bazen çok garip rüyalar görüyorum.
Recep tayyip erdoğan'la birlikteyiz bir trenin içindeyiz portakal suyu içip çerez yiyoruz bana fıkra anlatıyor Türkiye'yi dolaşıyoruz durduğumuz şehirlerde kocaman para dolu çuvalları bizim trene yüklüyorlar bunlar şehirlerin haraçlarıymış. Sonra İzmir'e varıyoruz bi adam çıkıyor '' Yeter artık size para vermeyeceğiz diyor'' recep tayyip erdoğan beni göstererek ileri atıyor adamı dövüyorum ''para dolu çuval nerede söyle'' diyorum neyse sonra tren garında eski trenlerin koyulduğu yerde toprağı kazmışlar oraya saklamışlar buluyoruz.. Ardından recep tayyip erdoğan trende masanın altından bir bakkal poşeti çıkartıyor içine kendi çuvallarından para doldurup bana veriyor bende diyorum ki ''para için yapmadım'' o da benim kafamı okşayıp sırtıma vuruyor pat pat diye
ben de geçen gün matrix'teki neo'yla bi mekan basıyordum.
neo'ya, dur sen gelme ne uğraşacaksın, ben tek sikerim bunları falan deyip mekana giriyorum. böyle hangar gibi büyük bir yer, terk edilmiş. one piece'teki luffy gibi kollarım uzuyor, ultim var manam var, oyun karakteri gibiyim. iki ulti atar sikerim bunları diye düşünüyorum. içerideki boss uçuyor. kolum ona kadar yetişmiyor ultim boşa gidiyor. manam da yok. boss aşağı inip beni tokatlamaya başlıyor. bi de yanında sağ kolu var. beni püskürtüyorlar pencereye doğru. pencereden aşağıya bakıyorum deniz var ama çok yüksek, atlanacak gibi değil. tekrar düşmanlarıma dönüyorum. bir kitaplık benim dikime doğru duruyor. sağında boss solunda sağ kolu bana doğru yaklaşıyorlar. kendimi son dövüşe hazırlıyorum. saldırıyorlar, bir onu bir diğerini engellemeye çalışıyorum, morpheus'un çaresizce ikizlerle dövüşmesi gibi. otuz saniye kadar sonra beni etkisiz hale getiriyorlar. ben bunları lafa tutuyorum öldürmesinler diye, konuşuyoruz boş boş. o esnada neo uçarak geliyor, elini bossun göğsüne sokuyor. kurtarılıyorum.