Hatice validemiz buyurdu ki: “Benim elim onların yani çarşaflıların üzerindedir.” Burnun gözükürse asıl en güzel yerin gözüktü demektir. Sabredin, cennet gizlenme yok. Çocukluğu bırakalım. Çarşaflı eğer çarşafın kıymetini bilirse cihan ona dokunamaz. Eti dokunsa cihan yıkılır. Allah’ın bir veli kuluna dokunmak ne demek! Hadis-i Kudsi de Allahu Teala şöyle buyuruyor: “Kim benim veli kuluma düşmanlık edere muhakkak ben ona harb ilan ederim. Onu yere sererim.
Bir zamanlar gazeteciler sokakta bir çarşaflı görseler resmini çeker onun hakkında kötü şeyler yazar, çizerlerdi. Şimdi Elhamdülillah yok. “Elbette muhakkak siz zelle idiniz de Allah size Bedir’de yardım etti.” Biz kendimiz mi bu dereceye geldik? Şimdi sen kalk çarşafı boz elbiseye benzet. Bu bizim dinimize sığmaz. Ben bunu kabul etmiyorum. Bir de suratları da açıldı. Yüzünü kapatacaksın, peçe de takmayacaksın. Biz bu İstanbul’a peçeli geldik. Efendi Babaya peçeyi sordum:“Çok güzel örtmek lazım, peçeye lüzum yok” dedi. Çarşafı bozup nereye gidiyorlar. Eğer sizde öyle yapıyorsanız çarşafı terk ediyorsunuz demektir. Korkarım çerşaf sizi terk eder.
Çarşafı iki parça yapmak, arkasını kesik bırakmak yavaş yavaş çıkarmak demektir. Hemen çarşafları düzeltelim.
Aklıma gelmişken söyleyeyim, bizim çarşaflıların ayakkabıları da değişti. Çarşafın altına topuklu ayakkabı giyiyorlar. O kimse daha İslamın bilincine ulaşmamış demektir. Onların şekillerine giriyorlar. Onlara meyil ediyorlar. Hud Suresi 113. ayetinde buyruluyor ki; “Sakın onlara meyil etmeyin, heybetiniz gider. Size ateş yapışır.” Kafirler neden onlara benzememizi istiyorlar? Onlar İslam kıyafetlerinden korkuyorlar da ondan. Çünkü heybetli görünüyorsunuz. Eyvah Eyvah! Ya Rabbi Sen Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) in taraftarlarını onlara zerre kadar bile benzemekten muhafaza eyle.