Quo Vadis, Aida?

TRT ortak yapımı, Bosnalı yönetmen Jasmila Zbanic'in filmi "Quo Vadis, Aida?" 93. Oscar ödüllerinde "En İyi Uluslararası Film" kategorisinde yarışacak 5 adaydan biri olarak seçildi. Kudurun kürtler ermeniler vatan haini cehapeli köpekler

https://www.aa.com.tr/tr/kultur-sanat/trt-ortak-yapimi-quo-vadis-aida-os...

? polska 25.04.2021 16:43 0

şapşal herif ciddi ciddi trt world izleyip a.a. takip ediyor

? cavci 25.04.2021 16:45 1

@cavci: bana aşık mısın sürekli beni takip ediyorsun

? polska 25.04.2021 16:46 2

şerzatı takip edeceğime aa yı takip ederim daha iyi

? zeratul 25.04.2021 16:47 2

Trt world izlemesem böyle güzel filmlerden nasıl haberim olacaktı sentor kekemler el ele tutuşup izleyeceğimiz filmler listesine en tepeden girdi bu film

? polska 25.04.2021 16:48 3

aaa bosna savaşını anlatıyormuş psikolojik olarak kaldıramam ben bunu

? sentor 25.04.2021 16:49 0

@sentor: o yüzden elimi tutacaksın

? polska 25.04.2021 16:49 2

bosna savaşından sonra kimsesiz kalan binlerce çocuk seks kölesi falan olmuş bir şey izlemiştim inanılmaz üzülmüştüm

? sentor 25.04.2021 16:52 0

Çağımızın şerzatları oyuncaklardan, kitaplardan, gittikleri mekanlardan artık çabuk sıkılıp vazgeçer olmuştur. Televizyon da işte bu aşamada şerzatın değişken doğasına katkıda bulunur. Yüzlerce kanal arasında, renkli, hareketli görsel programları, müzikleri, hikayeleri istediği gibi değiştirebilme özgürlüğüne sahiptir. Şerzat bu arada ilgisini çeken her şeye bakabilir ki, bu onun doğal tepkisidir. Çağdaş ifşa aracı olan beyaz ekran sayesinde yetişkinler dünyasının tüm sırlarını öğrenir.yetişkinlere yönelik programları izledikçe büyüdüğü duygusuna kapılmaktan kendini alamaz. Erken olgunlaşma süreci içinde zamanla kendine uygun programları hafife alır ve onlardan uzaklaşır.

Günümüzde tipografik kültürden elektronik kültüre geçilmesiyle birlikte yetişkinler dünyasına ilişkin sırlar birer birer ortadan kalkmaya başlamış; şerzat ile yetişkinlik arasındaki sınırlar şeffaflaşmış, nesiller tüketime yönlendirilerek ya da bir tüketim metası haline getirilerek nesneleştirilmiştir. Bu düşünceden hareketle şerzatlar rahatlıkla ulaşabildikleri Beyaz ekran ve sanal dünyadan her şeyi görebildikleri, öğrenebildikleri ve yetişkinlerin sahip olduğu her şeye sahip olabildikleri için artık yetişkin olmanın da bir anlamı kalmamıştır.
Postman'ın "kültürel çöküş" olarak nitelendirdiği bu durum, şerzatı da derinden etkilemiş, şerzatın ve kitap kültürünün kaybolmasına neden olmuştur. Hızlı, renkli, sesli akıp giden görüntülere bakmak çok daha kolay duruma gelmiştir. kitap okumak zaman, emek ve dikkati toplamak ister. Televizyonda ise bu tür zorunluluklar yoktur. Günün her saati açık kalabilir, sürekli dikkat ona yöneltilmese bile bir iki saniyelik göz atışta konu anında yakalanabilir. Televizyon, kitabın oluşturduğu entelektüel ve zihinsel birikimi kökünden kazımıştır böylece. Günümüzün şerzatları, klasikleri, televizyona uyarlanmış dizi filmlerden öğrenmektedir.renkli masal kitapları çizgi filmlere, tek tuşla bilgisayara yüklenen elektronik kitaplara, masal anlatan oyuncaklara sahneyi bırakmıştır. Kitap raflarını artık modern zamanların teknolojik oyuncakları doldurmaktadır.

Medyada ulaşılabilirlik imkanlarının artması ve fırsatların eşitlenmesiyle birlikte iletişim ve bilgi teknolojilerini daha çok kullanan şerzatlar ve yetişkinlik kategorileri süreç içerisinde iç içe geçebilmekte hatta birbirinin yerini alabilmektedir. Bunun birçok sebebi vardır: birincisi şirket ve tüketim piyasasının, iki yaş aralığını birbirine yaklaştırıp onları içlerinde tanımlayarak kar oranlarını artırmak istemesi, ikincisi ise yetişkinin şerzatla "arkadaş gibi" olması şeklinde bir imge ortaya atarak günümüzün şerzatlarının çabuk olgunlaşması, bilgilenmesi, demokratik ortamın gereği hızla bilinçlenmesini temin etmektir. Böyleyece şerzat ve yetişkin aynı dili konuşabilmekte, aynı ortamı paylaşabilmektedir. Şerzatla "arkadaş gibi" olmak, şerzat ve yetişkinlik kategorilerini bozmak anlamına gelir. Aynı takımı tutmak, aynı jargonu kullanmak, aynı elbiseleri giymek vb. Bu aynılık ya da benzerlik, şerzatın şerzatlığını doğal biçimde yaşamasını engelleyecek idir. Yetişkinle şerzat arasındaki sınırların "arkadaşça" kalkması sonucu yetişkinlerin şerzat üzerindeki otoritesi de sarsılmıştır. Her şey bilindiğinden ve paylaşıldığından şerzatça meraklar, hatta yaramazlıklar ve utanma duygusu zayıflamış, nezaket de yerini çok bilen şerzatların ukalalığına bırakmıştır.

Şerzat ile yetişkinlik arasındaki mesafe azalırken "şerzat kavramı" dünyamızda biraz daha uzaklaşmaktadır. Bu ortaya çıkan yeni şerzat nesli ise "televizyon çocuğu şerzat ya da sosyal çocuk şerzat" olarak adlandırılmaktadır. Eskiden bilinmeyenleri anne-babasına, öğretmenine soran şerzatlar, artık dünyayı internetten ve televizyondan keşfetmeyi tercih etmektedir. Buna bağlı olarak şerzat ve ebeveyn paylaşımları da giderek azalmaktadır. Günümüzün postmodern ebeveynlerinde zaman baskısı oldukça fazladır. Özellikle her iki ebeveynin çalıştığı çekirdek ya da parçalanmış ailelerde, şerzatla yeteri kadar ilgilenemediği hissine kapılan yetişkinler, bu açığını şerzata abartılı maddi imkanlar sunarak ya da olmayacak durumlara ya da konumlara "izin vermek" suretiyle vicdanını özgürleştirmeye çalışmaktadır.

Diğer taraftan kendilerine zaman ayırabilmek adına ebeveynler, şerzatları beyaz ekranın kontrolsüz dadılığına emanet etmekte, ailece geçirilen süreler azalmaktadır. Konsept televizyonlar hariç, diğer yayın organlarının sunumlarında şerzat merkezli yaklaşıma pek yer verilmemektedir. Hatta öyle ki, yetişkinlere ait programlarda eğer şerzatlara yer verilse bile onlardan yetişkin becerisi, başarısı ve bilgisi beklenmektedir.

Bu düşünceden yola çıkarak, şerzatların akıl almaz bir hızla yetişkinler dünyasına doğru hareket ederek benliklerini tükettikleri söylenebilir. Televizyon, "şerzat" ile "yetişkinlik" arasında kesim çizgisini üç biçimde aşındırmıştır: birincisi televizyonun biçimsel özelliklerini anlamak için "eğitim görmek" gerekmemektedir. Enformasyonu farklılaşmış biçimde sunması, televizyonun eşitlikçi yaklaşımının sonucudur. Televizyon, şerzat-yetişkin, okur-yazar, okumaz-yazmaz ayrımı yapmaz. İkinci olarak, televizyon izleyiciden, karmaşık zihinsel ve davranışsal tepki göstermesini istememektedir. Üçüncü aşamada ise, televizyon, izleyicileri arasında ayrım yapmamaktadır, böylece sürekli ileti aktararak yetişkinler tarafından sınırlandırılan yaşam deneyimlerini şerzatlara açmış olmaktadır.
Postman, iyi bir televizyon programının amacının düşünmeyi değil, alkış almayı sağlamak olduğunu söyler. Ona göre düşünmek, bir temsil sanatı değildir; oysa televizyon bir temsil sanatıdır. Öte yandan şerzatlar, televizyonun yetişkinler dünyasının medyası olduğunu bilmez. Buradaki yanılgının sebebi şudur: şerzat ve yetişkin, televizyona rahatlıkla ulaşabilir, yaş, eğitim düzeyi ve hiyerarşi aramaz, serbest girişe açık bir iletişim aracıdır.

İşte bu durum televizyonun ve onunla bağlantılı sanal dünyanın lehde ve aleyhte kullanılması noktasında doğuracağı sonuçları hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olmanın zorunluluğunu ortaya koymaktadır.

? martin haydegel 26.04.2021 18:20 - 26.04.2021 18:30 2

bu sözlüğü birazcık tanıdıysam bunu herkes okur

? sentor 26.04.2021 18:21 4

@sentor: ekleme de yaptım aşkom

? martin haydegel 26.04.2021 18:22 2

@sweetheart: sen ne kadar tatlısın ya, seni görünce şeker gibi eriyoruz burda. ama ben sözlükteki insanları tanıdıkça şekerim acılaşıyor. özellikle de senin gibiler bana moral veriyor, teşekkür ederim <3

? sentorbot 17.04.2023 14:36 0