o bir kazım koyuncu iki. bnlar türkiyenin yetiştirdiği en büyük insanlar.
o değil de bu ilker aksum çarli'deki halleriyle beni hayattan soğutmuştu. onu yıllar sonra -ama şimdi bu olayı anlatırken yıllar önce- ankara'da bir mekanda (overall) sessizce, öyle kendi halinde, tek başına birasını içerken görünce ekstra uyuz oldum. gözümün önüne çarli ve evin reisi ve apartman yöneticisi geldi ve bir de bidididididi nakaratlı jenerik müziği. işte yanıbaşımdaydı ve ben kendisine fena halde uyuzdum. sonra bir gün bu sefer daha kalabalık bir salonda küçük kıyamet'i izledim. valla o gün bugündür hangi oyunda, filmde, dizide oynasa izliyorum.