beyler şanlıurfayı bilen bilir bilmeyenler için özet geçiyorum.
halkının çoğunu araplar ve kürtler oluşturur, burada kürt, türk, arap fark etmez herkes hurafelere inanır hem de öyle inanır ki hayatı hurafe olmuştur bunların. tarikatların kol gezdiği bir yerdir urfa, her tarikat vardır. birbirlerini şilyenler tarikatı mı(rufailer) dersin fıratın üzerinde yürüdüğünü iddia eden şeyhler mi dersin ne ararsan var.
benim ailem de rufai tarikatine sempati duyan; ancak pek gidip gelmeyen tiplerden. ben üniversiteyi okumak için ankaraya gidip geldikten sonra atama bekledim epey bir süre ama atanamadım. boşta da kalmamak için belediyeden bir torpil ayarlayıp mezarlıkta bekçilik yapmaya başladım. maaşı falan da güzel, iş de iyi idare edip gidiyoruz; ama ufak tefek sıkıntılar oluyor. mezarlığa esrar içmeye gelen gençler falan oluyor onlarla biraz sıkıntı yaşıyoruz. hatta birkaç kez polis çağırmak zorunda kaldık. kaldık diyorum; çünkü iki kişiyiz cuma ve ben ikimiz bekliyoruz mezarlığı. her neyse beyler günler böyle geçerken çok iyi hatırlıyorum 2009'un 18 aralık günü. o gün gündüzden cuma aradı bugün gelemiycem hasta oldum felan. ben de tamam dedim. o gün de bir kadını gömmeye geldiler, kadının kimsesi yokmuş 5-6 tane belediye işçisi gömdü amk. her neyse cuma günü olduğu için mezara gelip dua okuyan belli başlı birkaç tip var simalarını tanıyorum artık. herşey normal herşey sıradandı.
taa ki akşam ezanı okunana kadar...
akşam ezanı okunduktan sonra, çıkıp bir iki tur atıyorduk cumayla sonra kulübeye gelip geyik muhabbeti falan yapıyorduk. ben de içimden "olm cuma tam da hastalancak zamanı buldun" diye diye mezarlıkta geziniyorum.
mezarlığı gezerken de telefon elimde o zamanlar yazıldığım bir kız var ona mesaj yazıyorum. kız mesajda "ankaraya gelecek misin" yazınca ben tabii bi durdum yüzümde piç bir gülümseme "tamam lan oldu bu iş" falan gibilerinden havalara giriyorum amk. durdum olduğum yerde, tabi heyecanlıyım telefone bakıyorum mesajı yazıyorum; yazarken de sırıtıyorum tabi. mesajı yazdım gönderdim ilerlemey başladım, baktım sağ tarafımda bugün defnedilen kadının mezarı, ne yalan söyleyeyim acıdım kadına içimden "ulan ne insafzılar var gelip kadını gömmediler bile" dedim. mezara da bir kaç saniye baktım sonra cık cık diyerek yürüdüm. lan tam iki adım attım ki arkadan bir ses duydum. yapraüa basarsın da bir hışırtı sesi çıkar ya, aynı o ses.
aniden arkamı döndüm...
hiçbir şey yok amk. tek bir yaprak dahi kımıldamıyor. bu ses nereden geldi dedim kendi kendime. ben hâlâ gizlice esrar içmeye falan gelen ergenler sanıyorum yakalayıp bir iki tokat atmanın peşindeyim. aradım taradım kimse yok beyler. e ben gaipten ses duymadığıma göre neydi amk bu ses? baktım bir şey yok ben de normal gece turunu atmaya devam ediyorum tabi.
ama şimdi aklıma da takılmıyor değil, tamam inanmıyorum falan böyle şeylere ama sonuçta mezarlıktasın her ne kadar cesur da olsan tırsma payı var yani. benim aklıma böyle şeyler gelince "saçmalama lan öyle şey mi olur" falan gibilerinden kendimi teselli ediyorum; ama ne fayda içime kurt düştü bir kez. 100 metre falan daha gezdikten sonra mezarlığın sonuna gelmiş olucam, tabi ben bu korkuyla o yüz metreyi gittikten sonra geri dönmesini hayal edemiyorum amk. birecik asri mezarlığını bilenler bilir, bilmeyenler için şöyle göstereyim: http://imgim.com/12511812771.jpg benim bahsettiğim yer bu fotoğrafın görüldüğü yer değil tam arkası yani fotoğrafı çekenin olduğu bölge. ben bu tarafa doğru yürüyorum. burası mezarlığın en boş kısmı, yeni yeni mezarlar açılıyor arka taraflar falan dolduğu için. her neyse ben bu tarafa doğru yürüyorum, bir baktım yine aynı sesi duydum; ama bu sefer çok cılız duydum, yani ses biraz önce durduğum o kadının mezarının oldu yerden geldi.
"lan dedim sikecem böyle işi kim bu veletler gene gelmişler esrar içmeye" diyerek hızlı adımlarla o tarafa doğru koşmaya başladım. iki dakika sonra geldim o tarafa tam durayım derken ayağım bişeye takıldı bir düştüm, tam mezarın içine...
beyler şimdi diyeceksiniz ki orda boş mezar olduğundan bahsetmedin... evet, orda boş mezar yoktu, çok iyi biliyorum yoktu, o olaydan sonra cumayı aradım sordum o da yok dedi. yani deli falan değilim, eminim orda boş mezar yoktu. oraya nasıl düştüğümü bile bilmiyorum. o an bütün vücudum buz kesildi amk.
mezar da derin amk, en az 1.5-2 metre var. ama hala korkmuyorum, sinirleniyorum falan, bir taraftan da ürperiyorum. mezarın içinden bir ağaç kökü geçiyordu, çok kalın değil; ama sağlam. her neyse ben buna tutundum çıktım yukarı, kafayı yiycem burası yoktu ya da varsa ben nasıl görmedim diye.
beyler ayağa kalktığımda birşeyi fark etmiştim, içine düştüğüm mezar, o kadının mezarıydı...
hemen polisi aramak için elimi cebime atıp, telefonu çıkarmak istedim; ama telefon yoktu. aradım falan telefon yok üzerimde, sağıma soluma baktım yoktu. "ulan nere düştü bu amına koduğumun telefonu" diye bağırdım mezarlığın ortasında. mezarın içine düşmüştür diye düşündüm; ama tekrar mezarın içine girmeye götüm yemedi, koşar adımlarla kulübeye doğru gidip, kulübenin telefonuyla bir yerleri, polisi falan kim olursa o an aramak istedim. tam yürüyordum dedim "sikerim lan neyinden korkacaksın, demek ki boşluğuma gelmiş fark etmemişim hem o kadının mezarı olduğu nereden belli tam bakmadım bile" deyip yarı yoldan geri döndüm. boş mezara doğru yürüyordum.
boş mezarın olduğu yere geldim; ama boş mezar yoktu! bugün gömülen kadının mezarı olduğu gibi duruyor!
ya bırak amk,mezarı açıp karıyı siktim demiyorsun da 10 saat bıdı bıdı yapıyon amk
Yaşadıklarıma bir anlam veremedim, neler oluyordu anlamakta güçlük çekiyordum, ilk defa inançlarımı sorgulamaya başladım, bu bir uyarı mıydı yoksa sinirlerim mi bozulmuştu.
Bugün ölen bir kadın, yaşadığım garip olaylar ve en garip olanı, telefonumun şuan mezarın altında olması ve benim bunu kimseye anlatamayack olmam. kesin bana deli diyecekler diye düşündüm içimden. bu sebepten dolayı kimseye açmadım bu konuyu, kendi içimde halletmeye karar verdi ve o gün o mezarın başından ayrıldım. ertesi gün oldu cumanın izni bitmişti. dalgınlığımdan ve moralimin bozuk olduğundan bahsetti cuma; ben de "evet ya dalgınım bu aralar" diyerek geçiştirdim. sadece cuma değil birçok insan bahsediyordu bundan ama ben herkesi geçiştiriyordum. günler geçiyordu derken haftalar aylar oldu; fakat ben bu olayın şokunu üzerimden atlatamadım ve bu olaydan başka garip hiçbir şey yaşamadım, hayatımda herşey akışındaydı ve bu çok korkunç geliyordu bana. hayatımda herşey akışında; ama ben garip bir olay yaşadım bunu nsaıl açıklayacaktım kendime. düşüncelerim beni hergün daha fazla boğuyordu, sıkışıyordum soruların arasında. ta ki o güne kadar....
@zizilbeng: burda tutmaz o iş kardeş,spot gibi hikaye anlatmaya yeltenme.