çalmak özgürlüktür...sahnede tüm doğa kanunlarına karşı gelircesine ruhun bedeninden ayrılır.Algı frekansı değişir insanın,gitarınla bütünleşirsin böyle duyduğun her tınıya,her notaya verecek bi tepkin vardır..aşktan bile daha kıymetli bi histir bu,aynı kafada,aynı müziği yaptığın,benzer hisleri paylaşan bi kaç adam alt tarafı ama...amaları var işte..2000'lerin başından beri heavy metal'e uygulanan küresel karalama kampanyasının bütün etkilerini ruh ve beden olarak yaşamaktır çalamamak...bar köşelerinde çürüyüp gitmektir bazen,bazende enstrümanını aldığında 5 dakikalık yalnız mastürbasyonlardır...pop kültürünün ele geçirdiği sürrealizmi hiçe saymaktır çalamamak,davulcunun tuşesinden rahatsız olmaktır,konser izlerken amfiye gitara ekipmana bakmaktır...çalmak bedenin ruha karşı kifayetsiz duruşudur...çalamamak ise dio baba öldüğünde günlerce aslında kendi çalamamazlığına günlerce ağlamaktır..dio babanın da aynı duruma düştüğünü görüp kahrolurcasına