuğa. doksisiklin karşımda idi. doksisiklin bana baktı ben doksisikline, ben doksisikline doksisiklin bana. iyice dellendim. sonra bir nebze olsun sakinleşmek için meme niyetine balonun içine su doldurup onu mıcırdım.. mıncırırım çünkü bu da en büyük hobilerimden biridir. şişirme kısmını falan dilleyip kemirip mıncırdım mıncırdım ve halen de mıncırmaktayım...
hayat senin ta hımına koyayım. sabun almaya gideceğim galiba. hey gidi eski günler...