@kenan seranoglu: daha önce yapıldı bu kardeş daha yaratıcı olmanı beklerdim
brace yourself
.
.
.
seri eksi is coming
.
.
toplu orgi yapacaktık topdüş gelmeyince topsuz oldu
Bir zamanlar küçük bir Atsız varmış. Annesi ona üzerinde kırmızı başlığı olan bir pelerin almış. Atsız bu
pelerini çok seviyormuş ve nereye gitse onu giyiyormuş. Bu nedenle de herkes ona Kırmızı Başlıklı Atsız diyormuş.
Bir gün “Kırmızı Başlıklı Atsız!” diye seslenmiş Atsızın annesi. “Büyükannen hâlâ hasta. Hadi giyin de, ona
yaptığım şu çöreği götür.”
Kırmızı Başlıklı Atsız da elbisesini giymiş, üzerine kırmızı başlıklı pelerinini geçirmiş, başlığı
çenesinin altında sıkıca bağlamış ve yola çıkmış.
“Tavşan Ormanı’ndaki yoldan ayrılma sakın!” diye seslenmiş annesi arkasından. (Ormanın adı Tavşan
Ormanıymış, ama içinde uzun zamandır bir tek tavşan bile yokmuş - neden olmadığını birazdan öğreneceksiniz.)
“Ayrılmam anne,” demiş Kırmızı Başlıklı Atsız.
Tam ormana girmiş, birkaç adım atmış ki, çalılıkların arasından bir ses duymuş. Yola birden bir kurt
fırlamış. Kırmızı Başlıklı Atsız korkusundan az kalsın elindeki sepeti düşürüyormuş. Fakat kurt hiç de öyle
düşmanca görünmüyormuş. “Nereye böyle küçük Atsız?” diye sormuş kurt.
“Büyükanneme gidiyorum,” demiş Kırmızı Başlıklı Atsız. “Tavşan Ormanı’nın sonunda ki ilk ev. Büyükannemin
sağlığı pek iyi değil. Bu arada adım ‘küçük Atsız’ değil, ‘Kırmızı Başlıklı Atsız.’ ”
“Özür dilerim,” demiş kurt. “Bilmiyordum. Bak sana ne diyeceğim. Ben bir koşu gidip Büyükannene senin yolda
olduğunu haber vereyim. Yalnız sakın yolda oyalanayım falan deme, olur mu? Başına bir şey gelmesini istemeyiz,
öyle değil mi?”
Kurt oradan hemen sıvışmış! Çünkü yakınlarda bir oduncu dolaşıyormuş. Eğer Atsızı hemen orada yerse,
oduncunun Atsızın yardımına koşacağını biliyormuş.
Kırmızı Başlıklı Atsız, çiçek toplayarak, kelebeklerin peşinden koşarak, kuş seslerini dinleyerek yolda
ağır ağır ilerlerken kurt kestirmeden Büyükannenin evine varmış, kapıyı çalmış.
“Kim o?” diye seslenmiş içeriden yaşlı kadın.
Kurt sesini değiştirerek, “Benim, Kırmızı Başlıklı Atsız,” demiş. “Çayın yanında yemen için sana çörek
getirdim.”
“Kapı açık güzelim,” diye seslenmiş Büyükanne. Kurt hemen içeri dalmış. Öyle açmış ki! Günlerdir hiçbir şey
yememiş. Bu yüzden Büyükanneyi çiğnemeden bir lokmada yutuvermiş. Biraz sonra Kırmızı Başlıklı Atsız Büyükannenin
kapısını çalmış.
“Kim o?” diye seslenmiş kurt yumuşak bir sesle.
“Benim, Kırmızı Başlıklı Atsız.”
“Kapı açık güzelim,” diye seslenmiş kurt. “İçeri girebilirsin.”
Kırmızı Başlıklı Atsız bir an için tereddüt etmiş. ‘Büyükannemin sesi ne kadar da garip böyle?’ diye
düşünmüş. Sonra büyükannesinin hasta olduğu gelmiş aklına ve kapının mandalını kaldırıp açarak içeri girmiş.
Kurt, Büyükannenin geceliğini giymiş, onun başlığını ve gözlüğünü takmış yatakta yatıyormuş. Yorganı
boğazına kadar çekmiş, içerisi karanlık olsun ve suratı fark edilmesin diye de perdeleri iyice kapamış.
“Elindekileri oraya bırak da yanıma gel canım,” demiş kurt.
Kırmızı Başlıklı Atsız çöreği yatağın yanında ki küçük masanın üzerine koymuş, ama hemen kurdun yanına
gitmemiş. Çünkü Büyükannesi bir tuhaf görünüyormuş.
“Kolların neden bu kadar büyük Büyükanne?”
“Seni daha iyi kucaklamak için!” demiş kurt.
“Kulakların neden büyük, peki?”
“Seni daha iyi duyabilmek için!” demiş kurt.
“Gözlerin neden kocaman, peki?”
“Seni daha iyi görebilmek için,” demiş kurt.
“Dişlerin neden sivri peki?”
“Seni daha iyi yiyebilmek için,” demiş kurt.
Bunu söyledikten sonra kurt artık daha fazla kendine engel olamamış ve yorganı bir tarafa atarak yataktan
fırladığı gibi Kırmızı Başlıklı Atsızı bir lokmada yutuvermiş. Sonra da karnı doyduğu için keyfi yerine gelmiş ve
uykuya dalmış.
Ama ne var ki kurt çok kötü horluyormuş. Evin önünden geçen bir avcı onun horultularını duymuş. Büyükanneye
kötü bir şey mi oldu acaba, diyerek kulübeden içeri girmiş. İçeri girer girmez de orada neler olduğunu hemen
anlamış.
“Aylardır senin peşindeyim pis yaratık,” diye bağırmış avcı ve kurdun kafasına elindeki baltanın sapıyla
vurmuş. Sonra da önce Kırmızı Başlıklı Atsızı, sonra da Büyükanneyi dikkatle kurdun içinden çıkarmış. İkisi de
sapasağlammış.
Büyükanne, Kırmızı Başlıklı Atsızın ona getirdiği çöreği afiyetle yemiş. Kırmızı Başlıklı Atsız
büyükannesine bir daha hiçbir kurdun sözüne kanmayacağına dair söz vermiş. Eve dönerken tavşanların saklandıkları
yerlerden çıktıklarını görmüş. Tavşan Ormanı yine eskisi gibi tavşanlarla dolu bir orman haline gelmiş.