vaktiyle bir atsız varmış

hanginiz sikti lan atını?

? gereksiz biri 06.05.2014 13:25 0

gerçekten gerek yok kardeş

? kenan seranoglu 06.05.2014 13:35 5

@kenan seranoglu: daha önce yapıldı bu kardeş daha yaratıcı olmanı beklerdim

? gereksiz biri 06.05.2014 13:40 0

@kenan seranoglu: bunu soylemene ne gerek vardı peki kardeş?

? neroke 06.05.2014 13:41 0

brace yourself
.
.
.
seri eksi is coming
.
.

toplu orgi yapacaktık topdüş gelmeyince topsuz oldu

? smurf 06.05.2014 13:52 -1

Var olsun

? stuard 22.12.2014 03:42 0

Var olsun ibnelere inat var olsun

? dipliyorum 22.12.2014 09:36 0

Bir zamanlar küçük bir Atsız varmış. Annesi ona üzerinde kırmızı başlığı olan bir pelerin almış. Atsız bu

pelerini çok seviyormuş ve nereye gitse onu giyiyormuş. Bu nedenle de herkes ona Kırmızı Başlıklı Atsız diyormuş.

Bir gün “Kırmızı Başlıklı Atsız!” diye seslenmiş Atsızın annesi. “Büyükannen hâlâ hasta. Hadi giyin de, ona

yaptığım şu çöreği götür.”

Kırmızı Başlıklı Atsız da elbisesini giymiş, üzerine kırmızı başlıklı pelerinini geçirmiş, başlığı

çenesinin altında sıkıca bağlamış ve yola çıkmış.

“Tavşan Ormanı’ndaki yoldan ayrılma sakın!” diye seslenmiş annesi arkasından. (Ormanın adı Tavşan

Ormanıymış, ama içinde uzun zamandır bir tek tavşan bile yokmuş - neden olmadığını birazdan öğreneceksiniz.)

“Ayrılmam anne,” demiş Kırmızı Başlıklı Atsız.

Tam ormana girmiş, birkaç adım atmış ki, çalılıkların arasından bir ses duymuş. Yola birden bir kurt

fırlamış. Kırmızı Başlıklı Atsız korkusundan az kalsın elindeki sepeti düşürüyormuş. Fakat kurt hiç de öyle

düşmanca görünmüyormuş. “Nereye böyle küçük Atsız?” diye sormuş kurt.

“Büyükanneme gidiyorum,” demiş Kırmızı Başlıklı Atsız. “Tavşan Ormanı’nın sonunda ki ilk ev. Büyükannemin

sağlığı pek iyi değil. Bu arada adım ‘küçük Atsız’ değil, ‘Kırmızı Başlıklı Atsız.’ ”

“Özür dilerim,” demiş kurt. “Bilmiyordum. Bak sana ne diyeceğim. Ben bir koşu gidip Büyükannene senin yolda

olduğunu haber vereyim. Yalnız sakın yolda oyalanayım falan deme, olur mu? Başına bir şey gelmesini istemeyiz,

öyle değil mi?”

Kurt oradan hemen sıvışmış! Çünkü yakınlarda bir oduncu dolaşıyormuş. Eğer Atsızı hemen orada yerse,

oduncunun Atsızın yardımına koşacağını biliyormuş.

Kırmızı Başlıklı Atsız, çiçek toplayarak, kelebeklerin peşinden koşarak, kuş seslerini dinleyerek yolda

ağır ağır ilerlerken kurt kestirmeden Büyükannenin evine varmış, kapıyı çalmış.

“Kim o?” diye seslenmiş içeriden yaşlı kadın.

Kurt sesini değiştirerek, “Benim, Kırmızı Başlıklı Atsız,” demiş. “Çayın yanında yemen için sana çörek

getirdim.”

“Kapı açık güzelim,” diye seslenmiş Büyükanne. Kurt hemen içeri dalmış. Öyle açmış ki! Günlerdir hiçbir şey

yememiş. Bu yüzden Büyükanneyi çiğnemeden bir lokmada yutuvermiş. Biraz sonra Kırmızı Başlıklı Atsız Büyükannenin

kapısını çalmış.

“Kim o?” diye seslenmiş kurt yumuşak bir sesle.

“Benim, Kırmızı Başlıklı Atsız.”

“Kapı açık güzelim,” diye seslenmiş kurt. “İçeri girebilirsin.”

Kırmızı Başlıklı Atsız bir an için tereddüt etmiş. ‘Büyükannemin sesi ne kadar da garip böyle?’ diye

düşünmüş. Sonra büyükannesinin hasta olduğu gelmiş aklına ve kapının mandalını kaldırıp açarak içeri girmiş.

Kurt, Büyükannenin geceliğini giymiş, onun başlığını ve gözlüğünü takmış yatakta yatıyormuş. Yorganı

boğazına kadar çekmiş, içerisi karanlık olsun ve suratı fark edilmesin diye de perdeleri iyice kapamış.

“Elindekileri oraya bırak da yanıma gel canım,” demiş kurt.

Kırmızı Başlıklı Atsız çöreği yatağın yanında ki küçük masanın üzerine koymuş, ama hemen kurdun yanına

gitmemiş. Çünkü Büyükannesi bir tuhaf görünüyormuş.

“Kolların neden bu kadar büyük Büyükanne?”

“Seni daha iyi kucaklamak için!” demiş kurt.

“Kulakların neden büyük, peki?”

“Seni daha iyi duyabilmek için!” demiş kurt.

“Gözlerin neden kocaman, peki?”

“Seni daha iyi görebilmek için,” demiş kurt.

“Dişlerin neden sivri peki?”

“Seni daha iyi yiyebilmek için,” demiş kurt.

Bunu söyledikten sonra kurt artık daha fazla kendine engel olamamış ve yorganı bir tarafa atarak yataktan

fırladığı gibi Kırmızı Başlıklı Atsızı bir lokmada yutuvermiş. Sonra da karnı doyduğu için keyfi yerine gelmiş ve

uykuya dalmış.

Ama ne var ki kurt çok kötü horluyormuş. Evin önünden geçen bir avcı onun horultularını duymuş. Büyükanneye

kötü bir şey mi oldu acaba, diyerek kulübeden içeri girmiş. İçeri girer girmez de orada neler olduğunu hemen

anlamış.

“Aylardır senin peşindeyim pis yaratık,” diye bağırmış avcı ve kurdun kafasına elindeki baltanın sapıyla

vurmuş. Sonra da önce Kırmızı Başlıklı Atsızı, sonra da Büyükanneyi dikkatle kurdun içinden çıkarmış. İkisi de

sapasağlammış.

Büyükanne, Kırmızı Başlıklı Atsızın ona getirdiği çöreği afiyetle yemiş. Kırmızı Başlıklı Atsız

büyükannesine bir daha hiçbir kurdun sözüne kanmayacağına dair söz vermiş. Eve dönerken tavşanların saklandıkları

yerlerden çıktıklarını görmüş. Tavşan Ormanı yine eskisi gibi tavşanlarla dolu bir orman haline gelmiş.

? cavci 22.12.2014 10:01 0