insanlık kültürel bir çöküş içine girdi. ege'nin güzel tatil beldelerinden çorum'a gitmiş gibiyiz; 1990 larda olan özgürlükçülük, yenilikçilik, dinamizm 2020lerde yerini eşcinsel hakları, politik doğruculuk, küresel ısınma muhabbetlerine bıraktı.
tarih tekerrürden ibarettir derler. şu an bulunduğumuz tarih dengini ancak ateşin yahut yazının keşfinde falan bulabiliriz. zira internetin keşfi böyle bir etki yarattı. ateşi keşfeder keşfetmez insanlık bir anda müthiş bir ilerleme kaydetmiş gibi gözükse de aslında olan şey ateşi kontrol edenlerin ateşi kontrol edemeyenlere hükmetmesiydi. şu an da olan bu. interneti kontrol eden kuvvetler hepimizi kontrol etmeye başladılar. bu yüzden efendilerimizin izni dışında lokal olarak başarılı olma ihtimali hiç bir yerde yok; bu da yaratıcılığı anlamsız kılıyor; kimse yaratıcı olmak zorunda değil. başarılı olanı kopyala ve videon 1 milyon izlensin. sözde yaratıcılığı ortaya çıkarması ve insanların içindeki cevheri topluma sunmasını amaçlayan youtube bile dev ALPHABET şirketinin sadece bir kolu; onların istediği algoritmalara göre oluşuyor.
bilimde bile yol tıkandı; görünen evrenden ötesine artık kuantum fiziğine ulaştık ancak orada tam anlamıyla SIÇIYORUZ. hiç kimse hiç bir şey anlamıyor. anlayan birileri olursa o da internet gibi bizi ileriye götürmeyecek; anlamayanlar ve anlayanlar olarak yeni sınıflar yaratacak.
onlarca yıl küreselleşme karşıtları liberaller tarafından aşağılandı. ama durum ortada. adamlar haklıymış. liberallerin ütopyası eşcinsellerin resmi nikahla sikişmesine müsade etmekten ibaretmiş. devletsiz, parasız, eşitlikçi bir ütopya ancak komünistlere göre modası geçmiş bir hayal. bir liberal için fazla demode!
küreselleşme hepimizi bir bütün yapmadı; hepimizi tek tipleştirdi. bugün muhtemelen instagram'dan etiyopyalı mankenlere bakıp otuzbir çeken afrikalı kabile çocuğunun üzerinde çakma adidas tişört var. kültürel etkileşim içine girilebilecek hiç bir kültür kalmadı; çünkü hepsi birbirine dönüştü.
kıyamet denince çocukken aklıma mal müslümanların zannettiği gibi güneşin ikiye yarılması falan gelirdi. kıyamet bu değil. kıyamet şu an içinde bulunduğumuz şey. göz göre göre kültürel varlığımızı yitirmemiz; birileri tarafından kontrol edilmeyi tamamen yadsımamız. bilimsel olmadığını gerekçe göstererek dinleri reddedip sahte bilimle göz boyayan elon musk gibi bir sömürge valisini kahraman adletmemiz. starlink uyduları tepemizde bizi dijital bir kafese hapsederken nihat hatipoğlu gibi adamların EŞŞEK SİKMEK ORUCU BOZAR MI oyalamalarıdır kıyamet.