Ben, Mescid-i Nebevi’de itikafa girmiştim. Bir adam geldi, selam verdi. Oturdu. Ona:
-“Ne oldu? Seni üzgün ve solgun görüyorum” dedim. Adam:
-“Evet, üzgünüm, ey Resulüllah’ın amcasının oğlu. Falanın bende alacağı var, fakat şu kabrin sahibinin hakkı (Hazreti Peygamber) için onu ödeyecek durumda değilim.” Diyerek dert yandı. Ben:
-“Senin için onunla konuşayım mı?” dedim. Adam:
-“İstersen” diye cevap verdi. Ayakkabılarımı giydim, mescitten dışarı çıktım. Adam:
-“İtikafta olduğunu unuttun mu yoksa?” diye sorunca, ben de:
-“Hayır, fakat aramızdan ayrılalı çok olmayan bu kabirde yatandan (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle bir söz duymuştum” dedim ve gözlerim yaşararak naklettim:
“Müslüman bir kimsenin yardımına koşup, onun ihiyacını karşılamak, on sene itikafta kalmaktan daha hayırlıdır. Kim, Allah’ın rızasını kazanmak için itikafa girerse, Allahu Teala o kimse ile Cehennem arasında üç hendek meydana getirir ve bu hendekler arası da mağriple meşrik (doğu ile batı) arası kadar uzaktır.” (Taberani; Beyhaki, Tergib: 2/272)
arkadaş tamamını okumadan direk yazayım istedim, ilk cümlede eğer 5 kelime varsa ben 3 ünün anlamını bilmiyorum, zaten biri bitişik yazılmış, tek kelime mi, çift kelime mi, isim tamlaması mı, ne anlamadım
Ben kimseyi yarı yolda bırakmadım,Sadece Hak edeni Hak ettiği yerde bıraktım...