belki düzeltmiştir kokoreçi, belki başka kokoreççi açılmıştır semtte
bazı lokantalar var, bir günleri diğer günü tutmuyor, bir gün çok güzel yemek yapıyorlar, ikinci gün yenilmiyor
Bayat ekmekle kokoreç yapan adamdan hayır gelmez benim için çok önemli gösterge işine saygısı yok pezevengin 30 liraya kokoreç satıyor 75 kuruşluk yarım ekmeği bayat verebiliyor olacak iş değil. Burada bi tane de balık söylediğim yer var mesela mezgit tava yapan, sünger kutu içinde çıtır mezgit yapıyor, kutulara da kare şeklinde delik açıyor gönderirken, yolda gelirken buharında pişip çıtırlığı kaybolmasın diye. Onu da ilk gördüğümde demiştim ki bu adam tamam çünkü mezgitin çıtırlığını dert etmiş buradan yemek yenir işine saygısı var. Haklı da çıktım ne zaman söylesem hep aynı kalitede geliyor ben küçük göstergelere önem veririm yanıltmazlar genelde.
Mekanın adı da “hadi balık ye” ilk siparişi verirken büyük soru işaretleri ile verdim ve negatif önyargım vardı ama hepsini yıktı geçti kutulara pencere açma işgüzarlığı ile.
burada düzgün esnaf bulmak gerçekten çok zor, yazın özellikle, ellerine geçirdiklerini öpmeye çalışıyorlar, paranın hakkını da vermiyorlar.
sıradan insanlar protesto edip yemese bile umurlarında olmaz, çünkü gurbetçiler kazıklama üzerine mekan açmış hepsi, gurbetçilere de koymuyor zaten
zaten ülkedeki esnaf profili de ikiye bölünmüş durumda,
yarısı hala köylü kafasıyla pat küt yemek yapıp, 30 yıl boyunca kendini bir gram geliştirememiş insanlardan oluşuyor
diğer yarısı da siyah eldiven takıp, instagramdan veya tiktoktan gördüğü şeyler ile tabağa süs diye bi maydonoz koyup, ufacık sos damlatarak, yemeği ederinin 3 katı fiyatına satma peşinde
ortasını bulmak harbiden zor
O turistik müşterisi olan her esnafın rezaleti. Antalya da öyle Bodrum da öyle eğer ki sikecek devirdaimli müşterisi varsa unut o esnafı, ne etik kalır ne kalite kalır anasını siktiğimin antalyasında elektrikçi tesisatçı falan bile yok ustalar da aynı kafada hepsi avanta iş peşinde, gerçek işe çağırdığında yarak gibi çalışıyorlar.
İşine saygı duymak farklı bi konu Türkiye’de az gerçekten daha çok kurnazlık ve sinekten yağ çıkarma politikası hakim. Çünkü ülkede tamamen namuslu iş yapmaya kalkarsan elenmen daha kolay oluyor. Bozuk düzen bozuk bireyler yaratıyor. Bizim Tokat’ta katmerci bi teyze vardı evinde katmer yapar satardı ve gerçekten inanılmaz iş çıkarıyordu sanatçı gibi takılıyordu. Sonra gazladılar bunu sana bi dükkan açalım diye, yalvardım kadına etme eyleme merdiven altı kal dedim dinletemedim. Sonunda açtılar dükkanı ve devlet işlerine ortak oldu. Vergiler ve bürokrasi devreye girdi. Önce zam yaptı fiyata, tutunmak için. Sonra malzeme kalitesi düştü. Sonra da zaten işine olan hevesi kırıldı ve ortaya sıradan katmerler çıkmaya başladı. Düzen böyle anlayacağın Türkiye’de esnaflık Da zor iş ya namussuzlara eleneceksin ya da sen de namussuz olacaksın aksi senaryolar istisna malesef.
Avanta iş otellere veya Arap turistlere yapılan işler. Fayansçı mesela gidiyor bi arabın evine saçma sapan paralara altın kontürlü bi fayans döşüyor. Ondan sonra anasını siktiğimin çocuğuna banyo fayansı yaptırmaya kalkınca üffler püffler içinde ya yapıyor ya yapmıyor ya da avanta iş gelince kaçıyor yarım bırakıyor ne ararsan var. Ben Antalya insanı kadar aşağılık topluluk görmedim ki çok yer gezdim çalıştığım dönem. Antalya açık ara en kötüsü.
ben restoran açsam her şeyde kaliteli malzeme kullanırdım, çakallık peşine düşmezdim.
kendi yemeyeceğim yemeği de başkasına yedirmezdim
ben lokantacı olsam domuz at eşek eti kesin karıştırırdım ama belli olmasın diye kıyma olarak çektirir porsiyona %30 olarak harmanlardım. ufak çaplı merdiven altı tezgah kurar orjinali gibi musluk sularını şişeleyip dolaptan diye satardım. Çalışan olarak da türkleri çalıştırıp yüksek maaş yedirmezdim, Suriyeli ya da Afgan bir aile ile anlaşır aylık minimum üzerinden toplu eleman alımı yapar olabildiğince de maaşlarını aksatırdım öderken.