Tağut T.C.nin zulmüne uğrayan alimlerden yalnızca bir tanesi
Şeyh Nâzım Efendi, başında bulunduğu yola "Osmanlı Nakşıbendî-Hakkanî Dergâhı" ismini vermiş, Abdülkerim adında yine Kıbrıslı bir zâtı da kendisine "halife" tayin etmiş. "Şeyh Abdülkerim el-Kıbrısî" unvanını alan halife Amerika'ya gitmiş, New York Eyaleti'nin Sidney köyünde geniş bir arazi satın almış, arazide bir dergâh tesis etmiş ve burada müridleriyle beraber yaşamaya başlamış.
Derken, geçen senenin sonlarında müridlerden biri bir trafik kazasında vefat etmiş ve cenazeyi dergâhın geniş arazisine defnetmişler... Birkaç ay sonra bir başka mürid daha rahmet-i rahmana kavuşmuş ve onu da aynı arazide toprağa vermişler. Her iki defin de gerekli izinlerle yapılmış ve definlerin sonrasında şehir yöneticilerinden arazinin o bölümünün ileride mezarlık olarak kullanılabileceğine dair bir de belge alınmış.
Kıyamet, işte bundan sonra kopmuş: New York'ta cami tartışmaları devam ettiği sırada Delaware şehrinin yöneticilerinden olan Bob McCarthy "Canınızın istediği yere defin yapamazsınız, bu mezarları hemen kaldırın!" diye tutturmuş. Cemaat aldığı izin belgelerini göstermiş, definlerin mevzuata uygun olduğunu söylemiş, ama nafile! Sidney köyündeki mezar tartışması hâlâ devam ediyor. Bazı Amerikan gazeteleri Bob McCarthy'den alaycı bir üslûpla bahsediyor ve McCarthy'nin "Müslüman zombi korkusuna tutulduğunu" yazıyorlar.