amina kodumunun koyluleri tum sarap bilginiz kosedeki bakkal amcanizin sattigi en kalitelisi cankaya, zumrut, evin gibi kopegimin onune koysam icmeyecek adilikteki saraplar. aksam hatirlatinda sarap kolleksiyonumun capsini koyayim
ben köpeköldüren severim zaten kardeş sikeyim şarap koleksiyonunu
Alkol kelimesi, Arapça asıllı bir kelimedir. Arapça da, kirpikleri boyamak için kullanılan pudra şeklindeki toz manasına gelen "el-kühul (el-küûl)" kelimesi, hemen bütün batı lisanlarına geçmiş, Türkçe ye de batı kaynaklı lisanlardan, Türkçe okunuşu şekli olan alkol halinde gelmiştir.
Alkollü içkilerde, kimyevî yönden bir çok çeşit alkol olmasına rağmen, en önemli olanı etil alkol dur. Bu madde kimyasal olarak etanol, yaygın olarak ta, hububat ispirtosu (grain alcohol) olarak adlandırılır.
İçkilerde bulunan diğer alkol çeşidi metil alkol veya metanol dur. Bu alkolde, halk arasında daha çok odun ispirtosu olarak bilinir. Metil alkol antifrizlerde ve yakacaklarda olduğu gibi bazı mamullerde ticari maksatla kullanılmaktadır. Metil alkol öldürücü bir zehirdir. Çok az miktarları dahi körlüğe ve ölüme yol açar. Kaçak olarak yapılan içkilerde bazen metil alkol bulunur ve bu bir çok ölümlere yol açmıştır.
Bir diğer alkol çeşidi de izopropil alkoldür. Bu alkol çeşidi de kesinlikle zehirlidir. Fakat alkol deyince kast edilen mana daha çok etil alkoldür.
Alkollü İçkilerin Elde Edilişi
Etil alkol sanayide değişik yollardan elde edilir. Meselâ asetilen gazından (C2H2) etil alkol elde edilebilir. Alkol sanayide kimyevî maddelerin elde edilmesinde kullanılır. Boyalar, reçineler için iyi bir eriticidir. Etil alkolün %85'lik sulu çözeltisine kolonya denir. İspirtoda etil alkolün %65-70'lik sulu çözeltisine boya karıştırılmış halidir. Ancak bizim burada sözünü ettiğimiz ve içki niyeti ile kullanan şahısta zararları olan alkollü içkilerin elde edilişidir.
Sarhoşluk veren madde olan etil alkol, hangi içki tipinde olursa olsun, şekerin fermantasyonu yani mayalanması neticesi elde edilir. Meselâ bira, çimlenmiş, filizlenmiş arpanın fermantasyonu ile elde edilir. Şarap ise üzüm suyunun fermente olmuş (mayalanmış veya tahammür etmiş) şeklidir. Ağır içkiler veya alkol nisbeti yüksek olan içkiler, hafif yani alkol nisbeti düşük olan içkilerin damıtılması yani distile edilmesiyle elde edilir. Damıtımda esas, alkol nisbeti düşük içkilerin kaynatılması sonucu ele geçirilen buharların tekrar soğutularak sıvı hale getirilmesidir. Bu ele geçen sıvıda etil alkol dediğimiz zehir daha fazla nisbettedir. Bildiğimiz ispirtoda bu esasa göre hazırlanmakta, sonra içerisine boya katılıp takdim edilmektedir.
Fermantasyon: Mayalama: Tahammür
Fermantasyon bazı mikroskobik canlıların havasız (anaerobik) vasatta şekerli maddelerden etil alkol sentezleme özelliğidir. Daha ilmî bir ifade ile yüksek moleküllü maddelerin, bilhassa şekerli birleşiklerin (karbonhitratların), mikroorganizmalar vasıtası ile daha küçük moleküllü maddelere parçalanmasıdır.(8)
Fermantasyonun Kimyasal Özeti Şöyledir:
C6H12O6 2C2H5 - OH + 2CO2 + 21Kal.
GLİKOZ ETİL ALKOL KARBON
DİOKSİD
Fermantasyonda rol oynayan belli başlı mikroorganizmalar ise şunlardır:(9)
1- Mayalar: Fermantasyonda maya denilince sakkaromiçes (saccharomyces) cinsi anlaşılır. Meselâ bunlardan sakkaromiçes serevisia (bira mayası mantarı) çimlenmiş arpa ile mayalandırılarak bira yapılmasında kullanılır. Birada %5-7 nisbetinde etil alkol bulunur. Alkolsüz biranın elde edilişi, biradaki alkolün vakumla azaltılmasıdır. Yoksa kesinlikle alkolsüz denilen birada da %1-1.5 nisbetinde etil alkol mevcuttur.
Şarabın elde edilişinde üzüm suyu kullanılır. Üzüm suyuna %1-2 nisbetinde saf maya katılır. Takriben bir hafta süren fermantasyon neticesi mayide belli oranda etil alkol meydana gelir. İstenirse bu etil alkollü mayi damıtılarak yüksek dereceli alkollü içkiler elde edilir. (Şekil: 1)
2- Bakteriler: Bazı fermantasyonlarda değişik bakteriler kullanılır. Meselâ sirke bakterileri ile mayalama neticesi sirke elde edilir. Laktobasillus bulgaris sütün yoğurt halinde mayalanmasını sağladığından gıda endüstrisinde önemli yerleri vardır.
HAM MADDE:
ŞEKERLİ ve NİŞASTALI
MADDELER
Alkollü İçkilere Ait Genel Liste
İçkinin Mayalanan Damıtılmış mıdır? Alkol
İsmi Madde Yüzdesi
Bira Çimlenmiş Arpa Hayır % 4-7
Şarap Üzüm Suyu Hayır % 15-20
Kanyak Üzüm Suyu Evet % 40-50
Likörler Değişik Meyveler Evet % 40-50
Rakı Üzüm, İncir Evet % 40-50
Ezmesi
Cin Ardıç Otu Evet % 40-50
Votka Patates ve Diğer Evet % 67
Membalar Viski Çimlenmiş Evet Hububat % 65-70
BİRA ŞARAP LİKÖR VE CİN
İçkiler, alkol ve sudan başka lezzetlendirici ve renk verici maddeleri ihtiva ederler. Alkollü içkilerin besleyici değerleri yoktur. Resimde, içinde aynı miktarda etil alkol ihtiva eden farklı içkiler görülüyor. Bir şişe bira içen adam, bir kadeh şarap içmiş kadar etil alkolü vücuduna almış olmaktadır.
Sağ baştaki isim herhalde dikkatinizi çekmiştir. Bazen dini bayramlarımızda dahi ikram vasıtası olarak verilen likör, takriben yarısına yakın miktarı etil alkol olan bir alkollü içkidir.
İçkinin Miktarı Verdiği Tekâbül Eden Gıda
İsmi Kalori Maddesi
Kanyak Bir Bardak 75 Kalori Bir bardak limonata
Şarap Bir Bardak 75 Kalori Bir adet haşlanmış yumurta
Rakı Bir Kadeh 75 Kalori Yedi adet kesme şeker
Şampanya Bir Kadeh 85 Kalori İki adet ceviz veya
bir adet portakal
Bira Bir Bardak 92 Kalori Beş adet bisküvi veya bir
adet armut
Kokteyl (Karışık) Bir Bardak 175 Kalori Bir bardak süt veya bir büyük porsiyon dondurma
Viski Bir Bardak 400 Kalori Altı dilim ekmek
Yukarıdaki listede muhtelif içki tiplerinin verdikleri kaloriye karşılık tekabül ettikleri gıda maddelerinden bazıları gösterilmiştir.
Alkollü içkiler vücuda ne miktarda dahil olursa, ne miktarda kalori verirse, o miktarda da vücut hücrelerine zarar vermektedir. Buna karşılık aynı miktar kaloriyi vermekle birlikte vücuda hiçbir zararı olmayan gıda maddelerini de düşünelim.
Ayrıca içkilerin mukabili olan ve içkilerin zararlarına karşılık vücuda faydalı olan gıdaların, içkilere nisbetle bugünkü şartlarda da çok daha ucuza mal olacaklarını unutmayalım. (Not: Bu mevzu ile alâkalı olarak ayrıca, "Alkollü İçkiler Bir Gıda mıdır?" başlıklı bölüme de bakınız.)
Alkollü İçki Nedir? Dinimizce Haram Edilmiş Olan Alkollü İçki Tabirinden Ne Anlamalıyız?
Alkollü içkiler, hangi içki tipinde olursa olsun, meyve ve tahılların fermantasyonu, mayalandırılması neticesinde elde edilir. İçkinin tamamı alkol değildir. İçerisinde su, şekerli maddeler ve benzeri şeyler bulunur. Fakat hangi tipte olursa olsun, içkilerde vücuda asıl zararlı olan, sarhoşluk yapan madde etil alkol dediğimiz kimyevî maddedir. Etil alkol değişik içkilerde farklı nisbetlerde bulunur. Meselâ etil alkol birada %5-7, şarapta %15-20 nisbetinde iken; cin, likör ve rakıda %45-50, votka ile viskide ise %65-70 nisbetinde bulunur.
Alkollü içkilerin muhtevasında, mineraller, vitamin, proteinler ve yağlar gibi vücuda faydalı olan maddeler bulunmaz. Onun için, alkollü içkilerin hiçbir besleyici değeri yoktur.
Peygamber (s.a.v.) efendimiz, bir hadis-i şeriflerinde, "Bir şeyin çok miktarda alınması insana sarhoşluk veriyorsa onun azıda haramdır" (Ebû Dâvûd, Sünen, c.II, s.294; Tirmizi, Eşribe 3) diye buyurmuşlardır. Bu hükme göre az miktarlarda da olsa, terkibinde etil alkol bulunan her madde dinen haram demektir.
Alkol Bir İlaç Olarak Kullanılabilir mi? Bilhassa Kalb Hastalıklarına Faydalı Ciheti Var mıdır?
Alkolün ilaç olarak kullanılması fikri kesinlikle kabul edilmemektedir. Buna misal olarak Amerikan Tıp Birliği'nin (American Medical Association) bu konudaki kesin ifadelerini verebiliriz. Yani tıp yönünden Amerika'da yetkili bir heyet şöyle diyor: "Alkollü içkilerin tedavi edici bir ilaç gibi ve vücuda faydalı bir gıda gibi kullanılmasının hiç bir ilmî temeli, esası yoktur." (The Journal of American Medical Association, 68: 1837, 1917)
Ayrıca aynı teşkilât kalb krizinin tedavisinde alkolün faydalılığını kabul etmemektedir. Yapılan çalışmalar, koroner kalb hastalığında bir bardak viskinin, dil altına konulan bir tek nitrogliserin tabletinin 1/150 (yüz ellide bir)'i kadar dahi tesiri, faydası olmadığını göstermiştir.
Viskinin, kalb hastalığı geçirenlere iyi geldiği kanaati kesinlikle yanlıştır. Bu fikirler içki imal eden firmaların reklâmlarından kaynaklanmaktadır. Söylenenin tam aksine, içki içtikten sonra enfarktüs geçiren pek çok hasta vardır. Alkol alan şahısta cilt damarlarının genişlemesi alkolün vücuttan atılması için meydana gelen bir reaksiyondur. Cilt damarlarının bu genişlemesine kalbin kendisini besleyen damarlar refakat etmediği gibi, alkol alan şahısta dokuların oksijenlenmesi tehlikeli şekilde azalır ve bu da enfarktüs riskini arttırır.
Bu Netice İle Alâkalı Neşriyatlar
1- The Journal of The American Medical Association, 143:355, 1950.
2- Circulation, 1:700, 1950,
3- American Heart, 3:5, 1953,
4- The Lancet, 346:716, 1995.
Bir hadis-i şerifte şöyle buyurulmaktadır: "Şu muhakkak ki içki deva değildir. Bilâkis marazdır. Yani hastalık vericidir." (İbn-î Mâce, Tıp, 27; Müslim, Eşribe, 12) İşte belirttiğimiz, içkinin hangi çeşidi olursa olsun ilaç gibi kullanılamayacağı tarzındaki ifadeler, bu hadis-i şerifin açık bir teyidinden ibarettir.
İçki Tansiyonu Düşürür mü, Yüksek Tansiyonlularda Az Miktarda İçki Kullanılmasının Faydası Olur mu? Yoksa Zararı mı Olur?
Alkollü içkilerin az miktarda kullanılmasının bilhassa kalbi besleyen damarlarda vozadilatasyon yani damar genişlemesi yaparak faydalı olabileceği fikri mevcuttu. Bu kanaatin yanlışlığı yapılan yeni çalışmalarla çok daha iyi bir şekilde anlaşılmıştır. Alışkanlığı olan veya daha önce hiç içki kullanmamış şahıslarda, tansiyonları normal veya yüksek olsun, şahısların hepsinde az miktarlarda bile alkol kullanılması tansiyonu arttırmaktadır.(10), (11)
15-80 yaşları arasındaki 80000 şahısta yapılan çalışma, günde normal büyüklükte bir bardak içki kullanan şahsın tansiyonu (sistolik basınç) ortalama 1 mmHg artmaktadır. Günde iki bardak veya daha fazla miktarda içki kullananlarda, içki içmeyenlerle mukayese edilince, tansiyon âdeta ikiye katlanarak artmaktadır.(12), (13) Alkollü içkiler, batı memleketlerinde erkeklerde görülen bütün yüksek tansiyonların takriben %10'nun sebebidir. Bazı memleketlerde bu nisbet %33'e kadar çıkar.(14)
Alkol Gıdaların Hazmına veya Sindirilmesine Faydalı mıdır?
Bunun tersi doğrudur. Yani değil alkollü içkilerin hazma faydalı olması, bilakis hazmı geciktirdiği gösterilmiştir. Çünkü alkol sindirim kanalı duvarlarında tahriş edici sebebi ile fazlaca mukus ve hidroklorik asit salgılanmasına vesile olur. Bu ise sindirime menfî tarzda tesir eder. Alkolün hangi çeşidi olursa olsun, ne miktarda olursa olsun, sindirimi tembih edici bir madde olarak kabul edilemez. Bira ve şarapta bu prensibin haricinde değildir.(15) (Bu konu için 78. sahifeye de bak.)
Alkollü İçkiler Vücudu Isıtır mı, Yani Vücut Sıcaklığını Arttırmak İçin Soğuklarda Kullanılabilir mi?
Alkol, bırakalım vücut sıcaklığını yükseltmek, bilakis vücut sıcaklığını düşürücü tesire sahiptir. Şöyle ki, alkol kullanan şahsın cilt damarlarını genişletir. Bu ise vücuttan hararetin kaybına vesile olmaktadır. Hatta sarhoş şahsın hisleri azaldığı için, şiddetli soğuklarda sokakta kaldığını bile fark etmeyebilir. Donma tehlikesi dahi geçirebilir.(16) Rus İnterfax Ajansı'nın haberine göre 1995-1996 kışında sadece Moskova'da toplam 600 kişi soğuktan donmuştur. Bunların tamamı alkolik kişilerdir.
Alkol Direkt Olarak Ölüme Yol Açabilir mi? Yani Âdeta Bir Zehir Gibi Tesir Edip Ölüme Sebep Olabilir mi?
Bilineceği gibi, alkollü içkiyi kullanan şahısta, kanındaki alkol seviyesi, belli miktarların üstüne çıkacak olursa (400-700 mgr/mlt) direkt zehir tesiri yapar. Şahsın solunum felcinden ölümüne vesile olur. Alkolden direkt zehirlenme ile meydana gelen ölümler, alkolden ileri gelen bütün ölümlerin 1/3'ini teşkil eder.
Alkol zehirlenmesi, A.B.D.'de karbon monoksitten sonra, ölümle neticelenen zehirlenme sebeplerinin ikincisidir. Alkol ve karbon monoksitin her yıl sebep olduğu ölümler, diğer bütün zehirlenmelerin hepsinin toplamından çok daha fazla miktardadır. (Hofmann FG: A Handbook on Drug and Alcohol Abuse. 2nd ed, Oxford University Press, 1983, s.115)
Bir Bardak Viski Yılan Isırmasına Faydalı mıdır? Yoksa Zararlı mıdır?
İçkilerdeki alkol hiçbir zaman yılan zehirini nötralize etmez, yani tesirini önlemez. Yılan zehirlenmesine karşı yapılabilecek en kötü şey, belki de şahsa içki içirtmektir.
Bir kimseyi yılan sokunca vücudun normal bir reaksiyonu vardır ki, vücutta bir gerginlik teşekkül eder. Bu damarların büzülmesine yol açar. Böyle bir durum vücut için o anda faydalıdır. Genellikle yılan ısırmasında kan dolaşımına zehirin yayılmasına mani olmak için, elde ve ayaklarda zehirlenen kısmın üstü kalınca bir bantla bağlanır. İşte bu esnada şahsa viski içirmek veya herhangi bir içkiyi içirmek, ciltteki kan damarlarının genişlemesine ve yılan zehirinin vücuda daha rahat yayılmasına imkân verir. Böyle bir durum meseleyi daha da kötüleştirir.
Yılan zehiri genellikle kan basıncının düşmesine sebep olur. Bira, şarap veya herhangi bir içkide kan basıncını düşürür. Yılan zehirinin kan basıncını yani tansiyonu düşürmesi, içkinin kan basıncını düşürmesi ile birleşince hâdise ölümle neticelenebilir.
İçki İçenlerde Kurşun Zehirlenmesi Görülür mü?
Bir çok araştırmalar, bilhassa bira ve şarapta olmak üzere belli miktarlarda kurşun bulunduğunu göstermiştir.(17) İçki kullanan şahısların kanları bu yönden incelendiği zaman, bu kimselerde içtiği içkinin artmasına bağlı olarak nisbeti artan miktarda, kanlarında kurşun bulunduğu tesbit edilmiştir.(18) Sigaranın kandaki kurşun miktarını arttırdığı, şahıs hem içki, hem de sigara içiyorsa kanlarındaki kurşun miktarı, hiç içki ve sigara içmeyenlere göre %44 nisbetinde arttığı görülmüştür.(19)
Bunun manâsı gayet açıktır. İçki içen şahıslar hem alkolden zehirlenmekte, hem de bir manada kurşun zehirlenmesine uğramaktadırlar. Buna bağlı olarak ta, başta böbrek hastalıkları ve yüksek tansiyon olmak üzere çeşitli hastalıklara yakalanmaktadırlar.
Alkollü İçkiler Bir Gıda mıdır?
Tek bir cümle ile ifade etmek gerekirse, alkol ne maksatla alınırsa alınsın bir gıda değildir.(20) Bunu birkaç maddede özetlemeye çalışalım;
1-Bir maddenin gıda özelliği taşıması için vücudun gelişmesine, büyümesine faydalı olması lâzımdır. Yıpranan ölen hücrelerin yenilenmesi için kullanılmalıdırlar. Proteinler, yağlar, karbonhidratlar ve ayrıca mineraller, vitaminler ve su vücudun ihtiyacı olan maddelerdir. Alkolün ise vücudun tamirinde, büyümede, gelişmede hiçbir faydalı tesiri yoktur. Bir gıda olarak kabul edilmez.
2- Gıdalar vücutta parçalandığı zaman enerji verirler. Alkol de vücutta yandığı zaman belli miktarda enerji verir. Ancak gıdalar vücuda enerji ve sıcaklık verdiklerinde vücuda hiçbir zararları söz konusu değildir. Halbuki alkol vücuda girdiği andan itibaren, vücuda toksik (zehirli) ve zararlı tesirleri söz konusudur. Vücuda giren her damla alkol, vücutta zarara sebep olur. Vücuda alınan alkol miktarı arttıkça, zararı da o nisbette artacaktır.
3-Gıda maddeleri icabında kan olan, adaleye değişen, kemik olan kimyevî birleşikler demektir. Vücudun büyümesi, gelişmesi için lüzumludur. Adalelerin kasılması, sinir hücrelerinin faaliyeti için ihtiyaç olan enerjinin kaynağıdır. Hastalıklara karşı vücudu korumada yardımcı olur. Yüksek beyin merkezlerini tahrip etmez, uyuşturmaz.
İçkilerdeki alkol gıdaların aksine adale kuvvetini azaltır, sinir merkezlerini uyuşturur. Hastalıklara karşı vücudun mukavemetini düşürür. Doku yenilenmesine faydalı olmak bir yana, canlı dokuları bile öldürür.
4- Gıdalar vücutta değişik şekillerde depolanıp ihtiyaç anında kullanılırlar. Alkol gıdaların aksine vücutta depolanmaz. Vücuda girer girmez, vücut bir an evvel âdeta alkolden kurtulmaya çalışır.
5- Hematoloji yani kan ile alakalı hastalıkların emektar hocası olan sayın Prof.Dr.Şınasî Özsoylu, çok iddia edilen, şarabın kan yapıp yapmadığına dair şunları söylemektedir; "Ben yıllardır kan ile alakalı bahisleri okurum. Şarabın kan yaptığına dair bir neşriyat okumadım. Şahısta demir eksikliği fazla değilse, karaciğer, dalak yemesi tavsiye edilir. Dana eti, ızgara şeklinde az pişirilerek yemesi tavsiye edilir. Kanın kırımızı kürelerinin yani alyuvarların eksikliğinde, bazı demirli preparatlar, folik asit, B12 vitamini ve eritropoietin verilebilir. Kan yapımı için şarap tavsiye edilmez. Fransızların bordo şarabını, İngilizlerin İskoç viskisini ve Rusların da Rus votkasını tavsiye etmeleri manidar değil midir?"
Netice olarak şunu tekrarlayabiliriz ki, değişik çalışmalar göstermektedir ki alkol bir gıda değildir.
Alkollü İçkilerin Azı Faydalı mıdır?
1-Alkolün çok cüzî miktarları dahi (bir veya iki kadeh) vücudun reaksiyon zamanını, yani ışık ve ses ikazlarına olan cevabını %5-10 nisbetinde düşürmektedir.
Daktiloda yazı yazmaktan tutun da, herhangi bir cihazı kullanmaya kadar şahıs ne miktar alkollü içki almış olursa olsun, içkiyi içtikten sonra öncekine göre çok daha fazla sayıda hatalar yapmaya başlar. Böyle bir neticenin, otomobil kullanan, saatte 1000 km. süratle giden uçağı kullanan için ne kadar önemli olduğunu düşünelim.
2- Az da olsa içki kullananlarda karaciğer sirozundan ölüm artmaktadır. Yüksek tansiyona yol açmakta, sarhoş araba kullanmanın yol açtığı kazalara, yaralanma hadiselerine, ani ölümlere sebep olmaktadır. Göğüs ve kalın bağırsak kanserleri, az da olsa içki kullananlarda, içmeyenlere göre daha sık olarak görülmektedir.(21)
3- 15-20 yaşları arasındaki gençlerde yapılan bir araştırmaya göre, bu yaşlardaki gençlerde, intiharlar, trafik kazalarından ölüm gibi, şiddete bağlı ölümler, çok az miktar diye tarif edilen günde birkaç bardak alkollü içki kullananlarda dahi normale göre %75 daha fazla olarak bulunmuştur.
Adölesan dediğimiz, reşit olmanın yani gençliğin başlangıç yılları, içkiye alışma yönünden belki de en tehlikeli yaşlardır. Bu yaşlarda alınan birkaç kadeh içki bile bağımlılığın teşekkülüne sebep olabilmekte, bu da belirtilen menfi halleri netice verebilmektedir.(22)
4- Amerikan Kanser Cemiyeti'nin 276.000 erkek üzerinde yapmış olduğu çalışmanın neticelerine göre, günde sadece tek kadeh içki kullanan şahıslarda ölüm nisbeti, içki kullanmayanlara göre açık bir şekilde artmıştır.(23)
5- Avrupa'da geniş çaplı yapılan bir istatiskî çalışmanın neticelerine göre, belli nisbette içki kullanan şahısların, haftada evet haftada sadece bir kadeh fazladan içki kullanmaları, bütün nüfusta alkoliklerin sayısını %10 arttırmıştır.(24) Netice olarak koroner kalb hastalığını önleyeceğiz diye içki kullanmayı tavsiye etmek ancak içki tüccarlarının işine yarar.
6- Her kadeh içki beyinde 2000 kadar sinir hücresinin ölümüne yol açmaktadır. Kitabın ilerleyen sayfalarında bu konuda daha geniş bilgi vardır.
7- Ve unutulmaması gereken önemli noktalardan biriside şudur ki, alkolün azı daha fazlasına alıştırmaktadır. Buna tıpta tolerans adı verilir. Yani vücudun sarhoşluk için daha fazlasına meyletme özelliğidir. Alkolik olan şahısların da bir zamanlar bir iki bardakla içkiye başlamış olduklarını unutmayalım.
Amerika Birleşik Devletleri'nde 1989 yılından beri içki şişelerine yapıştırılması mecburi olan etiket görülüyor. Etikette; doğmamış bebeğe zararlarından dolayı bayanların bilhassa hamilelikte, kesinlikle içki içmemeleri gerektiği, ifade ediliyor. Ayrıca alkollü içkinin, otomobil sürme maharetini, herhangi bir cihazı kullanma kabiliyetini bozduğu ve hastalıklara yol açabileceği belirtiliyor.
Ne diyelim. Darısı memleketimizin başına diyoruz.
Alkollü İçkiler ve Kalb ve Damar Hastalıkları İle Olan Alakası
Şarap içmek hatta bir kısmının iddia ettiği gibi, bilhassa kırmızı Fransız şarabını içmek acaba koroner kalb hastalıkları riskini azaltıyor mu? Bunu son neşriyatların ışığında anlamaya çalışalım.
1. En başta, şarap dahil hangi içki çeşidi olursa olsun, tek kadeh bile kullanıldığın da, şahısta muhakemeyi, otomobil sürme maharetini bozduğu, otomobil kazalarına, yaralanmalara yol açabildiğini hatırlayalım. Tek kadeh içkinin dahi, hamilelikte kullanılırsa, doğmamış bebeğe zarar verdiğini, tek kadeh içki dahi, kullanan her kişide, içkinin 2000-3000 kadar beyin hücrelerini tahrip edip, hücrelerin ölümlerine yol açtığını unutmayalım. Gene kullanılan içkinin, yüksek tansiyona, inmelere (felç), kalbin anormal çalışmasına yol açtığını bilelim. Ayrıca, ne miktar kullanılırsa kullanılsın, içki kullanan şahıslarda, belli kanser çeşitlerinin daha çok ortaya çıkmış olduğunu da hatırlayalım.
Adölesan dediğimiz ve henüz erginlik çağına basan gençlerde bir tek kadeh içkinin dahi bağımlılık (iptila) yapabildiğini göz önünde tutalım.(25) İsterse tek kadeh içki kullansın, devamlı içki kullanan her bir insanda, zamanla alışkanlık riski söz konusu olduğunu düşünelim. Ondan sonra şarabın kalbe olan faidesinden söz edelim.
2. Her şeye rağmen, şarabın koroner kalb hastalıklarında faideliliği söz konusu olsa bile, bir maddenin bin zararı var, sadece bir faidesi varsa, biz o maddeyi faideli kabul etmeyiz, zararlıdır diye hüküm veririz.
3. Şarabın, bilhassa Fransızların ileri sürdükleri gibi, kırmızı Fransız şarabının koroner kalb hastalığına faideliliği münakaşalıdır.(26) Şarapta mevcut ve antioksidan olarak ifade edilen ve damar sertliğine mani olduğu kabul edilen malvidin-3-glukozid adlı madde, kırmızı üzüm suyunda çok daha bol miktarda bulunmaktadır. Bu konuda yapılmış olan mukayesede, şarap yerine aynı miktar, kırmızı üzüm suyu içen şahısların kanında, antioksidan madde olan malvidin-3-glukozid'in daha yüksek seviyelerde bulunduğu anlaşılmıştır.(27) Onun için, damarlara faidesi olacak diye, birçok zararı olan şarabı insanlara tavsiye etmenin bir manâsı yoktur.
4. Günde 1-2 kadeh şarap içmenin, şahısta koroner kalb hastalıklarına mani olucu te'siri varmıdır? Bunu bugün açık olarak söyleyebilmek mümkün değildir. Şayet şarabın böyle bir faidesi varsa, içerisinde çok daha bol miktarda anti oksidan madde ihtiva eden üzüm suyunun, daha faideli biyolojik te'siri vardır.(28), (29) Şarabın faideli olduğunu söyleyebilmek için, yaş, ırk, cins, sigara içip içmeme, genellikle kullanılan gıda çeşidi vs. gibi daha birçok faktörün nazara alınıp, çok daha geniş çapta istatistikî çalışmaların yapılması lazımdır. Çok geniş çalışmalar yapılmadan, klinik tecrübelere konulmadan, şarabın kalb ve damar hastalıklarına mani olucu tesiri olduğunu söylemek zordur.
5. İspanya'da 20.000 kadar yetişkin insanda yapılan araştırma da, devamlı olarak günde 1-2 kadeh veya 3-4 kadeh şarap veya bira içen insanların sıhhatlerini, hastalıklara yakalanma nisbetlerini incelemişlerdir.(30) Bu insanların, içki içmeyen aynı yaşlardaki insanlara göre, daha sık olarak hastalıklara yakalandıkları anlaşılmıştır. Bilhassa şarabı tercih edenlerin sağlıkları, içmeyenlere göre çok daha bozuk olarak bulunmuştur.(31)
teşekkürler kardeş alkol konusunda aydınlattın beni, not : okumadım
şarap sonsuz hayat kaynağıdir, iç;
gençlik sevincinin pınarıdır, iç;
gamı yakar eritir ateş gibi,
sağlık sularından şifalıdır, iç.
-Ömer Hayyam.
genelde esrar içerken anneme yakalanırdım ama bugün şarap içerken yakalandım yine yemediğim laf kalmadı amına koyim iyice sıkıldım ya
Şarabı sevmemiz üzüme olan düşkünlüğümüzden değildi. biz ezilenden yanaydık.