ne olduklarını neden bu ayrım olduğunu yeni okuyup öğrendim, bu bilginin gerçek hayatta ne işime yarayacağını düşünüyorum şimdi. bilmeyenler varsa okuyup öğrenmelerine gerek yok xdd
alimleri temel alıp peygamber gibi peşinden gitmişler herkes de farklı farklı yorumlamış islamı mezhepler oluşmuş, sonra mezhepler de kendi içinde kollara bölünmüş. hanefi, şafi, maliki vb gibi mesela ben hanefiymişim xdd hepsinin kendi arasında farklı tarzları var. birinde vücudundan bir yerinden kan gelince abdest bozuluyor, diğerinde bozulmuyor. biri oruç tutuyor diğeri 2 gün tutuyor xddd resmen kafalarına göre değiştirmişler dini
bu sözlük kapanırsa balıkesir adliyesi önünde üstüme benzin döküp kendimi ateşe veririm
@polska: büyükleri çarşıda var ama höşmerimci olarak değil de ''tatlıcı'' olarak varlar
keke kuran kursu dediğin şey sure falan ezberle geç gibi bir ortam şiilik sünnilik mi anlatacaklar göt kadar çocuğa. zaten hayatımın dönüm noktası oldu o 2 ay, mersinde birbirimizi alkole alıştırdığımız tüm arkadaşlarım kuran kursundaki oda arkadaşlarım. bizim o tayfanın içinden dinle kitapla alakası olan bi kişi çıkmadı.
dünya hayatı çok kısadır. ahiretin azapları pek acı ve sonsuzdur. ileriyi gören akıl sahiplerinin, hazırlıklı olması lazımdır. dünyanın güzelliğine ve tadına aldanmamalıdır. insanın şerefi ve kıymeti dünyalıkla ölçülse idi, dünyalığı çok olan kafirlerin herkesten daha kıymetli ve daha üstün olmaları lazım gelirdi. dünyanın görünüşüne aldanmak akılsızlıktır, ahmaklıktır. birkaç günlük zamanı büyük nimet bilerek, allahü teâlânın beğendiği şeyleri yapmaya çalışmalıdır. allahü teâlânın kullarına ihsân, iyilik etmelidir. kıyamette azaplardan kurtulmak için, iki büyük temel vardır: birisi, allahü teâlânın emirlerine kıymet vermek, saygı göstermektir. ikinci, allahü teâlânın kullarına, yaratdıklarına şefkat, iyilik etmektir. hep doğru söyleyici “aleyhissalâtü vesselâm” her ne söyledi ise, hepsi doğrudur. şaka, eğlence, sayıklama sözler değildir. tavşan gibi gözü açık uyku ne kadar sürecek. bu uykunun sonu rezîl, rüsvâ olmak ve eli boş, mahrûm kalmaktır. mü’minûn sûresinin yüzonbeşinci âyetinde meâlen, (sizi abes olarak, oyuncak olarak mı yaratdım sanıyorsunuz. bize dönmeyecek misiniz zan ediyorsunuz?) buyuruldu. her ne kadar, böyle sözleri dinleyecek hâlde olmadığınızı biliyorum. gençsiniz. içiniz kaynıyor. dünya nimetleri içindesiniz. herkese sözünüz geçiyor. her istediğinizi yapabiliyorsunuz. fakat, size acıdığımız için, iyilik etmek istediğimiz için bunlar yazıldı. elinizden birşey kaçmış değildir. tevbe edilecek, allahü teâlâya yalvaracak zamandır.