Dersim… Yedi eşşeği kendine hayran bırakan şehir… Munzurundan tutun, tarihi mekanlarına, ünlü caddelerine kadar herkesi kendine hayran bırakıyor bu şehir.Başka şehirlerden hiç üşenmeden kalkıp, Tunceli'ye sadece gezmek için gelenler olduğu gibi, turistlerin de en çok uğrak noktası bu, masallara bile konu olan şehir. Sadece şehrin güzelliği değil tabi hayran olunmasını sağlayan faktör. Şarkılara bile konu olan Tunceli kızlarının güzelliğini, herkes bilir elbet. Bütün bunların yanın da Tunceli gece hayatını da bilmeyeniniz yoktur herhalde.
kilometrekareye 11 insanın düştüğü haziran ayları gibi ovalarinda açan binbir güzellikteki çiçekleri ile harikalar diyarı memleket
kimisi der ki topraklarindan "tunc" gibi saglam insanlar cikar bu yuzden adi tunceli'dir, kimisi der ki devletin tunc eli isyan edenlerin basini ezmistir o yuzden adi tunceli'dir. ben bilemem.
tunceli’de insanlar evlerini hep en yuksek tepelere yapmaya calisirlar, kimi zaman iki evin arasi kilometrelerle olculur. bagimsiz yasamayi severler bir baslarina, kimseden beklentileri yoktur, istatistiklerle pek ilgilenmezler. devlet elbette yatirim yapiyordur, tesvik verilmesi planlanan iller listesine sonradan eklenmistir. her ailenin bir ya da birden fazla ferdi yurtdisinda yasar, geride kalanlara ellerinden geldigince yardim ederler, kentin asil gelir kaynagi budur.
dort kere gitme firsatim oldu dersim’e omrum boyunca, ilk gittigimde koyumuzde cok insan vardi, bir futbol macini 11 – 11 kadrolarla oynamistik, maci seyretmeye de hatiri sayilir bir kalabalik gelmisti.
bir sonraki gidisim 2002 yilindaydi, universiteden mezun olmus tabiri caizse bir baltaya sap olamamistim. buralar bana gore degil dedim, stresten dudaklarimda ucuklar cikmaya baslamisti, cebimde ki son parayi katlayip cuzdanima koydum terminale gittim, yeni tuncelililer firmasindan bir bilet kestirdim,18 saat surecek bir yolculuktu. konya, aksaray, malatya, sivas, elazig ve nihayet tunceli.
12 sene gecmisti uzerinden dersim’i gormeyeli, koye gitmeyeli, hep kotu seyler duymustum bu surecte, catismalar, olumler, kan, koyde kimsenin kalmadigi, evlerin yikildigi, tarlalarin artik ekilmedigi, koy yerine domuzlarin, ayilarin, kurtlarin indigini soyluyorlardi.
bu kadarini da beklemiyordum, sadece iki aile kalmisti koyde, gittim kapilarini caldim, evin birisinde kollari ve bir bacagi kirilmis genc bir cocuk vardi, digerinde ise ortaokula giden kiz cocugunun onluklu fotografi kalmisti geride, pulumurden tunceli merkeze giderlerken servis araci kamyona carpmis ogretmen ve iki ogrenci olmus bir cok ogrenci de yaralanmis, ikisi bizim koydendi, aklima dersim halkinin yuzde 99’unun okuma yazma bildigi istatistigi geldi, fazla dusunup ahkam kesme dedim kendime.
saglikocagi ahir olmustu onunde koca koca taslar. uzerine kazan koyup su isittim doktor odasinda dus aldim, ikokul kuru otlarin, peynirlerin, kovan kovan ballarin, fasulyelerin, bugdaylarin saklandigi depo olmus. bir avuc bugday aldim elime parmaklarimin arasindan suzulerek cuvalin icine akisini seyrettim, koyun altina gittim, mac yapilan yere, otlar uzamis kimse yillardir ayagini basmamis, kurban kesilip cem baglanan koyun deresine ineyim dedim, kopruler yikilmis, cevizler agaclarin koklerinde curumus, yaban kavaklari onlarca metre boya ulasmis, kirajer, mese ormanlari kaplamis daglari, yaylanin yoluna ciktim, yerlerde ton baliklari, konserveler, kurutulmus meyveler, askerler geciyor turku soyleyerek.
“ cenazem yolda kaldi,
halimi soran olmadi”
mantar toplamaya gidelim diyorum, sabah erkenden kalkip, karakol komutanini ariyoruz izin almak icin, mehtap tepesinde catisma var diyor, helikopterler inip kalkiyor alev almis tepeler, gidemezsiniz tehlikelidir, gun boyu koyun yamacindan meydan dagini, mehtap tepesini seyrediyorum, neler oluyor kim bilir.
koyde televizyon var, biraz koyun, biraz keci, inekler, ari kovanlari, mese – palamut agaclari, cokca vahsi - yabani hayat, aksamlari ayilar geliyor koye korkuyorum, hayvan leslerini alip goturuyorlar uzaklara, ya beni de alip gotururlerse, sabah serinligi uyandiriyor, agustos ayinda nasil bu kadar serin olabilir ki, kurtlar dolasiyor etrafta belirli belirsiz, yaz mevsimi saldirmazlar, hayvan iyi beslenmis keyfi yerinde geziniyor etrafta, hayalet gibi bir gorunuyor bir yokoluyor.
kaldigim evin kizi benim yasimda universiteyi yeni bitirmis ogretmen olmus, sinava girmis atama bekliyor. kiz meslek liselerine ogretmen olacak. ben universiteyi yeni bitirmis issizim, donmek istemiyorum sehre geri, insanlar kotu. memurluk sinavina girmis, ilceye gitti internetten sonuclara bakacak. kadrosu cikmis istanbul’a atanmis, sonbaharda gorevine baslayacak. kendimi daha da yalniz hissediyorum cok bencilce. gelirken posta gazetesi almis itibar etmiyorum boyali sayfalara. belki koyde kalip kovanlara bakar, tarla surer, fasulye eker, davar guderdik. elim gazeteye gidiyor, orta sayfayi aciyorum yuksek lisans ilani var. geri donup sehre geliyorum. yuzumdeki yaralar iyilesmis, rektefe olmus gibiyim.
muhendislik en iyi nerede yapilirmis diye soruyorum, durma buralarda, new york’a git, ufkun acilir diyorlar, peki yaylalar, mehtap tepesindeki mantarlar, yaban armutlari, ari kovanlari, fasulye tarlalari ne olacak...
cok farkli kulturlerin, milletlerin, dinlerin bulusup kaynastigi bir yerdir, bu cesitlilik sayesinde cok sanatci cikar buradan, okur yazari, aydini boldur, insanlari kalitelidir, sevmeyenide coktur. onlara ramazan ayinda ellerinde sigarayla bir saat uzakliktaki erzurum’da dolasmalarini oneriyorum daha sonra da dersime gelip bir hafta gecirmelerini, multeciler sokaginda domino oynamalarini, cemevinin onunde oturup munzur’la pulumur suyu'nun birlesmesini seyretmelerini oneriyorum, o zaman bazi seyler daha iyi anlasilir.
tunceli gece hayatı programı açılış enternasyonal marşı , atm parçalama , karakol molotoflama , yazılama yapma , ferhat tunç konseri kapanış.
@vampir irfan:
@dogukan:
@anon: arkadaslar dersim hakkinda soylemek istediginiz eklemek istediginiz birsey varsa lutfen buyrun anlatin yoksa siktirin gidin bu sozlukten