dilin mi incir gırtlağın mı yırtılır ağa-paşa çocuğu musun değilsen peki nedir bu suskun dilsiz ezop gibi halin neden susuyorsun konuşsana ulan hakkını savunsana
karıncalı kaleler geceleri akrep burcu kaleler mavi iskele karışık tost tost değil dost kırmızı çay aynalı kaşık imgeler sarnıcında yirmi bin fersah bir sen bir de ben üçümüz yani yaşlı paslı demirden top içine girilir yatılır top bin bir pare bin bir fare suluboya manzara sulu deniz dekor ay ay ay ay geceleri hayal et şato tırnakları ojeli kedi öbür dünya cami hayır öbür cami çeşmenin yanındaki daha eskisi karakol kalbimiz var fırlar kayıkhanede kayıklar var kayıklar kayık onlar zaten kayık ben de kayık gibiyim kayıkların niçin ismi var ismini söylesem bakar mı isminin farkında mı
Dreams—and an old, old waking,
An unspent vision gone;
Night, clean with silence, breaking
Into loud dawn.
A wonder that is blurring
The new day’s strange demands,
The indomitable stirring
Of folded hands.
Then only the hours’ pageant
And the drowsing sound of their creep,
Bringing at last the vagrant
Dreams of new sleep.
O baskı görüp eziyet çektiyse de Ağzını açmadı. Kesime götürülen kuzu gibi, Kırkıcıların önünde sessizce duran koyun gibi Açmadı ağzını.
Askerdeyken Hulusi teyakkuza geçip bunun anasının güneş görmeyen yerlerine hedşat çektiği için götü kımıl kımıl ve cayır cayır yanıyor. Anasının kuzusu neticede.
https://www.youtube.com/watch?v=7J0PWUomi6c
askerde don yırtmaca oynadın mı kardeş zevkli miydi
@kötü: içimden geldi. askerliğimi nerede ve ne zaman yapacağımı sordun sonra bir şey demedin ben de bir bok diyeceksin zannetmiştim meraklı sincap