ünideyken 2 sene aynı sınıfta olduk fakat toplam muhabbetimiz 10 cümleydi
Derslerinde de basariliymis intihari da basarili olmus siz loser orospu cocuklari olmeyi bile beceremiyorsunuz
@polska: başarılı değildi
aktif eğitim vardı ilk yıllarda ve sınıfta kaldı birkaç kez
öhm anlatıyorum
izmirdeki ilk senemde ingilizce muafiyet sınavı öncesi hangi olay sinirimi bozduysa muafiyet sınavına girmedim ve yarım dönem ingilizce hazırlık okuyup şubattaki sınavla yarım dönem daha okumaktan yırttım
bir sonraki sene bölüm dersleri başladı tabi
ama bölüm dersleri başlamadan önce etraftan sürekli "bölüm çok zor" sızlanmaları duyuyordum
tınaztepeye transfer olduk. bir baktım ki hakikaten okuyan insanların saçları beyazlamış
yatay geçiş yapan elemanın teki "hahaha ben kurtuldum siz derdinize yanın" falan diyordu
1. sınıfa başlayan öğrencilerin yarısı istatistiki olarak sınıf tekrarı yapıyormuşşşş
en azından o senelerde öyleydi
ben gelmeden önceki sene kontenjan 60mış ama mevcut 90. çünkü eski veya yeni 30 kişi sınıfta kalmış (biri mert ildiri)
benim senemde de kontenjan 60 ama mevcut yine 90. çünkü gelenlerin yarısı kaldı yine (biri ben)
ilk 10 gün içinde 7-8 olmak üzere ilk haftalarda yaklaşık 15 kişi direkt bölümü bıraktı "bu bölümde okunmaz" diyerek.
konudan sapıyorum
kampüsteki ilk günlerim ve mert'in bir arkadaşı mert'ten bahsederek ilk dönem ortalaması 78di(80 de olabilir) ama 2. dönem yüzünden sınıf tekrarı yapıyor dedi.
yıl sonundaki tek ortalama için çeşitli ağırlıklardaki bütün sınavların ortalaması 70 olmalı çünkü. eğer 69 olursa. ilk dönem 78lik öğrenci olsan bile bütün her şeyi sil baştan alıyorsun.
mert'ten ilk kez öyle haberim oldu. sonra gözledim ki sınıftaki kimseyle arkadaş değil gibi. sadece 2-3 kişiyle selamlaşıyor o kadar.
1-2 kez de derste soru sormuştu calculusçuya
dilinde piercing vardı galiba ve sesi az çıkan çekingen biri gibiydi. aynı soruyu 3 kez tekrarlamak zorunda kaldı
o sene ben de ilk dönem 74 ortalama yaptım ve 2. dönem 1-2 sınava girdim sınav sonuçlarını öğrenmeden bavulu toplayıp memlekete döndüm. sınavın tekinde rus hocaya sinirlenmiştim. elimde bavulla sinirli şekilde ilerlerken sanki dünyaya meydan okuyordum çok havalıydım. oysa bu hareketle 1 sene uzatıyordum okulu :(
benim 2. senemde ben 1 o 2.sınıftaydı. az gördüm
benim 3. senemde ben 2 ve o da 2. sınıftaydı. yine kalmış.
işte o sene derslere girmiyor gibi bir şeydi
saçları toplanmış ve kulaklıkla müzik dinleyerek kuuul şekilde yürürdü
bazen sınıfa girip 2 dk oturuyordu ve dersi veren hoca sınıfa gelmeden tekrar yerinden kalkıp gidiyordu. "benim burada ne işim var" der gibi
resmi olarak aynı dersi 2 kez almasına rağmen basit bir devreden anlamıyordu. ya da benle muhatap olmak istemediği için bana "anlamıyorum" dedi
grup eşi lazımdı laboratuvarda. o 2. kez o dersi alıyor diye biliyordur sanmıştım. o zamanlar ben de bilmiyordum tabi ama basitmiş meğer. nandlar falan.
özet olarak başarılı değildi. ama zekiymiş. öyle diyolla
ilk 2 seneyi ben de çifter şekilde 4 senede bitirdim ama 3. ve 4. sınıfları tek senede verdim ancak cidden son 2 sene dersleri vericem diye baya bi saçlarım ağardı. ben de helyum içsem içermişim
o zorluğun karşılığında diploma yurtdışında da hiç iş yapmıyor aq edirneden ötesinde vasıfsız lise mezunuyum :(
@yeni gelenleri sikmeyin lutfen: peki helyumu çektiği okulda duyuldu mu,tepkiler ne oldu
@napalm amk: ben de okula pek gitmiyordum, az kişiyle muhatap oluyordum. sonradan öğrendim. tepkileri bilmiyorum. mert'i zaten kaç kişi tanıyordu ki? onu tanıyanlar ya bırakıyordu ya mezun oluyordu. nüfusları azalıyordu.
üstelik bulunduğu sınıflarda bir arkadaşlık, bir sınıf havası yoktu. kaynaşma yoktu. anca gazeteden öğrenmişlerdir. "aaa bizim bölümdeymiş. hiç görmedim bunu ben" gibi tepkiler olmuştur
