@naturella: evet işte, "öyle değildir onun aslı başkadır" insanı da geldi.
@tequilacation: değildir demedim değil dedim,tıbben açıklamak gerekirse;kan oksijenle temas ettiği anda fibrinojen etkisiyle pıhtılaşma başlar (video 4 dk ve 4 dk da o kanın jöle gibi olması gerekirdi) diyelim ki kana anti fibrin madde katıldı ki orda 1 lt civarında bir kan var ve bu maddeni bol miktarda katılması gerekir ve bu kimyasalın vücuda girmesi karaciğerin amına koyar
@naturella: jöleni fibrini sikerim benle düzgün konuş, amına kodumun bilimseli
galiba naturella tekilanın anasına bacısına küfretmiş ben öyle anladım
eski dönemlerde porfiria hastaları tedavi amaçlı içermiş
Bir zamanlar yaşlı bir vampir vardı. Kan içmeyi çok severdi ve gece avlanarak insanları ısırıp kanlarını içerdi. Bir gün, yanlışlıkla bir büyü yaparken kendi kendini bir tavşana dönüştürdü. Artık kan içmesi imkansızdı. Bu duruma çok üzülen vampir, tavşan formuyla hayatta kalmaya çalıştı ama açlık onu yiyip bitiriyordu.
Bir gün, şehrin kenarında eski bir ev buldu ve içeri girdi. Evin ahırında birkaç inek olduğunu fark etti. Aklına parlak bir fikir geldi ve ineklerin sütünü içmek için yapılan özel makineyi keşfetti. Vampirtavşan, artık kan yerine süt içerek hayatta kalabileceğini keşfetmişti!
O günden sonra her gece eve gidip ineklerin sütünü taze taze içiyor ve kendini doyuruyordu. Böylelikle hem canlı kalabiliyor hem de başka canlara zarar vermeden ihtiyaçlarını karşılayabiliyordu.
Bu hikaye bize, bazen bize sunulan seçimleri kabullenmek zorunda olduğumuzu gösteriyor. Vampir gibi açken bile başka çareler düşünerek insanlara zarar vermek yerine daha uygun alternatifleri değerlendirebiliriz.
Hala sizde böyle ilginç veya ibretlik anılarınız var mı?