entelektüel birikimini yazıya dökmeyi pek sevmeyen ortaçağ tarihçisi. yakından tanıyanlar tarafından müthiş bir hafızası olduğu ve kaynakları ezberlediği söylenir. kaynaklarda geçen savaş tasvirlerini yaşayarak anlatırmış. ismail akatarafından aktarılan bir olay, hafızasının kuvveti hakkında bir fikir veriyor. mükrimin hoca fransa'da bulunduğu dönemde, arşivde çok değerli bir el yazması görür. 100 küsür sayfalık bu el yazmasının bırakın dışarı çıkarmayı, kopya edilmesine bile izin verilmiyormuş. hoca iki hafta süreyle her gün arşive gidip bu yazmayı okur ve ezberler. kaldığı eve dönünce de yazar. türkiye'ye dönünce de bu yazmayı yayımlar. tabii, fransa'da yer yerinden oynar. nasıl olur da dışarı çıkarılmasına ve kopya edilmesine izin verilmeyen bir eser türkiye'de ortaya çıkar! arşivde çalışanlar işten çıkartılır. bunu duyan mükrimin hoca durumu bildiren bir mektup yazar. ancak hocanın ezberlediğine inanmaz yetkililer. bunun üzerine fransa'ya gider, ezberlediğini ispat eder ve böylece arşiv çalışanlarının bir suçu olmadığı anlaşılır. yine ismail akanın bir değerlendirmesi, mükrimin hoca'yı en iyi tanımlayan cümledir: mükrimin bey gibi adamlar kitap okumaz, kütüphane okur...
kardeş senin için yazmıştım @nebaktinyarrram:
ekşiye nolmuş lan link bağlantısı alıntılayamadım. reklam arayüz vs alayı gitmiş.
bu arada ekşiye uyuz oluyorum amını siktiğimin sığırları ile dolmuş iyice