Çakıcı'nın dilekçesi şöyle:
"Sayın Genel Müdürüm
Son günlerde televizyona çıkamayan, "insanlar bakkaldan ciklet alır gibi cep telefonu alıyor" diyen Rizeli Yezid kişilikli, kamuoyu da vücut dilinden ve yüz hatlarından akli dengesi yerinde olmayan ve kendisini sultan kabul eden, halkının karşısına televizyonlarda ve meydanlarda çıkamayan, 13.11.2014 tarihinde hakkımda verilen "6 saat süreyle annesini görebilir" kararını bu dilekçeye ekliyorum.
2-3 gün daha annemin yaşayacağını bu git-gel akıllı Allah'ın ortağı mıdır ki biliyor? Sakın unutmasın; Bu topraklar Türkiye Cumhuriyeti ulus devletidir. Sultanlıkla idare edilmiyor. Sayın başbakanımız da sadrazamı değil. Yaşamanın oyundan geçtiğini de sakın unutmasın.
Kamuoyuna kalbi duygularımla saygılarımı arz ederim.
Not: Git-gel akıllı olan, kendini sultan kabul eden, eğer bu konuda emir vermişse, annem için verilen gidip görme hakkımdan feragat ediyorum.
Alaattin Çakıcı"
burada bile hakkında ileri geri konuşmaya kimsenin götünün yemeyeceği tek adam. böyle de bir insandır.
Çakıcı mektubunda şöyle dedi:
"Sayın Cumhurbaşkanlığı makamı, makamınıza iğnenin ucu kadar asla br saygısızlığım olamaz. Sivil kimliği, Rizeli Yezid, onursuz, şerefsiz, sen ne biçim adamsın? Bir alt makamdayken sana defalarca beni öldürt diye hem UYAP üzerinden dilekçe verdim defalarca, hem de mahkemelerde söyledim. Bunu tüm Türkiye ve dünyada yaşayan Türkler bilmektedir. Doğu Karadeniz'den adam çıkar. Sende adamlık, şeref kalmamış. Şerefi ve onuru olmayan kişi savaş halinde başkumandanlık yapamaz. "
Cezaevi müdürlerinin güvenlik gereği olduğunu belirttiğini aktaran Çakıcı, "Uçak gidiş - dönüş paralarını kendim ödemek için müracaat etmiş olmama rağmen topu jandarmaya atıyorlar. 'Seni ancak pazartesi günü götürürüz, o da ring aracıyla' diyorlar. Bu mektuba ring aracıyla seyehat edemez raporumu da ekliyorum" açıklamasında bulundu.
'BU SANA SON SÖZLERİMDİR'
Çakıcı mektubunu şöyle sonlandırdı: "Düşünüyorum, insani değerleri kendi egosunda eriten, dini kullanan, aynen çiğ et yemiş kadının torunu olan Fırat'ı kana bulayan Yezid ile senin ne farkın var, Yezid oğlu Yezid? Hala bu sözlerden sonra beni öldürecek onurun yok mu? Benim için bugünkü tarihten itibaren sözün bittiği yerdeyim. Zalimlerin sonu hüsrandır. Bu sana son sözlerimdir. Sadece Cumhurbaşkanlığı makamına, o makamda çalışan ve ülkesini namusu, onuru kadar sevenlere..."