windows 8

var mı kullanan la?

? madafaka pimp 29.10.2012 20:40 0

anan kullanıyo xd

? yarrak kafasi 29.10.2012 20:41 0

iniyor şimdi bakalım

? kesersapigibi 29.10.2012 20:45 0

tablette kullanmıştım microsoft test için bizim şirkete yollamıştı tablet için gayet kullanışlı ama pc ,bilemem

? donraf 29.10.2012 20:55 0

dokunmatik windows7

? zeratul 30.10.2012 00:11 0

dokundur

? yarrak kafasi 30.10.2012 00:12 0

@donraf: samsung galaxy tab 10.1 e kurulabilir mi lan?

? lokman 30.10.2012 00:26 0

kurulur

? rusla basilan imam 30.10.2012 00:27 0

kurun

? leylek pipisi 30.10.2012 00:27 0

@rusla basilan imam: nasil yapacaz sekerim

? lokman 30.10.2012 00:28 0

kuracaksın

? rusla basilan imam 30.10.2012 00:28 0

torrente düşmüş

? stuard 30.10.2012 00:52 0

@nebaktinyarrram: kurulur ama daha önce rom yükleme vb bir iş yaptın mı

? donraf 30.10.2012 18:39 0

@donraf: yok lan ne anlarim o islerden ben. rom mom hic kurcalamadim sadece son gucellemesini yaptim android 4.0.4 zimbirtisi o kadar

? lokman 30.10.2012 19:40 0

@nebaktinyarrram: o zaman yapman zor olur ne için istiyorsun hem boş bir şeyse oyalanmayalım

? donraf 30.10.2012 21:51 0

@donraf: ne biliim guzelse kutrayim diye sey ettim

? lokman 30.10.2012 22:07 0

@nebaktinyarrram: canım kurarsın ama yok oyundu moyundu androiddeki gibi aktif olamazsın onu diyom

? donraf 30.10.2012 22:12 0

@donraf: tamam o zaman sorun yasicaksam istemem. sagol yardimlarin icin

? lokman 30.10.2012 22:25 0

madem grip gibi en popüler hastalıktan bile 15 gün yatacak kadar dirençsiz bir insanım artık; yaşlandığımı anlayabilirim. madem yaşlandım, gençlere anılar anlatarak kafa sikebilirim.

windows 8 uzun bir anılar zinciri anlatmama sebep olacak işletim sistemidir.

arzu eden direkt "çok kötü" butonuna basabilir ya da hiç okumadan geçebilir. nihayetinde zaten bir işletim sisteminin ve o işletim sistemi etrafında gelişen ekosistemin tarihi, dönüm noktaları gibi olaylar koca sözlükte en fazla 3-5 kişinin ilgisini çeker. diğerleri için pekâlâ futbol, ateizm, evrim teorisi ve kürtaj gibi ağzınıza geleni sayabileceğiniz başlıklar mevcut. ben "tartışma kalitesi" diye götümü yırtmaktan bıktım.

neyse.

efendim, microsoft’un son 15 yıldaki windows ve geliştirici araçları alanlarını epey yakından takip ettim. fakat 2012 yılında olmamızdan mütevellit blogların artmasıyla hem halâ çalışan hem de işten ayrılmış microsoft çalışanlarının epey anısına denk geliyoruz. bunlara ek olarak 2000’lerin başındaki anti-trust davası ile de birçok "confidential" microsoft iç yazışmaları da elimizde artık. tüm bunları ele alarak geçtiğimiz 15 yıla bakabiliriz.

1983 yılında microsoft, windows’u duyurdu. "duyurdu" diyorum ama "piyasaya sürdü" anlamındaki "duyurdu" ile karıştırmayın. sadece "hacılar bakın biz windows diye bir şey yapıyoruz" şeklinde duyurdu. aradan iki yıl geçmesine rağmen 1983’te duyurulan windows’un piyasaya çıkmayışı kısa sürede "vaporware" olarak damgalanmasına sebep oldu. fakat 1985 kasımında microsoft windows 1.0’ı piyasaya sürdü. c: yazmaktan, \ karakterinden uzak fare ile kullanılabilen bir arabirim son kullanıcı için epey ferahlatıcıydı. açılır menüler, kaydırma çubukları, simgeler ve pencereler gibi arabirim öğeleri son kullanıcının işlerini kolaylaştırıyordu.

(buraya kadar okuyup hemen "açılır menüler ve kaydırma çubuklarını xerox’un değil microsoft’un icat ettiğini sanan geri zekâlıları görmemizi sağlayan işletim sistemidir." yazan ilk kişiye kuşbaşılı-kaşarlı pide hediye ediyorum.)

an itibariyle indirdiğiniz 720p blu-ray rip filmleriniz birkaç gb yer tutarken 1985 yılında windows’un çalışması için 256kb ram yetiyordu. eğer çok fazla uygulamayı çalıştırmak isterseniz de 512kb önerilen ram miktarıydı.

windows windows diyoruz ama eğer programcılara kalsaydı windows’un adı "interface manager" olacaktı (bkz: programları yaptığı işle isimlendirmek). microsoft’un pazarlama bölümü başkanı (bkz: aramaya üşenmek) windows isminin daha "çekici" olduğu konusunda bill gates be şürekâsını ikna etmeyi başaramasa windows adı olmayacaktı.

(bkz: entryde kavga çıkaran paragraf) işin tartışmalı kısımlarına gelirsek. hani şu "windows 8 kötü olacak" demek için sunduğunuz "windows 1 – iyi, windows 3.1 kötü, windows 95 iyi, windows me kötü" ve türevlerindeki grafik var ya, hah, işte o grafik hem eksik hem yanlış hem de saçma (bkz: hem kel hem fodul üstelik ebleh). ister satış rakamlarına bakın, ister dönemin pc dergilerindeki eleştirilere bakın; windows 1.0 pek de beğenilmeyen bir işletim sistemidir. adından tahmin edebileceği üzere pencereleri kullansa da şu anda bizim için gayet doğal bir şey olarak bilinçaltımızda yer eden pencereleri üst üste getirme imkânına bile sahip değildi. şu an linux'ta epey popüler olan "tiling window manager"lar gibi pencereleri bir gride oturtarak çalışıyordu.

1987'de windows 2.0 çıktı ve atasının tersine epey ilgi çekti. iyi sattı ve iyi yorumlar gördü. 1.0 sürümünün aksine artık pencereler birbirlerinin üzerinde yer alabiliyordu. masaüstünde de simgeler vardı. pagemaker'in bu windows 2.0 için bir sürüm çıkarması ile windows'un popülerliği arttı. ayrıca windows'un "run-time" sürüm olarak çalışabilmesi de oldukça hoştu. böylece dos komut satırından word'ü çalıştırdığınızda windows açılıyor, word'ü kapattığınızda da kapanıyordu. pagemaker'a ek olarak birçok ticari uygulama da ilk kez windows için sürümler çıkarmaya başladı. şu an "denetim masası" olarak kullandığımız uygulama da ilk kez windows 2.0 ile windows'a girdi.

windows 2.0'ın çıkışından bir sene sonra, 1988 yılında, microsoft satış bazında en büyük pc yazılım üreticisi unvanını kazandı.

bu dönemde ıntel 386'ların çıkmasıyla windows da windows/386 isimli yeni sürümünü çıkardı. teknik detayları sevenler için hemen anlatayım: bu sürüm ilk defa hma bellek alanını desteklemesine ek olarak korumalı kernel modülüne de sahipti.

windows 3.0 içinse ilk önce bir davadan bahsedeyim. windows 3.0 çıktığında apple, microsoft'a tam 189 patentinin çiğnendiğini iddia eden bir dava açtı (gerçi şimdi aynısını samsung için yapıyor. neyse). mahkeme, bu maddelerin 179 için "dava konusu olamaz" dedi. kalan 10 tanesi içinse "bunun patenti mi alınır? bunlar doğal şeyler." dedi. keşke şimdi de bir mahkeme çıkıp "oğlum bak git! her kenarı yuvarlatışmış ortasında ekran olan dikdörtgene 'iphone bu yaaaa!!!' deyip dava açıyorsunuz. akıllı olun!" dese.

windows 3.0 ile gerçek multitask ile tanıştık. birden çok programı aynı anda açıp pencereleri arasında kolayca geçebiliyorduk. vga sayesinde ekranımızda daha janjanlı şeyler görebilirken "enhanced memory management" (bkz: pazarlamacıların her şeyin başına enhanced koyması) sayesinde programcılar, programlarındaki bellek yönetim işlerinin bir kısmını işletim sistemine devredebiliyordu. ayrıca bu "enhanced" bellek yönetimi sayesinde programlar artık belleğin korumalı bölümünde çalıştırılıyordu.

1991 yılında windows 3.0 için multimedia paketi çıktı (tam adını hatırlayamıyorum, aramaya üşendim. hasta yatağında, kucağında laptopla yazı yazmak pek hoş bir duydu değil. üstelik çatır çutur yazmaya alıştığım hayvan kadar klavye yerine laptop klavyesi kullanmak olayı daha da zorlaştırıyor). multimedia paketi sayesinde birçok kişinin hatırlayacağından emin olduğun sound blaster ailesi ses kartlarına da destek geldi. cd sürücü kullanabilmeye başladık. vay anam vay.

neyse efendim. windows 3.0 acayip tuttu ki kendisi benim de ilk kullandığım işletim sistemidir. floppy diskleri hala bende durmaktadır ve koleksiyoncu arkadaşlar boşa mesaj atmasın, satmam. windows 3.0 çıktıktan sonraki 2 yıl içinde 15 milyon adet sattı (ya da ben öyle hatırlıyorum, google's "how many windows 3.0 copies sold" yazdım ama pek işe yarar bir sonuç gelmedi.).

bütün bu süreç boyunca microsoft, ıbm ile de os/2 için ortak çalışıyordu. fakat gel gör ki işler pek de sevgi, saygı, dostluk, kardeşlik çerçevesinde ilerlemedi ve ıbm ile microsoft aşkı bitti. buna karşın iki ekip de o zaman kadar olan kodlara erişim hakkını ve ilerideki geliştirme hakkını bırakmadılar.

"lan, o kadar şeyi detaylı anlatıyorsun da bu kısmı neden özet geçtin?" derseniz sebebim şudur: "bilmiyorum." microsoft ile ıbm'in neden ayrıldığıyla ilgili tek bir bilgim var. ama belki bir milyon başka sebep vardır. microsoft benim bildiğim kadarıyla, kendini kurtarmak için ıbm ile yollarını ayırdı. çünkü microsoft bir yazılım şirketiyken ıbm bir donanım şirketiydi. ıbm, "madem bilgisayarları üretiyoruz, yazılımı da bizim olsun. komple bize muhtaç olsun insanlar" derken (tabii ki böyle bir cümle kurmadı kimse. böyle düşündüklerini düşünüyorum), microsoft sadece program yazan bir şirket olmasından ötürü programlarının birçok farklı pc platformunda çalışmasını istiyordu. haliyle ıbm ile olan sözleşmeleri buna imkân vermiyordu.

ayrılmadan önce ıbm, os/2 1.3 sürümünün ve windows 2.0'ın yerini alacak olan os/2 2.0 sürümünü yazıyordu. microsoft ise os/2 2.0'ın yerini alacak olan ve "full rewrite" (komple yeniden yazılma) olan os/2 3.0 sürümünü yazıyordu. iki önceki paragrafta yazdığım gibi ayrılıktan sonra her şirket o ana kadar yazdığı kodları kendinde tuttu. microsoft'un os2 3.0'ı windows nt oldu. fakat bunu bildiğimiz windows nt ile karıştırmayın. bildiğimiz windows nt, david cutler ve ekibi tarafından komple baştan yazılmıştır.

ıbm ise kendindeki kodu geliştirmeye devam etti 1992 yılında os/2 2.0'ı çıkardı. masaüstüne sahip olan işletim sistemi 32-bit mimariyi de tümüyle destekliyordu. microsoft os/2 2.0'ın tüm bu "iyi yanlarını" windows 95 ile kendine de ekledi (bkz: batının iyi yanlarını almak).

bu arada belirteyim: windows 3.0 o kadar popüler olmuştur ki microsoft 2002 yılına kadar 1991'de çıkardığı işletim sisteminin lisanslarını satmaya devam etmiştir.

efendim bu arada windows 3.11 çıktı. windows 3.1 çıktıktan sonraki bütün yamalar windows 3.11 ile hazır olarak kurulu geliyordu. bir de wfw (windows for workgroups) çıktı ki p2p networking dahil birçok network altyapısını destekliyordu. bu sebeple de zaten adında workgroups bulunuyordu.

windows 3 için yeni özellikler ekleyen paketler satış rakamlarının uzun süre iyi seyretmesini sağladı. piyasanın windows 3 serisini sevmiş olmasına karşın os/2'nin birçok önemli özelliği windows'ta yoktu. örneğin uzun dosya isimler (8+3 formatından uzun olanlar), masaüstü ya da uygun olmayan işlemler gerçekleştirmeye çalışan programlara karşı sistemi koruma gibi özellikler yoktu. bunlara karşın microsoft, ıbm pc dünyasında arabirim ve işletim sistemi piyasasının neredeyse tümüne sahip oldu. windows apı de son kullanıcı uygulamaları için standart hale geldi.

bu arada microsoft, windows nt'nin geliştirilmesine de devam etti. işin başında ise digital equipment corporation'da vms'i geliştiren dave cutler vardı. dave cutler ağustos 1988 yılında os/2'nin devamını geliştirmesi için microsoft tarafından işe alındı fakat o tümüyle yeni bir işletim sistemi geliştirmeyi tercih etti. davet cutler dec'de mica isimli vms'in devamı olacak işletim sistemini geliştiriyordu fakat dec projeyi iptal edince cutler da deneyimini ve 20 kişilik ekibini yanına alarak microsoft'a geçti. bunun için microsoft 150 milyon dolar ödemeyi ve dec'in alpha işlemcisini nt'de desteklemeyi kabul etmişti.

windows nt için windows nt 3.1 ismi uygun görüldü. bu sayede yeni sistem windows 3.1'in devamı gibi anlaşılacak ve kafa karışıklığı önlenecekti. nt'nin ilk betası temmuz 1992'de san francisco'da professional developers conference'da uygulama geliştiricilere dağıtıldı. aynı konferansta microsoft, hem windows 3.1'i hem de windows nt'yi aynı kod tabanında birleştirecek bir işletim sistemi üzerinde çalıştığını da duyurdu. bu birleşme uzun süreceği için bundan önce her işletim sisteminin de kendisinin devamı olan bir işletim sistemi daha çıkacaktı. örneğin windows 3.1'in devamı o zamanki kod adı chicago olan windows 95'ti.

iki platformu birleştirecek olan sistemi ise cairo kod adına sahipti. 6-7 sayfa sonra size windows longhorn'un nasıl sıçtığını anlatırken dönüp cairo'dan bahsetmemek için cairo'yu şimdiden anlatayım.

bill gates'in programcı kökenli bir insan olduğunu hepimiz biliyoruz. haliyle hayalleri de genelde teknik yönde ilerliyor. fakat tüm dünyada iş yapan, paydaşlarına hesap vermesi gereken en geç 2-3 yılda bir işletim sistemi çıkarması gereken bir firmaysanız "hacı hadi kapanalım 4-5 yıl da hayalimizdeki sistemi gerçekleştirelim" diyemezsiniz. sizin yeni bir ürün çıkarıp para kazanmadığınız yıllar boyunca on binlerce çalışanınız parasını mevcut kaynaklarınızla ödemeniz gerekir. herkes sizin gibi programcı olmadığı için hayallerinizdeki birçok uygulama üst kademelerdekiler tarafından "ne gerek var" denilerek karşılanır. "şu an üzerinde 1 yıl çalışacağımız sistem sayesinde ileride bazı işlerimizi 1 ayda tamamlayabileceğiz" demeniz de benzer bir cevapla karşılaşmanıza sebep olur.

bu "ön-bilgi"leri verdikten sonra söyleyeyim: cairo asla gerçekleşmedi. cairo hayalinin biraz farklı bir şekilde yeniden dirilmesiyle oluşan longhorn da gerçekleşmedi. vista gibi bir şey çıktı ortaya.

cairo, bill gates'in "tüm bilgiler parmağımızın ucunda olmalı" fikrine bağlanan bir üründü. ilk olarak 1991 pdc'de jim allchin tarafından duyuruldu. 1993'teki cairo/win95 konseptli pdc'de ise her katılımcının kullanabileceği bir demo pc'de çalışır haldeydi. microsoft'un cairo ile ilgili kendi fikirleri de birçok kez değişti. bazen "ürün" olarak sunulurken bazen "birden çok teknolojinin yer aldığı bir yapı" olarak sunuldu. bill gates bile cairo'nun asla gerçek bir işletim sistemi olarak düşülmediğini, temel uygulama tasarımlarını içeren bir yapı olarak düşünüldüğünü anlattı.

cairo, dağıtılmış-sistemler konsepti ile bilginin hızlı ve sorunsuz bir şekilde dünya çapında ağdaki ulaşılabilir olmasını öngörüyordu. cairo bir işletim sistemi olarak asla gün yüzü görmemiş olsa da teknolojilerin bazıları farklı microsoft ürünlerinde kullanıldı. örneğin, windows 95'in arabirimi cairo'nun beta tasarımlarındaki arabirim ile aynıdır, dce/rpc sistemleri tümüyle tamamlanan teknolojiler olduğu için windows nt 3.1 ile sunulmuştur. cairo için düşünülen içerik indeksleme sistemi şu an windows'ta arama özelliğini sağlamaktadır.

cairo'nun hayallerde kalan kısmı ise nesne tabanlı dosya sistemidir (object file system). cairo gerçekleşmeyince benzer bir fikir windows longhorn (vista) için de winfs ismiyle yeniden canlandırıldı fakat sonuç yine hüsranla sonuçlandı. winfs'ten öğrenilenler de çöpe atılmadı tabi ki, bu bilgiler özellikle sql server 2008'de kullanıldı.

nesne tabanlı dosya sistemi, dağıtılmış dosya sistemleri mimarisinde yer alır. bu mimaride dosya sistemi, dosya içeriği ile dosyayı tanımlayıcı bilgileri (metadata) ayırarak bu bilgileri dağıtılmış veri tabanlarında saklar. bu sayede dosyalarınızın aranması ve tasniflenmesi çok daha kolay olur.

cairo'dan kısaca bahsettikten sonra windows serisi ile nt serisinin birleştirilmesi konusuna geri dönelim. tüm hayaller geçekleşmemiş olsa da nt serisi ile windows 9x serisi sonunda birleşti. birleşmek dediysem birleşmek anlamayın aslında, "bundan sonraki işletim sistemlerimizi windows nt üzerinde geliştireceğiz" kararından bahsediyorum. windows nt gibi olağanüstü bir mimari varken 9x serisinin nesini almak ister ki bir insan? sonuç, nt'nin son kullanıcıları ilgilendiren daha çok özellikle entegre edilmesi oldu. nt ve chicago aslında windows 2000 ile birleştirildi fakat windows 2000 son kullanıcılar yerine daha çok iş kullanıcılarını ilgilendiren bir sürüm olduğu için çok fazla ses getirmedi. windows xp ise iki mimariyi birleştirme işinin başarılı bir sonucu olarak görülebilir.

windows nt'yi önemli kılan en büyük özellik yeni ve 32-bit bir apı'ye sahip olmadıydı. bu apı önceki windows'larda kullanılan 16-bit apı'nin yerini alıyordu. yeni apı win32 adını alırken eski apı'ye de win16 adı verildi.

90 doğumlular hariç neredeyse herkesin windows 95 ile bir anısı vardır. haliyle 95'ten bahsetmemek olmaz.

microsoft, windows 3.11'den sonra son kullanıcılar için yeni bir işletim sisteminin çalışmalarına başladı. chicago kod adlı bu işletim sistemi os/2 ve windows nt gibi 32-bit çok görev desteği verecekti. buna karşın son kullanıcılara yönelik olması ve "geçen sene aldığım oyun yeni windows'ta çalışmıyor :'(" denmemesi için kernel yine de 16-bit kalacaktı. windows nt sayesinde tanıştığımız win32 apı'si standart apı olarak kullanıldı ve thunking tekniği ile win16 apı'si de çalışmaya devam etti. thunking için de bir parantez açarsam bu yazıya kafadan 1,5 sayfa daha ekleriz. o yüzden hiç girmiyorum.

windows 95 yeni bir nesne-yönelimli arabirim ile geldi. her ne kadar ilk planlarda böyle bir özellik olmasa da cairo arabiriminden "alınan" bileşenler ile windows 95 arabirimi kotarıldı.

işletim sisteminin tüm kodları 32-bit'e taşınmadı. bazı kısımlar real-mode kullanmadan 16-bit çalışmaya devam etti. microsoft bunun sebebini geriye uyumluluk, performans ve geliştirme süresi olarak gösterdi. windows 95 son kullanıcılar için her zaman "hey gidi, ne güzeldi be" olarak anılsa da teknik açıdan elimizde yamalı bohça tadında bir işletim sistemi vardı. bu etkenler bir süre sonra işletim sisteminin stabilitesi için problemler oluşturmaya başladı.

chicago kod adıyla geliştirilen işletim sistemi microsoft'un pazarlama departmanı tarafından windows 95 olarak isimlendirildi ve 24 ağustos 1995 tarihinde piyasaya sürüldü. teknik açıdan microsoft, windows 95 ile iki kazanç sağladı: bir: windows 95, microsoft tarafından üretilmemiş, ucuz dos sürümleri üzerinde çalışmıyordu. iki: her ne kadar dos sistemden komple silinmiş olmasa ve ms-dos 7 sistem açılışı sırasında yükleniyor olsa da windows 95 uygulamaları 386-enhanced modunda çalışıyorlardı. bu sayede win32 uygulamaları 2gb bellek kullanabiliyorlardı. teoride bu durum farklı uygulamaların birbirlerinin bellek alanlarına zarar vermesini de engelliyordu. böylece windows 95, windows nt kalitesine yaklaşmış gibi görünse de windows 95/98/me asla 512mb'tan fazla fiziksel bellek desteklemediği için esasında pek de fazla bir işe yaramıyordu.

windows 95'ten sonra çıkan windows 98,98se ve me'yi geçiyorum. bunlar zaten çoğumuzun geçmek istediği anılar.

15 aralık 1999 yılında çıkan windows 2000, nt 5.0 sürüm numarasına sahipti. sürüm numarasından tahmin edebileceğiniz üzere nt4'ün devamı olan windows 2000, görünür yerlerinde "windows nt" adını taşıyan son windows sürümü oldu. son kullanıcı tarafında windows xp, sunucu tarafında ise windows server 2003 hep windows 2000'in üzerine kuruluydu.

windows 2000 advanced server limited edition ve windows 2000 datacenter server limited edition, 2001 yılında çıktı ve 64-bit ıntel ıtanium mimarisini destekliyorlardı. her ne kadar farklı windows 2000 sürümleri farklı market segmentlerine hitap ediyor olsa da aslında aynı alt yapıyı kullanıyordu ve birçok ortak araca sahipti. örneğin microsoft management console, windows 2000 ile geliştirilmiş ve 2012 yılında windows 8'de bile yer alan bir bileşendir.

nt mimarisinden gelmenin faydalarını gören windows 2000, windows 9x serisinde geliştirilmesi çok sistemde köklü değişiklikler gerektirecek birçok özelliğe sahipti. örneğin, dil paketleri olan muı'ler ile windows 2000'de tanıştık.

tüm windows 2000 sürümleri ntfs 3.0 destekliyordu ve şifrelenmiş dosya sistemine ek olarak temel ve dinamik disk yapılarına da destek sunuyordu. cairo ile hayali kurulan bazı teknolojiler daha ayakları yere basar şekilde windows 2000 ile hayat buldu. örneğin yukarıda bahsettiğin dağıtılmış dosya sistemi özelliği ve active directory windows 2000'in en büyük özellikleriydi. active directory, microsoft tarihinde sunucular için geliştirilmiş en süper kavram olarak bilinir.

son kullanıcılar için windows xp neyse, sunucular için de windows 2000 odur. çıktığı zamanda en güvenli windows sürümü olarak tanıtılan windows 2000 daha sonra code red ve nimda gibi virüslerin saldırısına uğradı. tüm bunlara rağmen windows 2000, çıkışından 10 yıl sonra bile her ay güvenlik yamaları almaya devam ediyordu.

windows xp 25 ekim 2001 tarihinde piyasaya çıktı. an itibariyle lisansını satın alamasanız da zamanında satın alınmış lisanslar ile windows xp internete bağlanan bilgisayarların yüzde 25'ini oluşturuyor. windows xp, kullanıcıları çok şaşırtacak radikal değişiklikler sunmasa da windows nt ailesi üzerine kurulmuş olan ilk geniş kitlelere sunulan işletim sistemiydi. ayrıca windows xp, microsoft tarafından korumalı bellek, benzersiz çok görevlilik ve çoklu işlemci mimarileri özellikleri eklenmiş ilk son kullanıcı işletim sistemiydi.

32-bit mimarisine geçiş zor ve uzun bir süreçti. 32-bit işlemcileri destekleyen windows nt 3.1 1993 yılında piyasaya çıkmış olsa da hem son kullanıcılar için değil ticari kurumlar için geliştirilmiş bir işletim sistemi olması hem de donanım ve yazılım gereksinimleri çok geniş kitlelere ulaşmasına olanak sağlamadı.

windows 3.1, 3.11 ve windows 9x serileri bir miktar 32-bit kod barındırsa da tam anlamıyla 32-bit olan windows nt serisi windows xp çıkana kadar ancak herkesi mutlu edecek kadar yazılım ve donanım desteğine ulaşabilmiş, kaynak tüketimi konusunda da makul seviyelere ulaşmıştı.

pc işletim sistemleri tarihinde windows xp en benzersiz yere sahiptir. yayınlandığı tarihte bir dönüm noktası olan windows 95 bile piyasaya çıkışından 10 yıl sonra, 2005 yılında, bilgisayarlarda değil sadece anılarda kalmıştı. windows xp ise gerek yaşadığı uzun ömür gerekse piyasa hâkimiyeti açısından kırılması güç rekorlara imza attı. windows xp, en popüler zamanlarında piyasadaki bilgisayarların yüzde 80'inde kullanılıyordu. (http://www.netmarketshare.com/...me=m&qpsp=95&qpnp=11)

windows xp'nin başarısı, ilk çıkışında pek de hoş karşılanmamış bir işletim sistemi için takdir edilesidir. unutulmamalıdır ki windows xp'nin planlanan çıkış tarihinden tam bir ay önce 11 eylül saldırıları gerçekleşmişti. bu sebeple windows xp'nin çıkışı için hazırlanan kutlama organizasyonlarının çoğu ya iptal edildi ya da biraz daha makul eğlencelere dönüştürüldüler. üç yıl önce çıkan windows 98'e göre çok daha yavaş direkt-satışı vardı. gerçi direkt-satış, windows'un kullanıcılara ulaşmasını sağlayan yöntemlerden sadece biridir.

windows xp, microsoft'un diğer işletim sistemleri ile de savaşmak zorundaydı. xp'den iki yıldan kısa süre önce çıkan ve ticari kullanıcıları hedefleyen windows 2000, windows nt'nin alışılagelmiş gücünü usb desteği, tak-ve-çalıştır, yaygın sürücü desteği gibi herkesin hoşuna gidecek özelliklerle birleştirmişti. bu noktada windows xp, windows 2000 kullanıcıları için sadece küçük bir yükseltmeydi. cleartype, upnp, system geri yükleme, cleartype, güvenlik duvarı ve yeni başlat menüsü ilgi çekici özellikler olsa da janjanlı mavi tema (luna) hedef kitlenin ticari kullanıcılar değil son kullanıcılar olduğunu gösteriyordu.

windows 9x serisini kullanan kullanıcılar içinse windows xp çok daha fazla şey sunuyordu. özellikle servis paketi 2'den sonra kazandığı istikrarlı ve güvenli durum kullanıcıları xp'ye daha da bağlasa da 2001 yılında kullanıcılar farklı düşünüyordu. şimdiki core i7'li, 4gb ram'li bilgisayarları zaten unutun. yıl 2001 çünkü. dönemi için bile normal sistem gereksinimleri olsa da windows xp tabii ki windows 95'ten daha fazla sistem gereksinimine sahipti. çünkü yine herkes en son teknolojiyi en önceden aldığı donanımlarla çalıştırmak istiyordu. özellikle ilk günlerinde windows xp'nin sürücü desteği ve performansı küçük kardeşi windows 98se'yi geçemiyordu. bu sebeple en çok sesi çıkan kullanıcı kesimlerinden olan "oyuncular" (diğer kesim benim gibi early-adopters ya da technology enthusiast denen kesim) windows xp'yi de en ateşli eleştiren kesim oldu ve "sonsuza kadar" windows 98 ile kalacaklarını bildirdiler.

windows xp'nin çıktığı ilk yıl microsoft, kurumsal kullanıcıları bile terfi etmeleri için teşvik ediyordu. kurumsal kullanıcılar için windows 2000 professional tümüyle yeterliydi. (http://www.microsoft.com/...t02/10-09symposiumpr.aspx)

netice ise ne karşı görüşler ne de destekleyen görüşlere gerek kalmadı. windows xp'yi başarılı kılan faktör zaman oldu. zaman, windows xp'yi işletim sistemlerinin kralı yaptı.

zaman geçtikçe bilgisayarlar hızlandı. 2003 yılı sonlarında windows xp'nin sistem gereksinimleri artık standart bir bilgisayarda yer alıyordu. 2005 sonlarında ise windows xp'nin sistem gereksinimleri için gülünüp geçiliyordu sadece. sürücü desteğinin ve sürücü performanslarının artmasıyla windows xp, "bizim bilgisayar kaldırırsa kurarız" seçeneğinden "xp'siz bilgisayar mı olur" seçeneğine terfi etti.

internet kullanımının katlanarak artması ve güvenliğin de kriterler arasında olmasıyla windows 95 ve türevleri kullanım için birer seçenek olmaktan çıktılar. windows xp, yeni bilgisayar alanlar için tek seçenekken windows 95, windows 98, windows nt 4 ve windows 2000 kullanıcıları da birkaç yıl içinde xp'ye geçtiler.

uzun ömrü boyunca windows xp hiç kötüleşmedi. hep iyileşti. özellikle 2004 yılında çıkan servis paketi 2, windows xp'nin hem içini hem dışını değiştirdi. sp2 sayesinde windows xp, modern teknolojiler olan kablosuz ağlar ve bluetooth gibi teknolojilere destek sağlamaya başladı. 2003 yılındaki blaster solucanı olayı sonrasında xp'yi daha güvenli hale getirme konusuna odaklanan microsoft, sp2 ile bunu başardı ve belki de istemeden xp'nin ömrünü uzatıp vista'ya geçiş sürecini uzattı. sp2 ile güvenlik duvarı varsayılan olarak açık olarak geliyordu. ınternet explorer 6, activex bileşenleri için uyarı yapan "sarı çubuk" güvenlik önlemine kavuştu. bir sonraki windows sürümü için düşünülen data execution protection özelliği de windows xp'ye eklendi.

microsoft tarafından windows xp’nin tahtına oturacak yeni bir işletim sisteminin geliştirilmesi süreci uzadıkça microsoft da windows xp türevleri çıkararak piyasadaki yerini sağlamlaştırdı. home theater tarzı pc’ler için geliştirilen windows xp media center edition ve tablet pc’ler için geliştirilen windows xp tablet pc edition bu türevlerdendi. bu sürümlerin hiçbiri olağanüstü satış rakamlarına ulaşamadı ve netice ayrı satılan bu sürümlerin özellikleri windows vista ile windows’un temel özellikleri haline geldi.

windows xp’yi demir kazıklarla yerine sabitleyen olay xp’nin kendisi değil, microsoft’un neredeyse 6 yıl boyunca yeni bir windows sürümü çıkarmamasıydı.

bu bahsedilen "yeni" işletim sistemi windows longhorn’du. windows longhorn, microsoft'un idealize ettiği bir hayal olmasına karşın maalesef "hayalin sınırı olmaz" düsturunun kurbanı oldu. sadece teknik sorunlar değil, microsoft içi çatışmalar da longhorn'un geliştirilmesini zorlaştırdı. sonunda da bu zorluk imkânsızlığa dönüştü.

tümüyle yenilenmiş apı'ler, veri tabanı üzerine kurulu bir dosya sistemi ("bana ahmet'in de içinde olduğu, son 3 ayda, taksim'de çekilmiş fotoğraflarımı göster" gibi bir sorgu yapabildiğinizi düşünün), com mfc ve hatta winforms'un tarih olup yerine komple .net bileşenlerinin getirildiği bir windows düşünün. sonra bir de bunu yapabilmeyi düşünün.

windows longhorn geciktirildi, geciktirildi, geciktirildi, geciktirildi ve geciktirildi (toplam "geciktirildi" sözcüğü sayısı microsoft'un resmi olarak kaç defa "biraz daha bekleyin" dediği sayıya eşittir). en sonunda da hayallerdeki windows ile ilgisi olmayan, söz verilen özelliklerin neredeyse hepsinin iptal edildiği ya da yarım yamalak gerçekleştirildiği bir windows vista çıktı.

windows vista piyasaya çıktığında windows xp yerini o kadar sağlamlaştırmıştı ki kullanıcılar, özellikle iş kullanıcıları, yeni bir işletim sistemi istemiyordu bile. ilk dönemlerinde windows vista birçok sorunla boğuştu. yüksek donanım ihtiyaçları, yeni görünümü ve özellikle sürücü problemleri (en büyük sorun olarak ekran kartı sürücüleri) windows xp'nin oturduğu konuma daha çok yapışmasına sebep verdi. iş kullanıcıları windows xp'de kalırken, windows vista da tutunmakta zorluk çekti.

windows 7'nin çıktığı gün windows vista'nın pazar payı sadece yüzde 19'du.

? amabasadur 01.11.2012 07:37 0

açılır menüler ve kaydırma çubuklarını xerox’un değil microsoft’un icat ettiğini sanan geri zekâlıları görmemizi sağlayan işletim sistemidir.

pidemi verin

? stuard 01.11.2012 07:42 0