ben bir inci sözlük yazarıyım, kimse ile paylaşmadığım tüm özelimi burada dökerim, paylaşırım, anlatırım, yardım ararım. bu sosyalleşmemi engelleyen bir durum değildir fakat yine de sıkı sıkı beni buraya bağlayan bir etkendir.
"`inci sözlüğün`" savunduğu toplum biçimini unuttuk, karşıt ve zıt olmanın "kendi ütopik kurgumuz" içinde popülerleşmeye doğru gittiğini göremez olduk. hayal ettiğimiz onca yanlışa, kapitalizme, emperyalizme kısacası toplumsal yaşamımızın istediğimiz biçimde biçimlendirebilmemiz için bir çok "`şey`"lerden vazgeçmemiz gerektiğini biliyorduk. ve "`vazgeçtik`" etikten, ahlaktan, dinden, bizi gerileştiren, tektipleştiren herşeyden.
zorunlu çalışmaktan, kimseyi zorunlu çalıştırmayacağımızdan, isteyenin istediği gibi yazabileceği özgür bir ortam için 6 nesilimizde elinden geleni ardına koymadan 30 saniyede 2 entrysini esirgemeden yazdı. çoğunluğun "`kendimin de`" dahil suça meyilli olduğumuzu açıkca sergiledik. çünkü karşıydık, paranın ve liderliğin karşısında durduğumuzu zannediyorken, kandırıldık. "`birşeyleri değiştirebiliriz`" mottosu bile türk popüleritisine kurban gitti.
her türlü otoriter ilişki ve eğilime karşıydık, daha da önemlisi herkes aynı anda mücadeleye katılamayacağı için yarımızdan çoğunun düşüncesini unuttuğunu, yarımızdan diğerinin ise bu düşünceleri bilmediği gerçeğini ele alırsak taktığı vendetta maskesinin anlamını dahi bilmeden "`karı tavlama`" amacı olarak görmeye başladı.
merkezi bir kolektif oluşturmak yerine aramızdan seçtiğimiz kişilerin bizleri yönetmesine izin verdik, hatta aramızdan seçmediklerimizin bizi yönlendirmesine bu böyle, şu ise şöyle olacak demelerine ses çıkaramadadık ve işte o korkulu an geldi. kitap yazabilmek bir yetenek işidir, yeteneğin yoksa 500.000 yazarı olan bir sözlükten gelişi güzel yazı toplansa bile 15 tane daha "`insanlığa lanet`" 20 tane daha "`kahpe`" çıkar piyasaya. farkında olmadan birilerine para kazandırdık ve yine farkında olmadan politika oyuncağı olduk. "öyleyse modern teknolojiyi, iletişimi, ulaşımı bilen kişiler tarafından "`yazar`" olarak değil de mazlum olarak gözüktük. kısacası kullanıldık. o toplumun genel rutin işlerini "`red`" eden inci sözlük gitti, reklam alan, yazarlarının üzerinden prim sağlayan büyük bir sözlük şirketi geldi ve biz hala uyuyoruz. kazandıkları para, yedikleri ve içtikleri onların olsun ama özlerini unutmasınlar.
`insanlığa lanet`" - "`kahpe`" kitapları toplam baskı sayısı 15'e yaklaştı bunu düşünecek olursak, üstüne aylık "`panpa`" dergisinin milyon rakamında basıldığını ve dağıtıldığını ve bunun getirdiği kazancın "`savunduğumuz haksızlık olan cebe para girme durumunu`" ister istemez büyük bir "`falsifikasyon ile`" bize empoze ettiklerini görmeye başladık. bu demek oluyor ki artık inci sözlüğün'de popüler medyanın getireceği kazancın faydalı işler için harcanmayacağı bunun yerine kişilere özgü legal yatırımlara harcanacağı gerçeği ile yüzleşeceğidir.
"`insanlığa lanet`" kitabının 15. sayfasında `haksızlığa başkaldırmayan kişi kendisine karşı en büyük suçu işlemiştir` durumunu da baz alarak bir kaç şeye lanet etmek istiyorum.
özet kandırıldık.
amaç ile araç arasında olan uyum "`inci sözlüğün`" sonunu getirdi. sözlüğe reklam alındı, kitap baskıları büyük avm kitap evlerinde, aylık dergisi her türlü küçük süpermarketlerde bulunabileceğidir.
nerede kaldı hani o "`fuck copywriting do it yourself`" felsefesi.
biz 15 günde anlayıp arakladık kendimizi o kapitalist yok copywriting falsikasfisyon ortamdan...