yaşlılıkta ihtiraslar ve arzular, nesnelerine duyarlılıkla birlikte yavaş yavaş azalır; duygular artık kendilerini heyecanlandıracak bir şey bulamazlar; çünkü zihnimizde canlanan resimler zayıfladıkça zayıflar, tasavvurlar canlılığını gittikçe kaybeder. izlenimler artık üzerimize yapışıp kalmaz, herhangi bir iz emare bırakmadan gelir geçer; günler gittikçe hızlanır; olaylar anlamını kaybeder; her şeyin rengi soluklaşır. yaşlı, yılların yorgunluguyla iki büklüm, şimdi eski benliginin bir gölgesinden veya hayaletinden ibaret, ya sendeleyerek dolasir ya da bir kosede dinlenir. geriye ölümün yok edecegi daha ne vardır. burada ayrıca suna isaret etmem gerekir ki hayatın sürdürülmesi, her ne kadar metafizik bir temeli olsa da, mukavemetsiz ve dolayısıyla çabasız gerçekleşmez. organizma beynin faaliyetlerini askıya alarak, belli salgıları azaltarak, nefes almayı ve nabzı yavaşlatarak, vücut ısısını düşürerek her gece buna boyun eger. buradan bu yaşam sürecinin bütünüyle durmasının sürükleyici güç için harikulade bir şey olacağı sonucuna varılabilir. çoğu ölmüş kimsenin yüzündeki tatlı hoşnutluk ifadesinde belki de bunun bir payı vardır. genel olarak ölüm anı ağır bir kabustan kalkış anına benzetilebilir.
@hic acimam amlarim: hic acimam amlarim, yarrak kafasi adlı yazara 12 puanlık vurdu.yarrak kafasi 2 puanlık geri vurdu.
orospu çocuğu bu ne